Bölüm 11/ Beklenmedik Misafir

563 82 47
                                    

Lana sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açtı ve yatakta tek başına olduğunu gördü. Gece Chris'in nereye gittiğini hatırlamıyordu ama zihnini kurcalayan onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Ne kadar zorlarsa zorlasın hatırlayamıyordu.

Temiz kıyafetler ve havlu alıp banyoya gitti. İçeride şimdiden birkaç kadın ve çocuk vardı. Lana geldiğinden beri buraya alışmıştı,  artık diğer herkes gibi kıyafetleri olmadan yıkanabiliyordu. İçine girip kendini ılık suyun rahatlığına bıraktı. Yüzme işini de biraz ilerletmişti, sırt üstü hareketsiz yatıp suyun üstünde kalabiliyordu. Gözlerini kapatıp kayalardan akan suyun sesine, gülüşen çocuklara ve mağaranın tanıdık uğultusuna kendini kaptırıp öylece yattı.

Temizlendiğine emin olduktan sonra kıyıya çıkıp vücudunu ve saçlarını kurulayıp temiz kıyafetlerini giydi. Bugün hava normalden biraz daha sıcak olduğu için ince ketenden bej rengi yazlık bir elbise seçmişti. Boyundan bağlamalı elbise bollaşıp dizlerine kadar iniyordu. Ayağında da iplerden örülmüş sandaletleri vardı.

Havuzun olduğu mağaradan çıkıp kahvaltı için yemekhaneye gittiğinde aslında bir şeylerin farklı olduğunu anlamıştı. Normalde muhabbet eden ve gülüşen insanların uğultusuyla dolu olan oda şimdi tekinsiz bir sessizlikle çınlıyordu. Lana'nın gözleri Chris'i ve arkadaşlarını aradı ama masalarında sadece Maya, Sara ve Arlo'nun oturduğunu gördü.

Yanlarına gidip masaya tepsisini bıraktığında arkadaşlarının gergin yüzlerine baktı. "Günaydın, Neler oluyor?" dedi gergin bir şekilde.

Maya sıkıntılı bir yüz ifadesiyle başını kaldırıp Lana'ya baktı. "Chris sana söylemedi mi gitmeden önce?" dedi.

Lana kalbinin sıkıştığını hissetti. Bunun altından iyi bir şey çıkmayacaktı. "Hayır bir şey söylemedi, ya da bilmiyorum hatırlamıyorum. Hayal meyal dün beni odama götürdüğünü biliyorum ama sonra sabah uyandığımda yanında yoktu."

"Dün gece Alexander emir verip, Chris, Blake ve Ian'ı diğer birkaç adamıyla beraber Mobilium'a bir göreve gönderdi." dedi Maya gergin bir ses tonuyla.

Lana'nın aklına silik birkaç anı doldu. Dün gece bir operasyonla ilgili bir şeyler duyduğunu hatırıyordu. Sonra kalp atışları hızlandı. Chris ona bir şeyler söylemişti. Onu sevdiğini söylemişti ve Lana şimdi düşününce sanki kendisine veda etmiş gibi bir hisse kapıldı. Dehşet içinde Maya'ya doğru eğildi, sesi istediğinden daha yüksek çıktı. "Ne görevi bu Maya? Ne için gönderildiler?" dedi Lana.

Sara ve Maya'nın huzursuzca birbirleriyle bakıştığını gördüğünde duyacaklarına kendini hazırladı. Kötü bir şey olmuştu, çok kötü bir şey.

"Tam olarak ayrıntısını bilmiyorum. Ben yayın merkezinde iletişim ağlarıyla uğraşırken bitişikteki toplantı odasından gelen gürültüyü duyunca koridora çıktım. Blake ile karşılaştık, çok sinirli gözüküyordu. İçerideki konuşmalardan anladığın kadarıyla Başelitin kızını kaçırmayla ilgili ve birini de öldürmekle ilgili bir şey konuşuyorlardı. Blake bana bakıp Meclisi kalbinden vuracaklar. Ya da en azından Başelit ve Meclis başkanını. dedi. Sonra da bana sarılıp hızlıca hazırlanmak ve intikam ile ilgili bir şeyler geveleyip uzaklaştı. O an anladım kötü bir şeyler olacağını çünkü bana sarıldı Lana. İlk kez bana sarıldı. Blake asla sarılmaz." dedi.

Lana'nın kafası çok hızlı çalışıyordu. Meclis başkanını ve Başeliti kalbinden vuracaklardı. Başelitin kızını kaçırıp birini öldüreceklerdi. Lana'nın kalbi sıkıştı. Öldürecekleri kişiyle ilgili içinde çok kötü bir his vardı.

Bir anda Sara ve Maya'yı çok şaşırtarak sertçe ellerini masaya vurup kalktı. Hızlıca yürürken nereye gittiğini bilmiyordu ama adımları onu yayın merkezinin olduğu tünele götürüp toplantı odasının kapısına getirince yapması gerekeni biliyordu. Kapıyı çalmaya bile zahmet etmeden hızlıca kapıyı açıp içeri girdi ve yuvarlak bir masanın etrafına oturmuş Alexander ve Aliza'nın da olduğu birkaç kişiyi gördü. Hepsi de onu görünce şaşkın bir şekilde ona baktı.

MELEZ / Dönüşüm Serisi 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin