Eleanor elbisesini düzeltip son kez hazırladığı sofraya baktı. Gerçekten güzel görünüyordu. Louis ile 2 haftadır evliydiler ve hala bir şey yaşamamışlardı. Genç kadın bu gece olacağını umuyordu. Evlendikleri günden beri Louis'le neredeyse hiç aynı yatağa girememişlerdi bile. Genç adam sürekli askeriyedeydi. Savaşa bir süredir durgunluk hakimdi ve Louis bu sürede sürekli uçak sürüşlerini yapıyor, silahları deniyordu.
General Louis'den evlenmesini ister istemez aklına meslektaşı olan arkadaşı Robert'ın kız kardeşinden başka kimse gelmemişti. Sokakta çevirdiği kadına evlenelim diyemezdi ya. Generalle konuşmasından iki gün sonra, önce Robert'a Eleanor'a aşık olduğunu söylemişti. Robert bu habere hem şaşırmış hem de mutlu olmuştu. Louis düğün konusunda acele edince de adam gerçekten arkadaşının kız kardeşine abayı yaktığını düşünmüştü. Louis o akşam Robertların evinde yemeğe davet edildi. Kızın ailesine de ona çok aşık olduğuna dair hikayeler anlattı. Savaşta başına nelerin gelebileceğinin belli olmadığını, sevdiği kadınla evlenmeden ölmek istemediğini Louis boğazında geçmek bilmeyen bir acıyla anlattı. Kızlarını saygın bir albayla evlendirme fırsatı elde eden aile tabii ki bunu kaçırmadı. Düğün olmadan hızla aile arasında evlendiler. Bay ve Bayan Tomlinson birbirlerini daima seveceklerine dair yeminlerini ettiler.
Louis ilk zamanlar eve geliyordu. Eleanor'un yaptığı yemekleri yiyor, genç kadınla sohbet ediyordu. Sonuçta artık hayatını geçireceği insana bir şekilde alışması gerekiyordu ama zamanla bunu yapmak git gide zorlaştı. Eleanour'un gözlerine baka baka ona yalan söylemek içini daraltıyordu. Kendisine acıyordu. Eleanor'a da öyle. Kendi hayatı mahvolduğu gibi bir de onunkini de mahvediyordu.
Uzun bir süredir eve gitmiyordu. 2 haftalık evliliklerinde sadece 5 gün eve gidebilmişti. Sürekli uçak sürüyordu. Uykusu gelince de askeriyedeki odasında uyuyordu. Robert birkaç kez Eleanor'la durumlarını sormuştu. Kardeşi ona Louis'nin eve gelmediğinden bahsetmiş olacak ki adamın sorarkenki siniri hissedilebiliyordu. Savaşın içinde olduklarını, Almanların her an İngiltere'yi bombalamaya gelebileceklerini geveliyordu her defasında.
Harry'i deli gibi merak ediyordu. Onu son gördüğü anın gerçekten son olacağını tahmin etmemişti. Bilseydi gözlerine daha çok bakardı, dudaklarını daha çok öperdi. Gerçekten çocuğu özlüyordu. Evli bir adam olarak Harry'e olan duygularının günler geçtikçe yoğunlaşması da Louis'i zora sokuyordu. Genç adam yakında unuturum diye düşündükçe resmen kalbi ve aklı tam tersini uyguluyorlardı.
Eleanor sabah askeriyeye gelince Louis artık eve gitmesi gerektiğini anlamıştı. Akşam geleceğine dair söz verip karısını mutlu etti. Şimdi elindeki çiçeklerle kapının önünde duruyordu. Zil çalınca Eleanor önlüğü fırlatıp kapıya koştu. Kalbi heyecanla atıyordu. Louis'i elinde çiçekle görünce kocaman gülümsedi. Kocası da elinden geldiği kadar gülümseyip çiçeği kadına uzattı.
"Çok güzeller bunlar Louis"
Çiçeği hızla alıp geçmesi için kapıdan çekildi.
"Beğenmene sevindim. En sevdiğin çiçek ne bilmiyorum o yüzden tedirgindim biraz"
Eleanor gülleri severdi ama Louis orkide almıştı.
"Orkideleri severim"
Çiçekleri koklayarak yemek salonuna ilerleyen kocasını takip etti. Louis mumlarla süslenmiş sofrayı hayranlıkla izledi. Eve gitmediği için günlerdir ucuz yemeklerle karnını doyuruyordu ve önündeki sofrada neredeyse on ayrı çeşit yemek vardı.
"Aç mısın?"
Louis başını sallayıp önünde tabak olan sandalyeye ilerledi. Eleanor'da çiçeği masanın boş yerine bırakıp kendisini yanına konumladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLDAT
RomanceHarry Nazi ordusunda Teğmen Louis İngiliz ordusunda Albay II. Dünya Savaşı bu iki düşman askeri bir araya getiriyor