Simon Fields
"O seni kurtarmak için oraya gitti! Senin için!" dedim bağırarak. "Sen buradasın ama o nerde! O nerde Chris? Cevap ver bana!"
Sonra da o bencil piçin yüzüne yumruğumu geçirdim. Karşılık bile vermeye çalışmadı, öylece durdu. Bu daha fazla öfkelenmeme sebep oldu. Elim tekrar suratına inecekken birinin parmakları bileğimin etrafına dolandı.
"Eğer hayatına değer veriyorsan bunu bir kere daha deneme. Arkadaşın için hissettiklerinden dolayı liderin oğluna yumruk atacak kadar gözün dönmüş olabilir, bu seferlik yanına kalmasına izin vereceğim ama bir dahaki sefere yerini sana hatırlatırım."
Piçin babası kolumu bıraktıktan sonra önce bileğimde kalan parmakların izine baktım ardından da kendine Lider diyen o kalpsiz canavara. Yine oğlunu koruyordu, tek düşündüğü şey güç ve oğluydu. Herkesi onu kurtarmak için feda etmeye hazırdı ve öyle de olmuştu. Oğlunun kefaretini Lana ödemişti.
Suratına bakıp alaycı bir şekilde gülümsedim. Beni korkutabileceğini mi sanıyordu? En iyi arkadaşımı, Lana'yı kaybettikten sonra bana daha fazla acı verebileceğini mi sanıyordu? Bir de beni hayatımla tehdir ediyordu.
Damarlarımı kavurucu bir öfke yakıp geçerken yumruğumu sıktım. Gözünün içine baka baka oğluna bir tane daha patlatmaya karar verdiğim an bu kez yumruğum daha narin, küçük bir el tarafından engellendi. "Simon, yapma. Lütfen."
Gözlerim yavaşça Mia'ya döndüğünde kaybedecek son bir şeyimin daha olduğunu biliyordum. Kendi canım umrumda değildi ama Mia'nın gözünden akacak tek bir damla yaşa dayanamazdım. Lidermiş, Meclismiş herkesi karşıma alabilecek haldeydim ama dizginlerimi elinde tutan tek bir kişiye karşı boynum kıldan inceydi.
Mia..
Onunla tanışana kadar ailem ve Lana dışında hiç kimseyi sevemeyeceğimi düşünürdüm ama o iri mavi gözleriyle bana baktığı ilk anda kalbimi esiri etmişti. Ona olan aşkım öyle büyüktü ki babasının kim olduğunu anladığımda bile ondan uzak duramamıştım.
Mia bana yalvarırcasına bakarken ona usulca başımı salladım. Sonra da Chris'e dönüp baktım. "Bu iş burada bitmedi." dediğimde Alexander'ın dudaklarından sinirli bir hırıltı çıktı.
Chris elini uzatıp, "Sen karışma baba. Bu Simon ile benim aramda." dedi.
Evet bu bizim aramızdaydı. En başından beri ona güvenmemiştim. Beni haftalarca ilaçla uyutmuştu! Ve Lana'ya bir sürü yalan söylemişti. Lana'nın ona olan sevgisine layık değildi. Lana onu affetmiş olsa da ben asla affetmemiştim.
Alexander herkesin önünde oğlunun kendisine çıkışından hiç hoşlanmamış gözüküyordu. Ben yine alaycı bakışlarımdan biriyle ona bakınca yüzündeki damarlardan biri ortaya çıktı ve yüzü öfkeden kıpkırmızı oldu.
Chris de babasının yüz ifadesini görmüş olacak ki Mia'ya dönüp, "Lütfen onu götür buradan." dedi yalvarırcasına.
Mia kolumdan tutup beni çekiştirmeye çalışırken ben gözümü dikmiş hala Chris denen piçe bakıyordum. Bu iş burada bitmemişti. Sebep olduklarının acısını ondan çıkaracaktım.
Mia'nın beni çekmesine izin verdim. Zaten o narin, küçük bedeniyle ben izin vermesem beni buradan asla uzaklaştıramazdı ama onun üstümdeki gücü fiziksel değildi. Bir bakışıyla sözüyle beni dizlerimin üstüne çöktürebilecek tek insan oydu.
Meydanı dolduran insanların hepsinin gözleri bizi takip ederken Mia ile el ele aralarından geçip, kayaların içine oyulmuş küçük odamıza çıktık. Mia beni yönlendirip yatağa oturttuğunda onu da elinden çekip sırtı bana yaslı olacak şekilde kollarıma aldım. Dudaklarım kulağının hemen yanındaydı. "Seni korkuttuğum için özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ / Dönüşüm Serisi 2. Kitap
FantasySabırsızlıkla beklediğiniz an geldi. Çok sevilen Dönüşüm Serisi'nin ikinci kitabı Melez yayında! İlk kitap olan "Sıradan"ı profilimden okuyabilirsiniz. ---Tanıtım-- Lana Sıradan'lardan olmadığını öğrenmişti. Şimdi hem kim olduğunu hem de güç...