16.BÖLÜM: HATA YAPMAMALIYIM

410 43 13
                                    

14.01.****

Sabah yorgun bedenimi yataktan kaldırdım ve banyoya yönelttim. Banyodan çıktığımda kendime gelmiştim. Çok acıkmıştım bu yüzden mutfağa yöneldim. Bütün kapıları açık unutmuştum dün ama yine de önemsemeden etrafıma, sağa, sola, odalara bakınıyordum.

Dolaptan yine süt ve bisküvimi alıp odaya çıktığımda aşağıdakine ne vereceğimi düşünüyordum. Süt ve bisküviyi bitirdikten sonra dolaptan siyah kısa ve bol bir etek çıkarttım ardından siyah eteğe kadar bir çorap, üzerime de straplez bir tişört giydim. Hoşuma gitmişti, elime geçirdiğim uzun, parmakları açık eldivenle banyoya gidip makyajımı yaptım. Bir oyuncak bebek gibi olmuştum, kötü bir oyuncak bebek...

Markete gittiğimde bana bakan tuhaf gözleri hissedebiliyordum. Umurumda değildi bu kıyafetleri giyerken garipseneceğimi zaten biliyordum fakat hoşuma gidiyordu ve bakanların hiç bir umurumda değildi o y****k kafaların gözlerini oyabilirdim. 

Ahhh evet o gözlerin oyulma sesine bayılıyorum.

"Ahhh ben ne diyorum, saçmalık."

Hadi ama Işıl hazır canımız çekmişken yeni mahkumumuzun gözünü oymaya ne dersin?

"Bilmem, ah her neyse Miray daha sonra konuşalım onu."

Yol boştu bu yüzden rahat konuşmuştum Miray'la.

*********************

"Selam"

"Merhaba."

"Gecen nasıl geçti?"

"Alay mı ediyorsun benimle, küçük kız"

"Küçük? Hadi ama senden önceki adam kırk yaşındaydı bana ufaklık yada küçük demeni istemem."

"İlk değilim yani."

"Ah canım ilk olduğunu mu sanıyordun?"

"Hayır ama bana ne yapacağını hala merak ediyorum?"

"Bu kadar aptal olamazsın?"

"Aptal değilim, beni nasıl öldüreceksin onu merak ediyorum?"

"Neden çok mu önemli?"

"Evet kırk yaşında bir adamı nasıl öldürdün cidden?" dediğinde Miray'a döndüm ve kahkahayla karışık bir şekilde "Saf bu ya." dedim ona döndüğümde kimle konuştuğumu anlamaya çalışıyordu sonra gözlerimi ona diktim elindeki tabağı yere bırakıp ayağa kalktı. "Kiminle konuşuyorsun?" 

"Sen onu göremezsin o sadece benim arkadaşım."

"Bizi tanıştırmayacak mısın?" dediğinde bir kahkaha daha patlattım. Sinirden gülüyordum resmen "Onu göremiyorsun ki neden tanıştırayım seni?" dediğimde tepkisiz bir şekilde geçip oturdu. "Peki" demişti peki mi şakamı bu şimdi? Onu çözemiyordum. Şizofren miydi? Bir kaç defa psikoloğa gittiğini görmüştüm ama gerçekten  ne işi vardı orada? Bir şey demeden zindandaki tek camın önüne oturdum.

************************

 Saatlerce dışarı baktım öylece hava kararmıştı ay net görünüyordu. Gerçekten o an aklıma takıldı ben gerçekten onların kızı olsam yine de beni bu evde bırakıp giderler miydi? O kadar mı sevmediler beni, o kadar mı nefret ettiler benden, madem nefret ettiler o zaman neden aldılar beni o yetimhaneden?

"Hey, adın ne peki?" saatler sonraki sessizliği o bozmuştu "Önemli mi?"

"Ağladın mı sen?" 

"Ne?" diye elimi yanaklarıma götürdüğümde ıslanan yanaklarımı silerek "Saçmalama" dedim ve güçlü kız edasında ayağa kalkıp yanına gittim. "Peki dediğin gibi olsun, Adın ne?" Laf kalabalığı yapmayı sevmezdim ama benim belli bir adım yoktu ki ailem yani babam beni yetimhaneye verince adımı onların koymasını söylemiş zaten sonrada büyük ihtimalle 'yeni kız' demişler beni verene kadar yani galiba benim tek bir adım var 'Işıl'. Aptal bir evlatlık Işıl...

"Işıl"

"Sana hiç yakışmıyor" 

"Ne demek o?"

"Tuhaf bir kızsın için kan ağlıyor fakat sen ağlayamıyorsun."

"Bu ne şimdi, psikolog mu kesildin başıma?"

"Saatlerdir seni izliyorum bir insan ancak içinde çok fazla acılar ve yalnızlıklar biriktiriyorsa o kadar saat hareketsiz dışarı bakabilir." Hafif bir kahkaha kopardım tekrar, ağlamamak için güldüm yeniden. "Ne saçmalıyorsun, sen nasıl bir şizofrensin, neden psikolog gibi davranıyorsun?"

"Beni araştırdığını sanıyordum."

"Evet, araştırdım."

"Psikoloji okuduğumu bilmiyorsun, öyle mi?"

Psikoloji? Ah tabi ya psikoloğa neden gitsin ki o kadar saat? Büyük ihtimalle stajerlik okuyordu.

"Sosyal medya hesaplarında pek bir şey yoktu bu konuda."

"Paylaşmayı sevmem, sosyal medya hesaplarıma mı baktın?"

"Evet seni araştırmam gerekiyordu sonuçta." dediğimde öylece baktı gözlerime, sırıtıyordu. Çok güzel gülüyordu bakışlarında kaybolmak istedim o an.

Işııııl

Miray'ın sesiyle biran kendime geldim "Neden öyle bakıyorsun be, kendine gel Ozan."

"Beni ne kadar tanıyorsun Işıl?"

"Neden soruyorsun?"

"Beni neden kaçırdığını merak ediyorum."

"Çünkü sen kötüsün."

"Ne kötülüğümü gördün Işıl?"

Haklıydı onu sadece o mekana girerken görmüştüm, kötü bir şey yapmamıştı ki.

O mekana giren birinin iyi olduğunu mu söylüyorsun Işıl, aptal olma Işıl duygu sömürüsü yapıyor görmüyor musun?

Evet ya kesinlikle duygu sömürüsü yapıyordu.

Hadi Işıl gidelim sabah fazladan ekmek verdin zaten ona, yukarı çıkalım da bir şeyler ye.

"Ama..."

Hadi Işıl hata yapıyorsun mantığını dinle.

Evet hata yapmamalıydım.

Hiç bir şey demeden çıktım zindandan gözleri üzerimdeydi. Ama hata yapmamalıydım kalbimi öldürmeliydim. Dışarı çıktığımda acıdı göğsüm sert bir yumruk indirdim üstüne hafif sızladıktan sonra geçti "Kendine gel" dedim, sonra mırıldandım "Sen yoksun, seni dinlemeyeceğim."

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin