"Generalin çadırında şuan. Fena dövdüler adamı. Zaten oradan canlı çıkamayacak da işte ne kadar konuşursa bizim için o kadar iyi"
Harry Mervin'le beraber hastaneden çıkmış neredeyse ölümüne sebep olacak kişinin yanına gidiyordu.
"Nasıl anladınız o olduğunu?"
"Dün gece bir ekip topladım. Asker yoklamalarını tek tek aldık. Listeleri kontrol ederken Leon'un var olarak yazılmış olduğunu gördüm."
Harry Leon'un adını duyunca acıyla yüzünü buruşturdu. Louis Harry için geri döndüğünde turuncu saçlı olanı öldürmüştü ama yanındaki adam arkadaşı vurulunca Harry'i vurmuştu. Neyseki arkadaşının ölmüş olmasının verdiği şokla adam hedefi şaşırmış ve Harry'nin bacağına sıkmıştı. Louis hızlı bir şekilde kan kaybeden teğmene yönelmiş, diğer adamı bırakmıştı. Harry ve Louis gittikten sonra adam aceleyle geri dönmüş ve üniformasını giymiş olduğu askeri gömmüştü. Harry'nin yakın arkadaşı Leon'u.
4 askerin yokluğu dönüş yolunda fark edildiğinde nazi askerleri aramaya koyulmuşlardı. Diğer 3 asker aslında aranmaya değmezdi ama ülkenin en büyük generalinin oğlu söz konusu olunca savaş bırakılır Harry yine karış karış aranırdı. Arama sırasında askerler iki cesedi buldular. Harry ve Leon yoktu ama onlarda ölü kabul edildi. Harry son dakika seke seke döndüğünde Leon hala kayıptı. Harry de evine döner dönmez karargaha gidip Leon'un şehit olduğunu, kendi gözleriyle gördüğünü doğrulamıştı.
"Alçak pislik"
"Ben de kendisini Leon ilan adamın peşinden gittim. İngilizlerden tekrar bomba alırken buldum onu"
Mervin İngiliz dediğinde Harry'nin aklına tabii ki ilk olarak Louis geldi. Albayın dün gece odasında uyuduğunu hatırlayınca istemsizce sırıttı.
"O ingiliz askeri de esir aldık"
"Bundan memnun olmayacaklar"
"Olmasınlar. Zaten onları memnun etme gibi bir amacımız da yok"
Konuşa konuşa çadıra varmışlardı. Mervin çadırın giriş kısmını açıp Harry'e yol verdi. Harry içeri girdiğinde ellerinden bağlı adamı hemen tanımıştı. Genç adam ağzı yüzü kan içinde nefretle Harry'i süzdü.
"Siktimin bombaları biraz daha hızlı olamamış!"
Mervin genç adamı biraz daha hırpalamak için adımladığında Harry ifadesizce izledi. Karşısında arkadaşının katili duruyordu. Daha öfkeli olması gerekmez miydi?
"Adın ne?"
Harry konuşmaya başlayınca Mervin ve diğer askerler geri çekildi. General de kenardan olanları izliyordu.
"Nazi yiyen"
Harry karşısındaki adama içtenlikle güldü.
"Pekii"nazi yiyen" üniformasını giydiğin benim arkadaşımdı"
"Dilerim bir an önce arkadaşına kavuşursun o zaman"
Harry tam karşısındaki adamla tek başına konuşmak için izin isteyecekken çadırın hışımla açılmasıyla dikkati oraya yöneldi.
"Askerimi almaya geldim"
Harry Louis'i görünce bakışlarını aşağı indirdi. Zaten Louis de ona bakmıyordu.
"Harry?"
Generalin kendisine seslenmesiyle tercüme etmesi gerektiğini anlamıştı. Ayakkabılarına bakmayı sürdürürken hızla tercüme etti.
*habire tercüme etti diye yazmayacağım anlarsınız sizz*
"Nasıl girdin sen buraya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLDAT
RomanceHarry Nazi ordusunda Teğmen Louis İngiliz ordusunda Albay II. Dünya Savaşı bu iki düşman askeri bir araya getiriyor