18- Promise

122 16 118
                                    

Bu kitaba hiç Muke bölümü koymadığımı fark ettim AYRICA MIKE LUKE'UN ELİNİ TUTTU KFXKXXXKX
<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

Luke çok gergindi. Calum gittiğinden, götürüldüğünden, beri diken üstündeydi.

Sürekli kapıları kilitliyor, yolda yürürken arkasına bakıp duruyor, iyiler mi diye kontrol etmek için Ashton ve Michael'a devamlı mesaj atıyordu. Michael'la pek ayrı kalmasalar da.

Günler sonra biraz olsun uyumayı başarmıştı ama tam dalmışken odanın kapısı açılınca korkuyla yatağından sıçradı. Jack içeri girme kararından pişman gibi görünüyordu fakat artık çok geçti. Yüzündeki endişeli ifade giderek daha da belirginleşiyordu. Luke ona gülümsediğinde içeri girip yatağın ayak ucuna oturdu.

"Nasılsın diye kontrol etmek için gelmiştim. Her şey yolunda mı?"

İç çekti.

"Bilmiyorum..."

"Senin için endişelenmeye başlıyoruz dostum, akşam yemeğinde de hiç konuşmadın."

"Konuşacak neyim var ki? Herkes berbat durumda, özellikle de Ashton. Elimizden hiçbir şey gelmiyor ve belirsizlik beni delirtmek üzere. Son sorduğunuzdan beri hiçbir şey değişmedi."

Michael'ı düşünmeyi bırakamıyordu. Ya ona da bir şey olsaydı? O zaman ne yapardı? Ashton'ın yerinde olmanın düşüncesi bile felaketti. Alt dudağındaki metal halkayı dişleyerek bakışlarını yatak örtüsünün desenlerine dikti. Belki de rahatlamasına yardım edecek bir şeyler yapmalıydı. Çıkıp hava almak iyi gelebilirdi.

Siz:
Mike?

Mikey 💚:

Luke.

Son on beş dakika içerisinde
hiçbir değişiklik olmadı.

Her şey yolunda.

Siz:
Kabasın.

Aslında başka bir şey söylemek
için yazmıştım.

Mikey 💚:
Ne söylemek için?

Siz:
Birazdan yürüyüşe çıkacağım.

Evde misin?

Mikey 💚:
Evet.

Siz:
Ortada buluşabiliriz, yani
eğer sen de istersen.

Seni özledim...

Mikey 💚:
Aww, kapa çeneni Robert.


Üstümü değiştirip
geliyorum :3


Luke özellikle de aldığı öpücüğün yüzünden dudaklarında beliren gülümsemesini bastırmaya çalışmadı bile. Jack muhtemelen kiminle konuştuğunu anlamıştı.

"Annemlere dışarı çıkacağımı söyler misin? Biraz yürüyeceğim."

"Pekala. Geç kalma, olur mu?"

"Kalmam."

Odadan çıkıp merdivenlere yöneldi. Basamakları ikişer ikişer iniyordu. Jack dışında kimseye haber vermeden sessizce evden ayrıldı. Sokağa çıkmaktan hala korksa da işin ucunda Michael'ı görmek vardı. Birlikte yine sevgilimsi şeyler yapabilirlerdi. Calum'ın kaybolması onları yakınlaştırmak yerine uzaklaştırmıştı. Birlikte uyudukları geceleri ve sabah yüzünün her yerinde hissettiği yumuşak öpücüklerle uyanmayı özlemişti. Sevişmeyi de özlediğini inkar edemezdi tabi ki ama içinde bulundukları durumun ciddiyeti göz önünde bulundurulacak olursa bu eylemi ertelemek şimdilik daha iyiydi.

Pup // CashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin