❗️Yetişkin ögeler içermektedir.❗️
Adım Elizabeth.
Bir prenses olarak doğduğum Westminster Sarayı'nda ruhumun en ufak kırıntısını soğuk taşların arasına saklamıştım. Yalnızlığımı o ufak kırıntılarla saklambaç oynayarak geçirmiştim. Tenime satır sartı...
Bu bölüm biraz duygusallaşacağız, yazarken çoğu yerde gözlerim doldu, ağladım.
Bu bölüm çok özel, güzel. O yüzden yorumlarınızı eksik etmeyin ki ben de sizin bölümü ne kadar sevdiğinizi anlayayım.
Sizleri çok seviyorum <3
Bölüm şarkıları:
Audiomachine - Empathy
Audiomachine - I Will Find You {Bölümü yazararken en çok destek aldığım şarkıydı bu, defalarca dinledim:')}
Two Steps from Hell - Talia's Theme
Charlotte Cardin - Dirty Dirty
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
44. Bölüm • Ravza-i Kûy
Ravza-i Kûy: Sevgilinin cennete dönen kalbi
Elizabeth eline aldığı lale şeklindeki kolyeye baktı. Bugün saraya Lahza Sultan gelmişti ve Elizabeth onu hediye ettiği kolyeyle karşılamayı düşünüyordu. Bu yüzden biraz gergindi. Ya da çok farklı sebeplerden. Zira haftanın başında olan yolculuk iki gün önceye alınmıştı ve Elizabeth Cihangir'in yarın ondan çok uzaklara gideceğini kabullenemiyordu. Tüm her şeyi içinde saklamaya, üzüntüsünü bırakmaya karar vermişti zira yapabileceği bir şey yoktu. Ona gitme diyemezdi, bu sadece büyük bir bencillik olurdu lakin bunu istemekten asla vazgeçmiyordu.
Saçlarını tek omzuna alarak titreyen parmaklarıyla kolyenin klipsini geçirmeye çalışıyordu lakin uzun bir sürenin sonunda başarısız olunca Amiran onun elinden nazikçe alarak kolyeyi takmıştı. Elizabeth boynunda parlayan lale figürüne baktığında içinde kıpırdanan o hoş hisse engel olamadı. Koyu kırmızı bir elbise giyiyordu, iki yerden bağladığı saçlarının üstünde de elbisesiyle aynı renk yakutlarla süslenmiş bir taç vardı. Elizabeth derin bir nefes alarak masaya eğildi ve aynadan kendine baktı. Bir prenses gibi, bir hükümdarın karısı gibi görünüyordu.
Kapı tıklatılarak açıldı ve Afitap ile Nizar yan yana içeri girdi. "Prenses, valide sultanımız sizleri bekliyorlar." dedi Afitap Elizabeth'e. Elizabeth şimdi geleceğini söyleyecekti ki kaşlarını çatan Nizar Afitap'ın karnını koluyla dürttü.
"Hep yarım yamalak bilgiler," dedi ağzının içinde. Elizabeth'e döndü. "Doğrusu şöyle olacak ki, valide sultanımız ve diğer sultanlarımız sizi valide sultanımızın odasında bekliyorlar."
Afitap bu sefer sinirle Nizar'a döndü lakin Elizabeth onları susturdu. Şu an hiçbir şekilde onların çekişmelerini dinlemek istemiyordu. "Tamam, tamam. Anladım. Şimdi geliyorum."