19.BÖLÜM: ZAMANI GELDİ

379 44 3
                                    

21.01.****

'YAZAR'DAN'

Bugün size Işıl yazamıyor çünkü yazabilecek durumda değil. Işıl bugün zindanda. Hatta günlerdir zindanda.

 Işıl artık yorulmuştu onu sevdiğini hissetmiş ve  onu o zindandan çıkarmıştı ama bundan pişman değildi. En iyisi size baştan anlatayım.

19.01.****

 Işıl o sabah yine güneş vuran odasından yavaşça çıktı Miray ne kadar itiraz etse de onun kararı kesindi. Sevdiği adamı o zindandan kurtaracaktı.

Aşağı indiğinde Ozan yine samanların arasında yatıyordu. Işıl'ın içeri girdiğini gören Ozan hızla doğrulurken bizim şizofren öylece ona bakıyordu. 

"Yemek getirmemişsin, beni açlıktan mı öldüreceksin?"

"Öldürmek mi, kıyamam ki sana."

"Ne oldu bir gecede, dün akşam tüm insanlardan hatta benden bile nefret ediyordun."

"Sen büyük bir suçlusun biliyor musun?"

"Halla halla suçum neymiş bakim?"

"Beni kendine aşık ettin aptal, şimdide benden seni öldürmemi bekliyorsun."

"Aşk mı hani inanmazdın?"

"Kalbimi neden o kara kutudan çıkardın."

"Ben yapmadım, sen kendin çıkardın."

"Hiç bir suçlu ben yaptım demez zaten."

"Ne yapacaksın bana?"

Hiç bir şey demeden kapıyı açtı hiç bir önlem almamıştı ya burada onu öldürecekti yada buradan çekip gidip polise şikayet edecekti. En azından Işıl böyle düşünüyordu ama Ozan şaşırtmış ve ona sarılmıştı Işıl öylece ölümü bekledi. Boğacak, kesecek bir şey yapacak diye bekledi sarıldıkları her saniye.

"Bana kızgın değil misin?"

"Kızgınım."

"Neden gitmedin yada öldürmedin beni?"

"Çünkü herkes öldürmez sevdiğini." dediğinde gülümsedi Işıl, gözlerine dalmıştı, onun kahverengi harkulade gözleri vardı. Derin bir kuyu gibi.

"Işıl seni iyileştirmemi ister misin?"

"Nasıl yani?" 

"Bana güveniyor musun?"

"Tabi ki"  dediği anda kendini zindanda buldu.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Güven bana."

"Ben kimseye güvenmem."

"Bana güvendiğini söylemiştin."

"Yalandı, çıkar beni."

"Miray'ı görmeyi kestiğin zaman belki."

"Saçmalama" Işıl Ozan'la kavga ederken Miray sürekli bağırıyordu kulağına Aptal, aptal, aptal...

Işıl deli olmak üzereydi hem buradan çıkmaya çalışıyor hem de Miray'ı susturmaya çalışıyordu. Deli olacaktı. Susun, susun, susun...

************************

Herkes sakinlemişti Miray üzgün ve sinirli bir şekilde bir Ozan'a bir Işıl'a bakarken Işıl kafasını dizlerinin arasına almış öylece hareketsiz duruyordu hava soğuktu ama o hep kısa giyinirdi, bu yüzden üşümüyordu.

"Beni nasıl iyileştireceksin?"

"Ben bir psikoloğum unutma."

"Günlerdir işe gitmedin, beni polise şikayet edecek misim?" 

"Bilmiyorum." 

 Işıl ne düşüneceğini bilmiyordu hiç böyle bir olasılık gelmemişti aklına. "Kızgın mısın bana?" Ozan'ın sorusuyla kendine geldi ve gözlerini Miray'dan ayırdı. "Hayır"

"Bana böyle bakma."

"Nasıl?"

"Böyle işte kızar gibi, suçluymuşum gibi..."

"Değil misin, sana tam güvenmişken neden beni buraya kilitledin?"

Çünkü seni sevmiyor.

"Sen sus." diye Miray'a bakarak bağırdığında Ozan acırcasına gözlerini Işıl'a dikti. "İşte bu yüzden, o her an sana beni öldürmeni söyleyebilir."

"Ama ben yapmam."

"Yaparsın Işıl, benden öncekileri öldürmeni de o söylemedi mi?" Haklıydı Işıl onu öldürebilirdi, kendine bile zarar vermeye başlamıştı, kan ona artık zevk veriyordu, her an onu öldürebilirdi.

Işıl sakinleşmişti, istese de kızamıyordu artık Ozan'a. Ama Miray susmuyordu sürekli bağırıyordu Işıl'a. En son Ozan zindandan çıkınca Miray'a dönüp "Ben hata yapmadım." dedi. Ne yani hata yapmadıysan burada ne işin var? Aptalsın Işıl...

"Sus."

Ağır mı geldi söylediklerim, neden beni duymak istemiyorsun?

"Çünkü sen gerçek değilsin."

Kendini böyle mi kandırıyorsun? Haklısın ben gerçek değilim yani sen yapayalnız bir insansın kimse seni sevmiyor.

"Ben yalnız değilim beni de seviyorlar."

Kim seviyor Işıl seni buraya tıkan ve sevgilisinin yanına giden o adam mı?

"Sevgilisi mi var?"

Ne sanıyordun ben hiç yanıldım mı?

Öylece kafasını dizlerine dayadı tekrar gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Miray'ın söyledikleri kafasını karıştırmıştı. Işıl artık Miray'la tanıştığındaki gibi asi değildi ve bu durum Miray'ı delirtiyordu. Işıl yorulmuştu sanki her an düşüp bayılacak gibi, ruhu artık vücuduna zarar veriyordu.

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin