29. Bölüm • Fecr

7K 313 141
                                        

Selaaam!!
Nasılsınız, karantina günleri nasıl gidiyor?
Çok geçmeden size yeni bir bölümle geldim.

‼️Bölüme geçmeden önce ufak bir uyarı yapmak istiyorum. Bölüm cinsel sahneler içeriyor. Lütfen rahatsız olacaklar okumasın.‼️

Teşekkürler ♥️

Bölüm şarkıları:Fleurie - Love and WarCihat Taşkın - UnutulmazCihat Taşkın - İkinci Bahar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkıları:
Fleurie - Love and War
Cihat Taşkın - Unutulmaz
Cihat Taşkın - İkinci Bahar

29. Bölüm • Fecr
Fecr: Şafak

Elizabeth odasına geldiğinde kapısını hızla kapattı ve sırtını kapanan kapıya yasladı. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki biraz olsun soluklanmak için elini kalbine bastırdı ama ne yazık ki bu kalbini daha da hızlandırdı; zira elinde Cihangir'in onun parmağına taktığı yüzük vardı. Elizabeth gülümserken parmağındaki yüzüğe dokundu ve parmak uçlarıyla altının yaptığı dalgaları takip etti. Karnındaki uyuşma hala yerini koruyordu, görünüşe bakılırsa zaman geçtikçe azalmak yerine katlanarak çoğalıyordu. Kahkahalarla gülmek istiyordu bir yandan ama kendini bu yüzden suçlu da hissediyordu. Sanki bunları hissetmemesi gerekiyordu ama hayatında hiç hissetmediği bu duygularla nasıl başa çıkacağını bilemiyordu.

İçeriye doğru ilerlediğinde sönen şömineyi fark etti ve biraz odun atarak biraz harlanmasını sağladı. Oda artık aydınlandığı için yanan bütün mumları söndürdü. Şu an aslında Cihangir'in yanında olmak istese de onun çok daha önemli işlerinin olduğunun farkındaydı, keşke biraz önce yaşananlara geri dönebilseydi.

Kapı çalarken düşüncelerinin gittiği yönü fark etti. Boğazını temizleyerek içeriye girmek isteyenlere izin verdi. Kahvaltı tepsisi yerine konarken Elizabeth acıktığını fark etti. Her ne kadar canı yalnız yemek yemek istemese de şu an çok acıkmıştı. Kahvaltısını bitirdiğinde dışarıda gördüğü görüntü gülümsemesinde neden oldu. Dışarısı yağan karın esiri olmuştu. Şu an için yavaş yavaş inse de toprağa, Elizabeth kararan bulutlardan bunun hızlanacağını düşünüyordu.

"Hemen anlat bana," diyerek içeri giren Huricihan'a baktığında kızın nereden haberi olduğunu düşünüyordu.

"Senin nereden haberin oldu."

"Sadece benim haberin olsa keşke. Tüm haremin haberi var. Altınlar yağıyor koridorlara görmedin mi?"

Elizabeth şaşkınlıkla ağzını aralarken biraz panik oldu. Herkesin öğrenmiş olması onu haremin koridorlarından biraz uzak tutacaktı. "Efruz Sultan?" dedi sorarcasına. "O da mı öğrendi?"

"Garip olan da o zaten," dedi Huricihan, giderek divana oturdu. "Altınları o dağıtıyor."

"Efruz Sultan? Bizim nikahımız için haremde altın dağıtıyor? Bana gelip bir sürü hakaret etmeyecek mi?" O da gidip Huricihan'ın yanına oturduğunda Huricihan onay verircesine kafa salladı.

Gül ve Hançer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin