15.BÖLÜM: YANIMDA KAL

407 49 12
                                    

13.01.****

Uyandığımda Miray başımdaydı, annem gibi. Annem evlenip gitmeden önce hep yanıma oturur beni uyandırır güzel kızım diye saçlarımı severdi. O yüzden bayılırım sabah uyandığımda saçlarımın okşanmasına. Aşağı indiğimde dolaplardan birinde duran çubuk krakeri ve buzdolabındaki soğuk sütü alıp salona gittim. Eski kırık sandalyede oturdum bir süre salonun köşesine bakıyordum. Pencereden içeri süzülen Loş ışık hoşuma gidiyordu.

Hey kraliçem naber?

"İyi sen?"

Bende iyi kraliçem bugün o çocuğu alıyor muyuz?

"Evet alalım beş gün oldu yeter artık uzamasın daha fazla." dediğimde hafifçe memnun olmuş gibi gülümsedi. O çocuk kim mi? 

O çocuk yirmi üç  yaşlarında, gizemli, merak uyandırıcı, yakışıklı (Ah Miray bu dediğimi duymasın çok kızıyor.) bir çocuk...

***********************

Ayağa kalkıp odama yöneldim şu evdeki tek düzgün yer benim odamdı, yıllardır eve tek bir çivi bile çakılmamıştım. Annemler dediğim gibi on üç yaşımda çıkmışlardı bu evden yine de bir umut ya hani belki gelirler diye bir yıl boyunca evi temiz tutmuştum ama o küçük hırsız doğunca gelmeyeceklerini anlamıştım bu yüzden sadece kendime kıyafet alıyor kendi odamı temizliyor ve kendi odama eşya alıyordum.

 Akşam olmak üzereydi dolabı açıp üzerime beyaz mini elbisemi giydim. Daha havanın kararmasına zaman vardı. Bu yüzden evde biraz dolandım tüm kapıları açtım tek tek. Yavaş ve ufak adımlarla anne babamın eski odasına geldiğimde sadece kapıdan içeri baktım o odaya girecek kadar cesaretli değildim.

********************

Saat gelmişti hava kararıyordu. Çocuğu gördüğüm mekana gittim, bir köşede öylece oturup telefonuyla ilgileniyordu. Yanına gelen kızlara pek pas vermiyordu yine de yanına gittim.

"Selam"

"Merhaba"

"Tanışalım mı?" derken yanına oturdum.

"Aslında..." cümlesini tamamlatmadan ona yaklaştım ve masum bir şekilde "Lütfeeen." dedim.

Çok yakındık kalbim sebepsizce hızlanırken Miray Kendine gel Işıl diye bağırıyordu. Hızla toparlandım "Biraz hava alalım mı?"

"Olur." Bana dokunmak ister gibi değildi, hatta tam tersi benden uzaklaşıyordu. 'Çirkin miyim?' diye düşündüm kendi kendime neden beni arzulamıyordu ki?

 Öyle böyle derken eve geldik. Bana dokunmaya başlamıştı yavaş yavaş ama fazla dikkatliydi. "Bu yıkık dökük evde mi kalıyorsun?"

"Ne?"

"Evin dikkatimi çekti de  yıkık dökük bir ev, sen mi yaşıyorsun burada?"

"Evet ama istemiyorsan başka bir yere gidebiliriz."

"Öyle demek istemedim." diyerek her şeyi unutturmak için dudaklarıma yapıştı çok güzel öpüyordu ne kadar devam ettirmek istesem de Miray'ın sesiyle yine kendime engel oldum ve cebimdeki iğneyi koluna sapladım hafif bir 'ah' çekerek geri çekildiğinde yavaşça yere yığıldı.

***********************

"Ne istiyorsun?" Ben elimdeki telefondan haberlere bakarken duyduğum sesle kafamı kaldırdığımda karşımda yavaş yavaş ayılan bir Ozan vardı.

"Sence?" dedim sorarcasına şuan acımasız görünüyor olabilirdim. Az önce çıkarmıştım üstümdeki beyaz elbiseyi bir deli gibiydim aynı, üzerime siyah bir şort ve beyaz askılı bir tişört giymiştim. gözümdeki siyah makyajı ilk defa bu kadar abartmıştım (Miray öyle istemişti.)

"Bilmiyorum derdin ne senin ya ne istiyorsun?" demirlere yaklaştım "şşşt çok konuşuyorsun, erken mi ölmek istersin?" diyerek ellerimi dudaklarıma götürdüm ve sustu.

 Tam kapıdan çıkacakken bana seslendi "Gitme." arkamı dönüp anlamadığımı belli ederek "Nedenmiş o?" diye sorduğumda "Çünkü gitmeni istemiyorum." dedi. Hafif bir kahkaha attım "Rehine sensin lütfen patron gibi davranma."

"Ben sadece yanımda kalmanı istiyorum."

"Neden?"

"Çünkü..."

"Çünkü?"

"Her neyse ne istiyorsan onu yap." diyerek geçip bir köşede uyku pozisyonuna geçince çıktım kapıdan. Neden yanında kalmamı istemişti ki

:)    herkese iyi okumalar dilerim ve tanıdıklarınıza önermenizi rica ederim canlarım.   :)

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin