Sessizce otururken yanıma jennie geldi. Elinde uzattığı şeye baktım bir davetiyeydi. Soran gözlerle baktım "Bugün doğum günüm var partiye sende davetlisin bir barışma partisi de diyebiliriz." Dedi, davetiyeyi sırama koyup diğerlerine de verdikten sonra gitti.
"Sen gidecek misin ?" Dedi Lisa "Hiç gidesim yok ama ayıp olur sonuçta barışmak için davet ettiler" Dedim "Sen varsan ben her türlü varım" Dedi lisa "Yemek varsa bende varım" Dedi jisoo unni
Onun bu dediğine gülecek halim bile yoktu. Sınıfa sinirle chanyeol girip yerine oturdu. Yüzüme bile bakmamıştı. Kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım.
Biri koluma dokununca kafamı sıradan kaldırdım. Bana uzattığı içeceği alınca hızla sınıftan çıktı. İçeceğin üstündeki nota baktım.
'Çok güzelsin :))'
Giden çocuğun arkasından baktım. Bir anda jimin'le göz göze gelince kafamı önüme çevirdim. Dün o kadar ağlamıştım ki şuan aynı bir zombi gibiydim.
İçeceği kenara koydum. Sınıfa hoca yanında da bir çocuk girdi. "Evet bu yeni arkadaşınız tanıt kendini" Dedi hoca "Ben Jaehyun, Jung Jaehyun" Dedi gülerek "Tamam Jaehyun sen Chanyeol'un yanına geç" Dedi hoca
"Hocam ama bambam" Dedi Lisa "O da jisoo'nun yanına otursun" Dedi, Kisa bana döndü. "Bambam keşke bugün gelseydi ya" Bende onu onaylayarak Chanyeol'un yanında oturan çocuğa döndüm. Gülerek elini uzattı.
"Jaehyun" Dedi bende elini tutup gülümsedim. "Park Chaeyoung" Dedim "Memnun oldum Chaeyoung" Dedi, ama bana değil başka bir yere bakıyordu.
Bende onun baktığı tarafa döndüm. Jimin sinirle bize bakıyordu. Daha doğrusu jaehyun'a, ikisinin arasında kesinlikle birşeyler vardı. Çünkü birbirlerine olan nefretleri gözlerinden belli oluyor.
"Hocam bu çocuğu başka sınıfa alın yoksa bu benim elimde kalır" Dedi Jimin "Jimin saçmalama ve otur" Dedi hoca
"Hocam yemin ederim öldürürüm ben bunu!" Dedi "Alınıyorum ama jimin-ah eski günlerimizin hatrına" Dedi sırıtarak
"Ne eski gününden bahsediyorsun lan sen ?!" Diye ayağa kalkınca jennie kolundan tuttu. "Jimin yetti bu saygısızlığın hemen müdürün odasına" Dedi hoca, jimin'de sinirle sınıftan çıktı.
•••••
-Sence ne giyinmeliyim ?
+İstediğini giyin Lisa şimdi kapatıyorum.
-Tamam
+Orda görüşürüz.
Diyerek telefonu kapattım. Dolabımı açıp giyinecek birşeyler baktım. İlgimi beyaz elbisem çekti hoş bir görüntüsü vardı. Askılıktan çıkararak giyinmeye başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kemerimi sıkıştırdıktan sonra beyaz hafif topuklu ayakkabılarımı giyinip odamdan çıktım.
Masanın üstündeki çantamı alarak aşağı kata indim. "Rose nereye ?" Dedi abim "Arkadaşımın doğum günü partisine gidiyorum" Dedim "Tamam bekle ben bırakayım se-" "Gerek yok kendim giderim" Dedim
"Rose-" "Ben giderim dedim" "Sana bu yaşına kadar bağırmadım bağırmakta istemiyorum şimdi sus ve bekle" Diyerek merdivenleri çıkmaya başladı. Dolu gözlerimle kafamı yukarı kaldırıp abimi beklemeye başladım. Fazla terbiyesiz davranmıştım.
Bir süre sonra abim geldi. Altında mavi yırtık bir kot üstünde siyah sweatshirt, elindeki kot ceketi üstüne geçirerek ayakkabılarını giyindi. "Hadi" Dedi bende önden yürümeye başladım.
Birlikte arabaya binince abim kemerimi bağladı ardından da kendi kemerini bağlayarak arabayı sürmeye başladı. Çantamı kenara koyup ellerimle oynamaya başladım.
Ondan özür dilemeliydim. "Nerde bu yer ?" Dedi çantamdaki davetiyeyi çıkartarak adresi söyledim. Beni onaylayıp sürmeye devam etti.
Bir anda gelen cesaretle abime döndüm. "Özür dilerim" "Üzgünüm" Abimle aynı anda konuşunca gülümsedim.
"Sana biraz çıkıştım üzgünüm" Dedi "Bende saygısız davrandığım için özür dilerim" Dedim
"Geldik in hadi 3 saat sonra seni almaya geleceğim" Diyince abimi öpüp indim. Hızla içeri girdim.
Lisa kenarda beni bekliyordu hızla yanına gittim. "Hey Rose bu kadar güzel olacağını söylememiştin" Dedi bana, bir anda gözlerim jimin'e kaydı.
Elleri cebinde sırıtarak bana bakıyordu. Aslında onun kibirli, pislik, iğrenç, egolu, sapık bir insan olduğunu hesaba katmazsak yakışıklı biri
