16.12.****
Sabah okula gider gitmez Cem'i gördüm yine okula girmek için acele ediyordu, hemen kütüphaneye gidecekti galiba... Onunda benimde şu okulda tek sevdiğimiz yer kütüphane olabilirdi herhalde...
Ben daha dün kafamdan geçen sesleri düşünürken tekrar kulağıma fısıldadı sanki...
Pişt pişt özledin mi beni?
Onunla konuşmamalıyım, onu önemsememeliyim.
Boşa uğraşıyorsun ne kadar kendine önemsememeliyim desende beni önemsiyorsun çünkü ben doğruları söylüyorum.
Kafamdan içinden geçenleri bile bilen bir manyakla konuşuyordum, kimdi bu sanki bedenimi yavaş yavaş ele geçiriyordu. Bugün ders sonu Cem'le buluştuk bir yerde oturup kahve içtik.
"Eee ne yaptın?"
"iyiyim sen?"
"Bende iyi?"
"Ya sana bir şey söyleyeceğim."
"Dinliyorum."
"Ders notlarını bana verir misin?"
"Tabi ki veririm ama..." diyerek ellerini uzattı ve masanın üzerinde duran ellerimi tuttu "Bugün ders konuşmasak(?)" Alaya aldım...
"Sen ve ders çalışmamak(?) Hayırdır Cem bey?"
"Işıl ben birine aşık oldum." Bu itirafları adım gibi biliyordum artık hepsi klasikti hangi erkekle arkadaş olsam bana aşık olduğunu söylerdi.
"Kime?"
"Birine işte ama söylemeye korkuyorum."
"Neden?"
"Ya beni sevmiyorsa?" Onu seviyordum ama oda diğerleri gibi arkadaşımdı işte...
"Neden sevmesin ki sen iyi bir insansın."
"Ciddi misin?"
"Evet."
"Peki sen olsan benim gibi biriyle çıkar mıydın yani sever miydin?"
"Bilmem sana hiç o gözle bakmadım." deyince derin bir nefes alarak "Seni seviyorum Işıl." dedi o esnada kafamın içinde yine aynı ses konuştu ama bu sefer bana bir şeyler hatırlatır gibiydi ve her cümlesinde ses tonunda şiddetini daha çok artırıyordu...
Fiziğin çok güzel...Çok güzelsin... en değerlimsin... Sensiz yaşayamam... Seni öpmek istiyorum... Sana şuan öyle sarılmak istiyorum ki... Sana dokunabilir miyim(?)...
"Sus...!"
"Anlamadım." Cem'in sesi kafamın içindeki sesleri bölünce kendime gelerek toparlandım, "Sana demedim ama bana düşünmem için izin verir misin?"
"Tabi ki lütfen düşün üzme beni."
Her düşüncem dediğin kişi böyle demedi mi Işıl?
Cem'in yanından hızla ayrıldım, hızlı adımlarla eve gidiyordum, sanki birisi peşimden kovalıyordu. Eve gelir gelmez çantamı kenara fırlatıp hızla banyoya gittim yüzüme su çarparak kendime gelmeye çalışırken ellerimi lavabonun kenarlarına koyarak aynaya baktım ve kendimi ikna etmeye çalışır gibi tekrarladım. "Öyle bir şey yok, öyle bir şey yok, öyle bir şey yok..." Ben kendimi zor bela toparlamaya çalışırken biranda dün gece hayalini kurduğum kızın çenesini omzumda gördüm, aynaya bakıyordu siyah, ürpertici makyajı ve simetrik saçı harika dursa da beni ürkütüyordu. Hızla arkamı döndüğümde kaybolmuştu. Onun yokluğunu beynime kabullendirmeye çalışırken salonda koltuğa yayıldığını görünce korkuyla geri çıkınca bana baktı ve alaycı bir tavırla...
Hadi ama Işıl insan kendi hayaliyle yarattığı bir şeyden korkar mı cidden?
"Sen benim arkadaşım değilsin."
Kim senin arkadaşın Işıl, bugün sana seni sevdiğini söyleyen çocuk mu yoksa erkek arkadaşı için seni satan o kız mı yadaaaa lisede adını or****ya çıkaran o sürtük mü?
"Bunlar seni haklı çıkarmaz?"
Hadi ama Işıl ben seni satmam sadece doğruları söyler, seçimlerinde sana yardımcı olurum.
"Sana neden güvenim?"
Çünkü benden başka kimsen yok ışıl, sadece senin fiziğini isteyen aç kurtlar ve seni rezil etmek isteyen kızlar var hayatında.
Doğru söylüyordu ondan başka kimsem yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜ
ChickLitBiliyordum hiçbir şey gerçek değildi fakat bu bataklık beni içine çekiyordu. Ben artık bir katildim.