1.0

862 73 134
                                    

Minik bir not: Önceki bölümde Mervin'den binbaşı diye bahsettim ama ilk onu yazdığım bölümde yüzbaşı diye yazmışım. Önceki bölümleri de düzelttim burda da yüzbaşı olarak yazdım tekrar.

Harry odasında oturmuş Mervin'in yazdığı yazıları okuyordu. Hepsi Almanları savaşa karşı birleştirmek amaçlı yazılmıştı. Hitler'in faşist uygulamalarının piyonu olmak istemediğine dair yazılar. Kapısı tıklatığıldında kağıtları katlayıp gel diye seslendi.

"Yüzbaşı Mervin uyandılar, Teğmen"

"Teşekkür ederim"

Kağıtları çekmecesine koyup askerle beraber odadan çıktı.

Görevli askerden anahtarı alıp demir parmaklıkları açtı. Mervin kafasını eğmiş, silah darbesi aldığı yeri okşuyordu.

"Mervin..."

Arkadaşının yanına yere çöktü.

"Beni kurtaramazsın Harry, sakın boşu boşuna bir kahramanlık oyunu oynayayım deme"

Harry acıyla karşısındaki genç adama baktı. Onun yüzünden şimdi buradaydı. Harry'nin yokluğu yine fark edilir edilmez her yer karış karış aranmaya başlanmıştı. Mervin'le ikisini beraber gören askerler babasını direkt Mervin'in evine yönlendirmişlerdi. Yazdığı yazılarda bu şekilde bulunmuştu.

"Benim suçum...hepsi"

Mervin alayla gülüp kafasını Harry'e kaldırdı.

"Senin suçun falan yok. Ben kukla olmak istemedim diye buradayım. Her türlü bulunacaktı o yazılar zaten"

"Babamla tekrar konuşacağım. Defalarca. Ayaklarına da kapanırım"

Mervin başını iki yana salladı. Faydası olmayacağını biliyordu. Harry gözleri dolmaya başlayınca kollarını arkadaşına sardı.

"İnfazı benim yönetmemi istiyor. Bunu benden nasıl ister?"

İç çeke çeke ağlarken Mervin sadece dinliyordu.

"Ben de nefret ediyorum Mervin çok ediyorum. Hepsinden nefret ediyorum her şeyden. Üstümdeki bu lanet üniformadan"

Harry yüzünü arkadaşının boynuna daha da gömdü.

"ama senin gibi değilim ben. Korkağım. Kendimi bildim bileli kuklaydım ve şimdi seni öldürecek emri benim vermemi söylediler-ne yapacağımı bilmiyorum"

Mervin ellerini Harry'nin sırtına yerleştirdiğinde çocuğun ağlaması şiddetlendi.

"Seni buradan çıkarmanın bir yolu olmalı."

"Yok"

Harry artık sanki dışarda askerler yokmuş gibi seslice ağlıyordu. Mervin yüzünü elleri arasına alıp Harry'i kendinden uzaklaştırdı. Gözlerini buluşturduğunda Mervin'in de gözleri dolmuştu.

"Beni öldürerek bana en büyük iyiliği yapacaklar Harry. Sen de onlara istediklerini verirken vicdan azabı çekme. Bu dünyada yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim"

***
Harry yaklaşık bir buçuk saattir sandalyesinde öylece oturuyordu. Kapısı hızla açılıp içeri babası girince sandalyesinden fırlayıp selamını verdi.

"Saat geldi Teğmen"

Harry yanındaki pencereden baktığında emri için bekleyen yedi askeri görebiliyordu.

"Baba...n'olur bunu benden isteme. O benim arkadaşım"

"Yanlış bir arkadaşmış Harry. Hayatında unutamayacağın bir ders veriyorum işte sana. Güçlü bir asker ol ve emredilen görevi en iyi şekilde yerine getir."

SOLDATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin