"Evet beyler atlayın hadi!"
Harry paraşüt çantasının saplarını iyice sıktı.
"Durun! Bir dakika"
Uçaktan atlamak üzere olan askerler yardımcı pilotun bağırmasıyla durdular.
"Şunları alın"
Pilotun uzattığı kutuyu tek tek askerler dolaştırdılar. İçinde pervitin denen ilaç bulunuyordu. Harry bir paket alıp kutuyu yanındaki askere uzattı. Sıranın ona geldiğini görüp ayaklandı. Önündeki asker de atladıktan sonra peşinden takip etti.
"Hat neredeyse kırıldı. Luftwaffe bize bir şey bırakmıyor hatta her şeyi hallediyor."
Harry heyecanla konuşan Leon'u izlerken aynı zamanda dağıtılan sandviçlerden bir tane aldı.
"Harry Pervitin'in etkisi çok iyi. 2 gündür uyumadım biliyor musun! Sence yorgun görünüyor muyum?"
Harry ağzındakini çiğnerken başını iki yana salladı. Arkadaşının gözleri kan çanağı gibiydi ama çocuk cidden enerjikti.
"Aynen öyle! Bıraksalar karşı cepheye koşar tek silahımla oradaki askerlerle çarpışırım. Sen de aldın mı ilaçtan?"
Harry paraşütle aşağı inerken attığı pervitin paketini düşündü.
"Hm-hm aldım."
Leon kocaman gülümsedi.
"Fransızlar burada. Zaten beklediğimiz şeydi. Fransa'yı bomboş bırakacak salaklar ve ondan sonra BAM! Nazi ordusu Fransa'ya girecek."
Harry zaten planı babasından defalarca dinlemişti.
"Lüksemburg düşmek üzere Hollanda ve Belçika'ya aynı anda asker çıkarırsak daha çok asker göndermek zorunda kalacaklar."
Harry yakınlarında bomba patlamasıyla elleriyle kafasını korudu. Leon ise sanki hiçbir şey olmamış gibi rahattı.
"Sabaha karşı teslim olurlar."
Harry sadece başını sallamakla yetindi. Sandvici bittikten sonra cepheye doğru ilerledi. Üstlerinden düzinelerce Alman savaş uçakları geçiyordu. Lüksemburg düşüyordu.
Geceye doğru Nazi askerleri biraz eğlenmek için Lüksemburg'un içine girdiler. Etrafta açık bir bar aradılar. Fransız ve İngilizler için daima açık bir bar bulunurdu. Bu adamlar askerdi. Robot değil. Bira içmek isterlerdi, oturup boş muhabbet etmek, güzel bir kadınla yatmak... Yavaş yavaş bütün dünyayı işgal ediyor olmaları Almanların da bu haktan mahrum kalacakları anlamına gelmezdi ki. Harry de Leon'un ısrarlarıyla bar arayışına katıldı. Kendisi ilaç almadığı için ayakta uyumak üzereydi. Diğer askerler ise aşırık enerjiklerdi. Zıplıyorlar, koşuyorlar, Lüksemburg'un boş sokaklarını şarkılarıyla inletiyorlardı. Biri bile Harry'nin durumunu fark ederse ilacı almadığı ortaya çıkardı. Diğerlerine ayak uydurabilmek için bütün vücudunu zorladı.
"Ah be sonunda! Açık bir bar."
"Manyak mısın oğlum görmüyor musun?"
Barı bulan asker Dustin anlamayarak tekrar binayı taradı.
"Aptal! Kocaman İngiliz bayrağı var baksana"
Dustin bayrağı görünce anladığına dair bir ses çıkardı.
Edel aralarında en korkusuz, burnu havada olandı.
"N'olmuş İngiliz bayrağı varsa? Yarın olmadan hepsi siktirip gitmeyecek mi zaten? Burası bizim."
![](https://img.wattpad.com/cover/251426415-288-k48285.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLDAT
RomanceHarry Nazi ordusunda Teğmen Louis İngiliz ordusunda Albay II. Dünya Savaşı bu iki düşman askeri bir araya getiriyor