Bu fotoda Ash birine bj veriyormuş gibi durmuyor mu aq fkxkdkxkr
Neyse bölüme geçelim
Şimdi sakin olun, derin nefes fkckd
<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3
"Zaten sonra odadan çıktım."
Calum sol yanağını çıplak göğsüne yaslarken onu hala dinlediğini belirtmek için minik bir mırıltı çıkardı. Parmak uçları nazikçe kol kaslarında dolaşıyordu. Kuyruğu yavaş yavaş sağa sola sallanıyordu.
Bayan Irwin ve çocuklar eve geç geleceklerdi, bu yüzden rahatlardı.
Frank'le ilişkileri ciddileşiyordu. Ashton'la da kardeşleriyle de çoktan tanışmıştı zaten ama Lauren ve Harry muhtemelen henüz küçük olduklarından durumu Ashton kadar iyi karşılamadılar. Frank bu akşam onlarla biraz daha vakit geçirmek, onları hayatlarına girmeye başladığı fikrine alıştırmak istedi.
"Peki ayrıldınız mı?"
"Bilmiyorum, yani tam olarak ayrıldık denemez. Ama ondan ilk fırsatta ayrılacağım. Yaptığı şey sadece bir kez yaşanmadı."
"Bunu kendinize neden yaptınız Efendim? Canınızı çok yakmış olmalı..."
Evet, ona yine bu şekilde sesleniyordu. Boşaldıklarından beri, yani yaklaşık yarım saattir. Ashton sorun etmese de sadece adını tercih ederdi.
"Dürüst olmak gerekirse Pup-Pup, hiçbir fikrim yok. Defalarca kendimi yanlış duyduğuma inandırmaya çalıştım. Fakat artık o kadar öfkeliyim ki onu savunacak bir bahane üretmek içimden gelmiyor."
Yüzündeki kırık gülümsemeyle elini Ashton'ın yanağına çıkardı. Hiçbir şey söylemediği halde onu teselli ediyordu. Ashton dudaklarını içindeki damarlar görünen incecik kahverengi kulaklarından biri üzerine bastırınca seğirmişlerdi. Burnunu yavaşça saçları arasına soktu. Az önceki faaliyetleri nedeniyle nemliydi fakat hala çikolatalı şampuan gibi kokuyordu.
Calum ela gözlü genç adamı çene kemiği çizgisi boyunca öpmeye başladı. Ancak ensesine yaklaştıkça öpücükler ıslaklaşıyordu. Uzayan buklelerini nazikçe avuçlayarak yoldan çekti. Ortaya çıkan tenini emerken diğer eli aşağı kaymıştı, Ashton'ın karın kaslarını okşadı.
"Bebeğim..."
Tekrar yön değiştirdiğinde Ashton ürperdi, titrek bir nefes alıp başını kaldırmıştı. Minik yavru köpek dilini köprücük kemiklerine sürtüyordu. Ne yapmaya çalıştığını sormaya cesaret edemedi, Calum sanki çoktan kontrolü ele almıştı. İşin sonu nereye gidiyordu bilmiyordu ama galiba bir fikri vardı. Canını yakacak kadar sert davranmadan omzunda bir noktayı ısırdı. İnce parmaklarını dokunuşuna tepki vererek sertleşmeye başlayan penisinin etrafına sardı. Yanakları alev alıyordu. Belki durması gerektiği, belki durmadığı, belki de durmak istemediği için.
"Tekrar mı?"
"Mhm..."
Ashton Calum'ın ondan böylesine utanırken nasıl birdenbire değiştiğini anlayamadığından şaşkınlığını gizleyememişti. Tamamen sertleşene kadar elini oynattı. Aleti sızdırdıkça çıkardığı sesler ıslaklaşıyordu. Baş parmağıyla ucunda biriken sıvıyı toplayıp ağzına götürdü. Sonra da arkasını dönerek oturdu ve sırtını göğsüne yasladı. Bacaklarını Ashton'ın bacakları üzerine atmıştı. Deliği tam penisine denk geliyordu. Bir elini dengesini sağlayabilmek için ensesine yerleştirdi, diğer eliyle de hala onu okşamaya devam ediyordu. Esmer vücudunu üzerine konan ıslak öpücüklere doğru iktiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pup // Cashton
FanficCalum'ın masum kahverengi gözleri bir yavru köpeği andırıyordu.