Cenaze aracı, toprak yolda sarsılarak ilerliyordu. Yolun o kadar da sık kullanılmadığı, önlerine çıkardığı engebelerden belliydi. Sanki yol bile gitmelerine izin vermek istemiyor, yıllardır içinde yaşadıkları yalana geri döndürmek istiyordu onları.
Lana şimdiye kadar evi bildiği yeri arkasında bırakıp hiç bilmediği bir geleceğe doğru giderken aklında bu düşünceler vardı. Olanları düşünemeyecek kadar şaşkın olduğu için bir süre sadece ön camdan görünen yeşilliğe ve toprak yola baktı. Başında hala zonklayan ağrıyı düşünmemeye çalışıp bu hiç alışık olmadığı yeni dünyayı incelemeye başladı.
Daha önce hiç ağaç görmemiş değildi elbette ama böylesini görmemişti. Mobilium'da her şey çok düzenli, mükemmel ve gösterişliydi. Oradaki bahçeler planlı bir şekilde yeşertilmiş, sadece en güzel gözüken çiçekler dikilmişti. Mobilium'da çiçekler hiç solmaz, ağaçlar hiç kurumazdı.
Minibüs aralarından geçerken, iki yanda bulunan ağaçlar ise hiç el değmemiş, uzunlu kısalı ve yabaniydi. Aralarında kurumuş otlar, Lana'nın daha önce hiç görmediği bitkiler, tehlikeli bir şekilde dikenli gözüken çalılar vardı. Nasıl olduysa bir şekilde bu görüntü Lana'ya daha doğru geldi. Doğal olan normal olan buydu. Toplumun herkesi ve her şeyi nasıl mükemmelleştirmeye çalıştığını hatırlayınca yüzünü buruşturdu.
"Hey Lana, öne gelsene. Buradan daha iyi görebilirsin." Ian ön koltukta başını arkasına çevirmiş Lana'ya bakıyordu. Yüzünde yaramaz bir gülüş vardı. Heyecanı yüzünün her hattından okunuyordu. Lana onun da ilk defa sınırın dışını gördüğünü hatırladı. Kendini gülümsemeye zorlayarak, sarsılan minibüse aldırmadan seri bir hareketle ön koltuğa Ian'ın yanına geçti.
Gerçekten de buradan daha fazla şeyi görebiliyor, detaylarını farkediyor ve önündeki manzaranın büyüklüğü karşısında başı dönüyordu. Solunda araba kullanan Chris'e bakışlarını çevirmeden önce sadece birkaç dakika daha ormanın büyüsüne kendini kaptırarak seyretti.
Chris yola çıktıklarından beri pek fazla konuşmamıştı. Lana şimdi yandan yüzünü incelerken çenesini gergin bir şekilde sıktığını farketti. Yanına oturduğunu bildiği halde dönüp ona bakmamıştı ve bu kendisini rahatsız etti.
Chris her zaman ona karşı çok anlayışlı ve korumacı olmuştu. Olanları duyunca kalbinin kırıldığını tahmin edebiliyordu ama yine de onu kurtarmıştı. Lana'nın elinden bir şey gelmiyordu. Chris'e bunları yaşatmayı hiç
istememişti. Bir Elit'e aşık olmuştu ve hata yapmıştı.Birden kafasındaki düşünceleri uzaklaştırdı. Şimdi onu düşünmek istemiyordu. İhanetinin acısı Lana'nın kalbini böylesine acıtırken düşünmeyecekti. Yine de kafasındaki soruların cevabını almak, belki de baş ağrısını biraz geçirecekti.
"Chris." diye seslendi sakince. Chris'in yüzünün daha da kasıldığını farketti ama ona doğru döndüğünde şefkatli bir şekilde gülümsemeyi başarmıştı. İşte Chris böyleydi, her zaman iyi hissetmesini sağlıyor ne yaparsa yapsın onu affediyor ve kızamıyordu. Bu olanlarda kendi kalbinin kırıldığı kadar o da karşısındaki insanın kalbini kırmıştı ve şimdi bir kere daha anlıyordu ki çok büyük hata yapmıştı. Yanlış insanı seçmişti ve sonuçta birden fazla kişi zarar görmüştü.
Chris endişeli bir şekilde yüzünü inceledi. "Nasıl oldun? Baş ağrın daha iyi mi? Yanıma çok fazla tıbbi gereç alamadım, çok ani oldu, seni bir an önce oradan çıkarmamız gerekiyordu. O yüzden ağrı kesici veremiyorum özür dilerim ama Birlik'e vardığımızda oradaki malzemelerle daha iyi hissetmeni sağlayabilirim." Uzanıp Lana'nın elini kısa bir an tutup baş parmağıyla üstünü okşadı ama sonra hemen elini çekip yine başını önüne çevirip dikkatini yola verdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ / Dönüşüm Serisi 2. Kitap
FantasiaSabırsızlıkla beklediğiniz an geldi. Çok sevilen Dönüşüm Serisi'nin ikinci kitabı Melez yayında! İlk kitap olan "Sıradan"ı profilimden okuyabilirsiniz. ---Tanıtım-- Lana Sıradan'lardan olmadığını öğrenmişti. Şimdi hem kim olduğunu hem de güç...