0.3

812 75 123
                                    

Harry en son elleri kemerle bağlıyken Albay'ın konuşmasını yarım yamalak hatırlıyordu. Sonrası yoktu. Bilinci yavaş yavaş açıldığında pis bir depoda ince bir boruya kelepçelenmiş haldeydi. Her yeri ağrıyordu. Birileri var mı diye çevresine bakındı ama kimse yoktu.

"Sen hayatını kurtar o da sana böyle teşekkür etsin."

Kelepçeli ellerine baktı. Başına giren ağrıyla kafasını aşağı indirdi. Demir kapı sesini işitmesiyle vücudunu dikleştirdi. Sesin geldiği yönü izledi. Bir süre sonra Louis elinde su şişesiyle Harry'nin önünde durdu. İlk günkü karşılaşmaları gibi yine o nefretle bakıyordu. Birde bu sefer ek olarak iğrenerek.

"Uyanmışsın.

Harry hafifçe başını salladı.

"Seni istesem tam şuan 48 farklı şekilde öldürebilirim."

Teğmen karşılık olarak sadece gülümsedi.

"Ama yapmayacağım."

"Çünkü ben seni öldürmedim diye mi? Yapabilirdim. Seni atomuna kadar ayıracak topun ateşlenme emrini ben verebilirdim."

Louis iyice Harry'e eğilip suratına sertçe yumruk attı. Harry ağzına dolan kanı tükürdükten sonra tekrar bakışlarını Louis'e çıkardı.

"Çünkü bu savaşı kaybedeceksiniz ve senin buna şahit olmanı istiyorum."

Harry Louis'nin cümlesinden sonra kahkahalarla gülmeye başladı. Harry de zaten onu görmek istiyordu ama savaşın kaybedileceğine dair pek umudu yoktu. Orduları çok güçlüydü. Louis sinirle Harry'nin kahkahasının bitmesini bekledi.

"Komik bir şey söylemedim."

Harry başını 'boşver' anlamında iki yana salladıktan sonra tekrar ciddiyetini sağladı.

"Ee o zaman kadar burada hep senin yanında mı olacağım?"

Louis gelen soruyla afalladı. Gerçekten bu çocuğu esir almıştı ama ne yapacaktı ki şimdi bununla?

"Kaç kaybınız var?"

Louis elindeki şişeyi Harry'nin önüne bırakıp yere oturdu.

"Askerlerin sayımı bitmedi. 14 araba kullanılamaz halde."

Harry başını salladı.

"Sen gerçekten midemi bulandırıyorsun ama kabul etmeliyim iyi bir askersin...şey?"

"Harry"

Louis hafifçe başını salladı.

"Neden beni korumak istediğini sorgulamayacağım ama yine de toplarınızı askerlerden arabalara çevirmek çok mantıklı bir karardı."

Harry şuan olanlara inanamıyordu. İngiliz Albayı Nazi teğmenini top arabalarını patlattı diye tebrik ediyordu.

"Niye?"

Louis tek kaşını kaldırıp Harry'e baktı.

"Niye seni neden kurtardığımı sorgulamıyorsun?"

"Çünkü senin gibi bir mikrobun bana iyilik etmiş olması zaten hayatım boyunca silemeyeceğim bir leke birde nedenini öğrenmek istemiyorum."

Harry bu karşılığa bir şey demedi. Başını tekrar önüne eğdi. Louis kelepçelenmiş vücudu izledi. Hatları asker paçavralarından bile belli oluyordu. Saçları sanki savaşta değilmiş gibi temiz ve düzgündü. Parlıyordu resmen. Louis kafasını iki yana salladı. Zihnini toparlamalıydı. Sevgilisi birkaç saat önce bu şerefsiz yüzünden ölmüştü. Tom'un daha cesedi soğumamıştı ve o burda oturmuş sevgilisinin katilinin güzelliğine bakıyordu. Louis sinirle yerinden kalkınca Harry'nin yeşilleri tekrar ona döndü.

SOLDATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin