Eylül ayının ortalarıydı. Havada son baharın yaklaştığına dair henüz bir belirti olmasa da bu kış geçen senelere nazaran daha soğuk geçecek gibi duruyordu.
Şirketten çıkmış yemek için lokantaya doğru ilerliyordum. Havalar şu an için hâlâ sıcaklığını yitirmediğinden genellikle çokta uzak olmayan yerlere yürüyerek gitmeyi tercih ediyordum. Çalıştığım şirket deniz kenarına yakın bir yerde olduğu için her zaman gittiğim, denize bakan lokantaya deniz kenarı boyunca yürüyerek ilerledim.
Öğle arası olduğu için insanlarda bir koşturmaca vardı. Herkes hemencecik yemeğini bitirip işine dönmenin derdindeydi adeta. İnsanlarda ki bu telaşlı havanın aksine ben kendimi oldukça mutlu hissediyordum. Hem şirkette ki bütün işleri tamamlamış hem de yakında düğünümün olmasının mutluluğu vardı içimde.
Birkaç yıl önce yeni mezun olmuş bir yazılımcı olarak iş aramaya koyulduğumda bir kızla tanışmış ve birkaç sene içinde de evlenmeye karar vermiştik. O zamanlar yeni mezun olduğum için iş bulmakta epey bir zorlanmıştım. Hem İstanbul' a ilk kez geliyordum hem de iş bulma konusunda henüz tam bir deneyime sahip değildim.
Çalıştığım şirketin binasının önüne gelip bu kez olacak dediğimde tam bir özgüvene sahiptim diyemeyeceğim ama kendimi onlara iyi anlatmış olacağım ki beni hemen işe almışlardı.
O kadar red cevabından sonra insan haliyle bu kez olacak demekten yorgun düşüyor ve umutsuzluğa kapılıyordu.
İşi aldıktan sonra bunu kutlamak için bu deniz kenarından geçip az sonra gireceğim restoranta girmiştim. O gün orası o kadar kalabalıktı ki oturacak yer bulamamıştım. Nihayet köşede boş bir masa bulup oraya geçmiştim. Ama az sonra yanıma bir kız gelip bu masanın ona ait olduğunu söylemişti. Boş yer olmadığını söyleyince de çaresiz kabul etmişti.
Gamze ile işte o gün tanışmıştık. O da yakınlarda bir yerler de ki bir dergi de yazarlık yapıyordu. O günden sonra neredeyse her öğle yemeğinde birlikte aynı restoranta karşılaşır olmuştuk. Böylelikle arkadaşlığımızı ilerletip, birkaç yıl sonra evlenme kararı almıştık. Bu belki de hayatımda aldığım en doğru kararlardan biriydi.
Şimdi ise yine o restoranta gidip her zaman oturduğumuz masada birlikte yemek yiyecektik.
Az sonra bu bahçesinde ahşap masalar duran bahçesi sarmaşıklar la çevrili, etrafa güzel kokular yayan, güzel bir restorantın önündeydim. Bahçesinden içeri girdiğimde karşıda, kenarda oturan Gamze' yi gördüm. Benim kumral düz saçlarımın aksine siyah dalgalı saçlarını arkadan at kuyruğu toplamış, köyü kahverengi gözleri ve yüzünde gülümsemeyle bana bakıyordu.
Yanına gittiğimde karşısında ki sandalyeyi çekip oturdum.
"Bu kez erken gelmişsin Gamze."
"Evet, bugün şirkette yapılacak çok isim yoktu. Hatta öğleden sonra eve gidebileceğim."
"Bu habere sevindim. Bugün benim işlerimde çok uzamaz herhalde. Eğer patron yeni işler vermezse eve erken gidebilirim."
Gamze benim iki sokak aşağımda kuzeni ile birlikte yaşıyordu. Ben ise bir arkadaşımla birlikte aynı evi paylaşıyordum. Ama yakında düğünden sonra yeni evimize taşınacaktık.
Aslında ailem Balıkesir de yaşıyorlardı ama ben iş sebebiyle İstanbul' a taşınmıştım. O günden beri de tam dört yıl olmuştu. Simdi yirmi altı yaşında bir yazılımcı olarak hayatıma devam ediyordum.
Birlikte öğle yemeğinin tadını çıkardıktan sonra Gamze' yi eve uğurladıktan sonra ben de yeniden şirkete gitmek üzere yola koyuldum.
İki gün sonra Gamze ile gelinlik bakamaya gidecektik. Bu yüzden patrondan öncesinde izin aldım ve şirketteki işleri önceden bitirdiğim için sadece formaliteleri yerine getirip oradan eve gidip dinlenecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Meleği ( Tamamlandı. )
RomanceAli tam da evleneceği gün sevdiği kadın ortadan kaybolunca büyük bir mutsuzluğa kapılır. Kuzeninden gelen bir haber ile İsviçre' ye tatile gittiğinde beklenmedik bir şekilde karşısına çıkan Melek ile asıl aşkı bulur. Ali ve Meleğin İsviçre de başlay...