Harry ayaklarının altında yatan cesetlere tek tek korkuyla baktı. Leon'un yerde gözü açık şekilde yatması genç adamı mahvetti. Yavaşça ilerleyip arkadaşının yanına çöktü.
"Ah..."
Ağzından tek cümle çıkamıyordu. Sadece ağlayarak elini arkadaşının yüzünde gezdiriyor ve acıyla inliyordu. Kalbi acıyordu. Louis Harry'i acısını yaşaması için kendi halinde bırakmıştı. Diğer cesetleri inceliyordu. Louis bunu bir askerin yapmadığını düşündü. Tüfekli silahlı askerler neden bu 3 Almanı öldürmek için bıçakla uğraşsınlar ki? Louis iki cesedi de iyice inceledi. Kesiklerin boyu aynı gibiydi. Tek bir bıçak kullanıldıysa bu 3 askeri tek bir kişinin öldürmüş olduğu anlamına da gelirdi. Albay huzursuzca ayaklandı. Herhangi bir düşman askerler çatışması gibi değildi bu durum muhakkak başka bir şey vardı.
Harry arkadaşının gözlerini kapattıktan sonra çöktüğü yerden kalktı. Gözleri hala doluydu etrafı buğulu görüyordu. Cesetlerin etrafında arama yapan Louis'i görünce içi sinirle kavruldu.
"Bırak rol yapmayı. Sen öldürdün onları biliyorum."
Louis tam 3 askerin de silahlarının ve barmeni vuran askerle Harry'nin arkadaşı Leon'un üniformalarının eksik olduğunu fark etmişken şaşkınlıkla Harry'e döndü.
"Ne?"
"Ne demek ne?" Harry hala gözlerinden yaşlar akarken Louis'e doğru adımladı.
"Kuzeninin hıncını benim arkadaşımdan aldın! Adi pislik. Hem başarılı askerleri öldürdün hem benim canımı yaktın. Bir taşta iki kuş dimi?!"
Louis karşısındaki çocuğun aptallığına gülmeden edemedi.
"Öncelikle bir değil. Üç taş"
Yerde yatan Edel'i gösterdi önce
"Bir -Dustin'i gösterdi- İki -Leon- Üç"
Harry, Louis eğlenerek sayımını yaparken bir kere bile cesetlere bakmadı. Sinirle onu izlemeye devam etti"
"Ayrıca Harry öldürsem neden başta Leon nerede diye sorduğunda öldürdüm ya boşuna arama demiyim ki sana? Zevkle derdim. Maalesef. Çok üzülerek söylüyorum ki sevgili arkadaşlarını gebertme şerefini tadan kişi ben değilim."
Harry alayla konuşan adamın suratına sert bir yumruk geçirdi.
"Şerefsiz"
Louis ağzına dolan kanı tükürdükten sonra gülerek Harry'e baktı.
"Eh arkadaşlarını da bulduğuna göre ben artık gidebilirim. Size iyi eğlenceler. Tadını çıkarın Lüksemburg'un"
Harry'i arkasında bırakıp ıslık çala çala yürümeye başladı. Güne güzel başlamıştı. Uyanır uyanmaz 3 tane Nazi cesedi görmek Louis'i pek keyiflendirmişti.
"Aptal! Ne demek cesetleri orada bıraktım?"
Louis duyduğu sesle ters sokağa saptı. Sesleri dinlemeye devam etti. Nazileri öldürmüş şanlı kişiyi çok merak ediyordu.
"Gelseydin de yardım etseydin o zaman! 3 tane asker öldürdüm. Öldürmekle kalmayıp adamları soydum sana üniformasını getirdim. Gömme işi senin"
Louis pür dikkat konuşmaları dinlerken aklına Harry'nin hala orada olabileceği geldi.
"Siktir ya..."
Adamlar geçip gidince arkalarından baktı.
"Bırak gebertsinler sanane ya"
Arkasını döndü. İçini kemiren hissi bastırmaya çalışıp yürümeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLDAT
RomanceHarry Nazi ordusunda Teğmen Louis İngiliz ordusunda Albay II. Dünya Savaşı bu iki düşman askeri bir araya getiriyor