"Elit" 2. Bölüm

447 56 48
                                    

Gecenin karanlığında, ormanın iç ürperten sessizliğiyle yürüyorduk. Delilerden bir işaret, bir ses bekleyerek adım atarken, bir yandan tedirgin bir şekilde etrafa bakıyorduk. Ayağımın altında çatırdayan dallar, hafif rüzgarla hareketlenen çalılar her seferinde sıçramama neden oluyordu. Böyle anlarda beni ayakta tutan, yürümeye devam etmemi sağlayan tek şey Chad'in elimdeki eliydi.

Sabahın ilk ışıkları doğarken aklımdan geçen şey şanslı olduğumuzdu. Bu koşullarda ne kadar şanslı olabilirsek işte. Bir tane bile Deli ile karşılaşmamıştık. Sadece bir kere durup mola vermiştik ve üstünden epey vakit geçmişti. Bacaklarım yürümekten ağrıyor, karnım açlıktan gurulduyordu.

Sonunda Alexander durup bize de durmamızı işaret edince rahatlayarak belimi tutarak gerindim. "Duvara çok yaklaştık ama hava kararmadan içeri girmeye çalışamayız. Kalabalığız ve çok dikkat çekeriz. Gece olana kadar burada kamp yapalım, herkesin biraz dinlenip güç toplaması lazım. Önden iki adamımı gönderip duvarda doğru kişiler tarafından bulunmamızı sağlayacağım. İçeride de güvenli bir sığınak bulmamız gerekiyor. Eğer her şey planlandığı gibi giderse, yarın bu saatlerde oğlumu almış geri dönüyor olacağız." dediğinde kalabalıktan umut dolu tezahüratlar yükseldi. Chad ile ben sessiz kalmıştık. Herşeyin planlandığı gibi gitmeyeceğine dair içimde kötü bir his vardı.

Chad ile birlikte bir ağacın dibine çöküp, sert kabuklu gövdesine sırtımızı dayayıp oturduk. Çantadan iki sandviç ve su çıkarıp birini Chad'e uzattım. Sessizce yemeğimizi yedik.

Etrafı izlerken Blake'in omzuna silahını asıp ağaçların arasına girdiğini görünce merakla gözlerimi kıstım. Chad nereye baktığımı görünce "Avlanmaya gidiyor sanırım. Bir şekilde bu onu rahatlatıyor, öfkesini, üzüntüsünü kontrol etmesini sağlıyor. Kendini suçluyor biliyorsun." dedi.

Üzüntüyle iç çektim. "Sanırım herkesin kendini suçlayacak bir şeyi var."

Chad anlayışla bana baktı. "Senin yok Lana, olmamalı. Derek'in neler yapabileceğini hiç birimiz tahmin edemedik." dedi.

Chad'e notu söylememiştim, o yüzden cebimde kıvrılmış duran kağıt sanki değdiği kumaşı yakıyor gibiydi. Benim hatam vardı, bazı şeyleri saklamıştım ve hala daha saklamaya devam ediyordum ama bu kez geçerli bir nedenim vardı. Bir şey söylemedim.

"Biraz uyumaya çalış, saatlerdir yürüyoruz çok yoruldun." dedi Chad kolumu okşayarak.

Gülümsedim. "Sen de yürüdün, sen de uyumalısın." dedim.

Chad'in de dudakları kıvrıldı ve o bayıldığım gülüşlerinden biri ortaya çıktı. "Ben senden daha güçlüyüm ama." dedi sırıtarak.

Kaşlarımı kaldırarak, "Geçen gün Delilerle savaşırken sana güç veren bendim diye hatırlıyorum?" dedim meydan okuyarak.

Chad beni şaşırtarak kahkaha attı. "Çok inatçısın Lana, senin bu hazırcevap halini görünce aklımdan geçenleri, sana yapmak istediklerimi bilmek ister misin?" diye sordu gözlerinde alev alev bir bakışla.

Kızararak gözlerimi kaçırdım. Sanırım konuşmanın gidişatını tahmin edebiliyordum. Aslında şuan çevremiz bu kadar insanla dolu olmasa bu konuşmak istediğim bir konu olurdu ama şuan için uygunsuz kaçardı.

Annemle birlikte kaldığımız ve Chad ile geçirdiğim vakit konusunda oldukça tedbirli olduğu için birlikte geçirdiğimiz o geceden sonra bir daha yakınlaşmamıştık. Sadece tünellerde, teraslarda ve insan olmayan tenha yerlerde çaldığımız birkaç öpücük ve kucaklaşmalar olmuştu. Bunlar son zamanlarda yetmemeye başlamıştı. Özellikle de o kahkaha atarken bu kadar seksi gözüküyorken.

MELEZ / Dönüşüm Serisi 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin