"Kendini Kendinle Yıka"
-
"Fecir..."
Âdemelmasının aşağı yuvarlanışını izledim. İntihara sürüklenen dakikalarımızın matemiydi yutkunuşu. Gök gürlediğinde, yüzüne dökülen acı dolu baharatlar tenini kirletiyordu.
Elini tuttum.
Son kez, bir daha dokunmamak üzere.
"Benimle gel," dedi sulanmaya yüz tutmuş gözlerinin yansımasıyla. "Gidelim buradan. Seni seviyorum, ne olur benimle gel."
On dokuz yaşında genç bir kız için aşk çok zordu.
Özellikle, birine ödemen gereken minnet borcun varsa.
"Gelemem," diye fısıldadığımda dişlerini sıktı.
"Neden?" dedi. "Hiç sevmedin mi beni? Neden gidiyorsun?"
"Çok sevdim," dedim ağlamaklı bir sesle. "O kadar çok sevdim ki, seni kendimden korumak için gidiyorum Esat."
"Koruma," dedi isterikçe gülümseyerek. Elleriyle yüzümü okşadı. "Koruma," dedi ikinci kez. Gözünden bir damla yaş aktı. "Gidersen, kimse sevmez seni ben gibi." Çocuğunu seven baba edasıyla saçlarımı okşadı. "Sevgisiz kalırsan toprağına küsersin, yaban çiçeği. Sevgiyi tattın bir kez. İçine attığın umut tohumları öldürür seni."
"Lütfen durumu daha fazla zorlaştırma," dediğimde, nefesimi kesen acımsı hisle soluklanmaya çalıştım.
Göğüs kafesim geceye soyunan, yıldırımları içinde taşıyan bir karanlığa büründü.
Hayır, hayır...
Bu çok kötü bir his, tanrım.
Bu, öldürdüğü halde öldürmeyen lanet.
Bu, kara bela.
Hayır, hayır...
Hissetmek istemiyorum.
Ne acıyı, ne mutluluğu.
Al içimden tanrım, dayanamıyorum.
Sicim gibi akan gözyaşlarımı sildi. "Seni biri mi zorluyor?" diye sordu kaşlarını çatarak. "Söyle bana yaban çiçeği." Suskun kaldığımda saçımı okşayan elinin varlığı flulaştı. "O adam mı?" dedi alev saçan gözlerini gözlerime dikerek. "O adam mı seni zorluyor?"
"O adam dediğin kişi benim ailem."
"Ben de senin ailendim," dedi, tarafımı seçtiğimi anladığında.
"Bu aramızdaki ilişkinin gelip geçici olduğunu söylüyor. Seni istemiyor, Esat. Eğer seninle beraber olmaya devam edersem sana zarar vermesinden korkuyorum."
"Bizden giderek en büyük zararı bana sen veriyorsun."
"Deme öyle," diye fısıldadım. "Deme öyle, deme. Sus lütfen. Sus..."
"O adam kim bilmiyorum," dedi ve geri çekildi. Kırgınlığın yüz parçasına bölünmüş haliyle yutkunur gibi oldu ama yutkunamadı. "O adamın adını bile bilmiyorum," diye devam etti söyleyeceklerine. "Onu gördüğüm ilk an düşündüğüm tek şey tehlikeydi. O adam sana zarar verir, Fecir. O adam seni kötülüğe iter, karanlığına hapseder. O adam senin ailen olamaz. O adam aileni senden alır, üzerine toprak atar."
![](https://img.wattpad.com/cover/54689685-288-k500444.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLDÜR ya da SEV
Lãng mạnDerin devlet hikâyesi. - Rahşan Piri, düşmanları için yeni planlar peşinde. Atilla Belgemen, tuzağa çekilmek üzere. Masum kılığına bürünmüş Fecir Saye Arslan, şeytanlığıyla çığır açıyor, rahmine hayat üflüyor. Doyumsuz arzular ve ihanet dolu çetre...