Bölüm 22/ Kaçış

512 66 42
                                    

Sabah uyandığımda annem derin bir uykudaydı. Onu rahatsız etmeden üstümdeki pikeyi atıp yataktan dışarı çıktım. Hızlıca üstümü değiştirip Lucas ile antremanımızın yapılacağı mağaraya gittim.

Arlo ve Sara da oradadaydı, büyük bir uyum içinde güçleri üzerinde çalışıyorlardı. Arlo ateş gücünü ellerinden bütün vücuduna yaymak için çalışıyordu. Sara da sadece hafızayı silmek değil, hafızayı değiştirebilmek istiyordu. Lucas ve bana bu fikrini ilk açtığında ikimiz de ona bunun imkansıza yakın olduğunu söylemiştik ama nasıl olduysa geçen hafta Lucas'ı çocukluğunda bir köpek sahibi olduğuna inandırmıştı. İşin kötü yanı Lucas inatla zaten bir köpeği olduğunu, bunu kafasına Sara'nın sokmadığını iddia ediyordu. Ona göre zaten bu olan bir şeydi ama Sara ve ben de biliyorduk ki, salgından sonra kedi, köpek gibi evcil hayvanların soyu tamamen tükenmişti. Lucas'ın onlardan birine sahip olma ihtimali yoktu.

Sara iyi iş çıkarmıştı çünkü Lucas'a şuan yaşayan kimsenin canlı kedi veya köpek görmediğini söylediğimiz ve bunu herkesten duyduğu halde bir köpeği olduğuna emindi ve kimseyi dinlemiyordu.

Sara'nın bu yeni özelliği Alexander'ı heyecanlandırmıştı çünkü Sara'yı kullanarak düşmanlarının anılarını kendi düşünceleriyle değiştirerek onları bizim tarafımıza çekmeyi umuyordu. Hatta bu güç sayesinde düzeni tamamen değiştirebileceğimizi, sanki başından beri topluluk ve kurallar yokmuş gibi davranabileceğimizi iddia ediyordu. Tabii en başta da herkesi yönetimin başındaki kişinin kendisinin olduğuna inandıracaktı.

Yine de ortada bir sorun vardı. Sara bu gücünü tam olarak kullanamıyordu. Lucas'ı köpeği olduğuna ikna etmek kolay olmuştu çünkü bu duygularla ve inandığı şeylerle ilgili değildi. Mantığı bir köpeği olabileceği fikrini kabullenmişti. Oysa ki Alexander'ın istediği gibi, yıllardır inanılan şeyi, kişiliği değiştirmek bu kadar kolay değildi. Sara ne zaman birinin anılarına girip düşünceleri ve duyguları etkileyen bir hatırayı değiştirmeye çalışsa, kişinin beyni bu fikri kabullenemiyor ve burun kanaması, bayılma gibi yan etkilerle sonuçlanıyordu. Alexander'ın emir vererek ona gönüllü olarak gönderdiği deneklerle bu gücünü geliştirmeye, düşüncüleri değiştirmeye çalışıyordu. Şimdiye kadar başarılı olamamıştı.

Chris bu durumdan hiç memnun değildi. Her gün revire Sara tarafından bayıltılan, burunlarından musluk gibi kan akan insanlar geliyordu. Chris bir doktor olarak bunun tehlikeli olduğuna ve devam edilmemesi gerektiğine inanıyordu. Bunun sebebi Sara'nın hafızasını değiştirmeyi birden çok defa denediği adamlardan biri ciddi psikolojik problemler göstermeye başlamıştı. Babasıyla bu durum hakkında tartışmıştı ama Alexander çoğunluğun iyiliği için risk almak gerektiğini söylemişti.

İşte bu yüzden, konsantre olmaya çalışırken kaşları çatılmış, yüzü kızarmış olan Sara benimle birlikte her sabah buraya gelip Lucas ile çalışıyordu.

Antreman bittiğinde hepimiz terlemiş, yorulmuş ve acıkmıştık. Hep beraber yemekhaneye doğru giderken Lucas hepimizin ne kadar ilerleme kaydettiğinden bahsediyor, cam mavisi gözlerindeki gururlu bakışlarla bizi izliyordu.

Sağ taraftaki tünellerden, yeni gelen ailenin çıktığını gördüğümde yemekhanenin önüne gelmiştik bile. Kadın kucağında bebeği ve eline sımsıkı yapışmış çocuğuyla önden yürüyor, eşi de kolunu kadının omzuna atmış onların yanından geliyordu. Aileye bakarken yüzümde bir gülümseme oluştu. Burada huzur içinde yaşayabilirlerdi, çocuklarından ayrılmak zorunda kalmamışlardı. Annesinin kollarında uyuyan bebeğe baktığımda, sırf ikinci çocuk olarak doğduğu için annesinden alınan diğer bebekleri düşünüp üzüldüm.

Ailenin arkasından, Dimitri Miller'ın notunu bana ulaştıran Derek adındaki çocuk geliyordu. Bakışları beni bulduğunda meydan okur bir ifadeyle gülümseyip beni süzdü. Sonra bakışları yanındakilere kaydı ve bir anda yüzü öfkeyle çarpıldı. Önündeki adamın omzuna çarparak geçip bize doğru koştu.

MELEZ / Dönüşüm Serisi 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin