50. Bölüm • Perdedâr-ı Harem

2.8K 236 263
                                    

Selaaam güzel dostlarım...

Ben geldim.

Daha üzerinden bir hafta geçmesine rağmen sizleri öyle özledim ki kendime şaşıyorum. Zaten arayı fazla uzatmamaya kararlıydım ama yaptığınız güzel yorumların da bölümün hızlı gelmesinde büyük desteği var. Bu bölümde de aynı performansı istiyorum sizden.. <3

Bu bölümü yazarken kendimi Tarantino gibi hissettim ve bazı yelerinde gerçekten yüzümü buruşturduğum oldu..

Bölüme geçmeden önce şuraya birkaç şarkı bırakmak istiyorum:

Honey Gentry - Aphrodite

Pan's Labyrinth Lullaby

Hepinizi çook seviyorum...

Hepinizi çook seviyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

50. Bölüm • Perdedâr-ı Harem

Perdedâr-ı Harem: Haremi yabancılardan koruyan, haremin perdesi

Elizabeth telaşla ona koşan Giray'ı fark ettiğinde aslında tek yapmak istediği Ferya'nın sırtına atlayıp kaçmaktı lakin bu gürültüler hiç iyiye işaret değildi ve Elizabeth biliyordu ki bunun sebebini öğrenmeden hiçbir yere gidemezdi.

"İyisin," dedi Giray, Elizabeth'in önünde durduğunda. Parmakları Elizabeth'in pelerinin altında olan kollarına dolandığında yineledi: "İyisin."

Elizabeth gözlerini etrafta gezdiriyor ve gürültünün kaynağını anlamaya çalışıyordu lakin başarısız olmuştu. Sesin kaynağı dört bir tarafa yayılarak yankılandığında konumunu yitiriyordu. "Giray," dedi endişeyle. "Ne oluyor?"

Giray oraya neden geldiğini bir an için unutmuştu lakin gözleri ahıra döndüğünde tüm bilinci de yerine geldi. Elizabeth gidecekti. Şu an bunu göz ardı edebilirdi zira bundan daha önemli ve kafaya takılması gereken şeyler gerçekleşiyordu. Pelerininin içinden onun eline uzandı ve parmakları Elizabeth'in soğuk parmaklarına dolandı. "Gel benimle," diyerek kızı çekiştirmeye başladı.

Elizabeth ne olduğunu anlamadığı ufacık bir süre de Giray'ın peşinden sürüklendi lakin sonra aklına geldi. "Giray ne yapıyorsun? Bırak." Sorun her ne olursa olsun Elizabeth bilinçsiz bir güçle oraya sürüklenmek istemiyordu.

"Elizabeth lütfen." Giray bunu öyle bir çaresizlikle söylemişti ki Elizabeth normalde olsa yapmayacağı bir şekilde sorgulamadan onun peşinden gitmeye mahkûm olmuş gibiydi. Diğer yanda gürültüler devam ediyor, metallerin birbirine sürtünürken çıkardığı sesler kulak tırmalıyor ve ritmik bir çarpma sesi sürekli devam ediyordu. Elizabeth'in aklına gelen ilk şey büyük bir isyan çıktığıydı lakin bu sarayın nasıl korunduğunu biliyordu ve buna ihtimal vermiyordu. Yine de bir yanı bu söylediğinin doğru olduğunu biliyordu. Bu aslında ona öylesine uzak bir düşünceydi ki Elizabeth şaşıp kaldı. O an aslında tüm bu yaşananların arkasında göz ardı ettiği politika gelip yüzüne çarptı. Bir hükümdar ile evliydi; aslında yaşadıkları tüm kişisel sorunlar artçı bir düzeni, bir politikayı etkiliyor ve kocaman bir karmaşa doğuyordu. Cihangir'in anlatmak istediği her zaman buydu lakin Elizabeth gerçekleri görmek istememişti.

Gül ve Hançer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin