10.02.****
İkinci günüm bugün, şimdilik her şey yolunda fakat bana dokunmasından tekrardan bana bir şey yapmasından çok korkuyorum.
Yıllarca onun yüzünden vücudumdan nefret etmişken şu an onunla aynı evde kalmak benim için bir işkence, onu seviyorum ama yaptıkları aklımdan gitmiyor.
Bana her yaklaştığında kaçıyorum ondan ruhum ne kadar yakınlaşmak istese de aklım sürekli onun yaptıklarını hatırlatıyor. İşin güzel yanı sürekli kendini affettirme çabasında bugün en sevdiğim yemekleri almış, en sevdiğim şarkıları açmıştı.
Saat beş gibi aşağı indiğimde yemeğin çoktan hazır olduğunu gördüm.
"Tam da seni çağıracaktım."
Hiçbir cevap vermeden masaya oturduğumda sırıttığını görebiliyordum.
"Ne yiyerek başlamak istersin?"
"Sarma alabilir miyim?"
Bugün ilk defa onunla normal diyalog kuruyordum ve bu onu oldukça heyecanlandırmışa benziyordu.
Yemeğimi bitirdikten sonra çatalımla bıçağımı masaya bırakıp gözlerimi ona diktim ağzındaki son lokmayı yutmak üzereydi ki tüm lokmaları boğazına dizdim.
"Neden yaptın?"
"Bilmiyorum."
Cevabı kısaydı ve can sıkıcıydı. Onca yıl bu sorunun cevabını hiç düşünmemiş miydi 'Bir kıza hayatının travmasını yaşattım ve bunu umursamıyorum."demek bu kadar kolay mı gerçekten?
"Dalga mı geçiyorsun, her şeyin bir nedeni vardır."
"Çok güzelsin Lavinia, çok seksisin; fiziğin, yüzün her zerren beni kendine çekiyor." Diyerek ekledi. "Bu o zaman da böyleydi, şimdi de. Tek bir fark var, o zaman ergenlik duygularımla hareket edip hata yaptım ama bu sefer seni kendime aşık edeceğim."
"Bu mümkün değil."
Aslında mümkün onu istiyorum, her zerrem ona itiyor beni.
"Bu akşam bir şeyler yapalım mı?"
Sorarcasına ona baktığımda bir sürpriz olduğunu söyledi.
"Yukarı çık ve sportif bir şeyler giy."
Dediğini yapıp yukarı çıktım ve bir tayt ile bol bir sweet giydim.
Merakla arabada yola bakarken lunaparka geldiğimizi gördüm.
Kalabalıktı, saat yediydi ve tüm insanlar burada gibiydi.
"Ne yapacağız burada?"
"Soru sorma." Dedi ve hız treninden bir bilet aldı.
Korkuyla Ozan'ın kolunu sıktım fakat ağzımdan en ufak bir çığlık dahi çıkmadı. Daha sonra gondola ardından çarpışan arabalara en sonunda dönme dolaba bindik.
"Kolum morardı galiba." Dediğinde hiç bozuntuya vermedim.
"Kötü olmuş." Dedim yalnızca.
Hafifçe bana yaklaştığını farkettim. Gözlerini bana dikmişti. Tam beni öpmek için eğilecekti ki yerimden kalkıp karşı tarafa oturdum. "Çok yoruldum eve gitsek iyi olacak."
"Peki, aşağı inelim eve gideriz."
Üzülmüş gibiydi ama umurumda değildi yaptıkları çok ağırdı. Eve gelir gelmez odama çıktım, onu görmek ya da konuşmak istemiyordum tek isteğim sıcacık yatağa girip uyumaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜ
Chick-LitBiliyordum hiçbir şey gerçek değildi fakat bu bataklık beni içine çekiyordu. Ben artık bir katildim.