1.7

820 66 165
                                    

Louis yaklaşık bir haftadır Harry'ye teşekkür edebileceği bir ortam ayarlamaya çalışmıştı. İlk üç gün ödü kopa kopa karargahlarının olduğu yerde gezmişti. Harry iki gün boyunca yüzüne bir kere bakmamış, üçüncü gün Louis'yi ağaçların arkasında saklanırken bulduğunda dayanamayıp artık korkmasını gerektiren bir durumun kalmadığını Amerika'nın bu 'işkence' durumunu kınadığı için Landa'nın bir süreliğine Hitler'in yanına çağrıldığını söyleyip gitmişti . Louis Harry'ye fark ettirmemeye çalışsa da üstünden tonlarca yük kalkmış gibi olmuştu. Dördüncü ve beşinci gün sokakta bileğinden tutup durdurmaya çalışmıştı ve iki gün de  Harry'ye zarar vereceği düşünülüp Almanlar tarafından fena hırpalanmıştı. Louis gündüz gözüyle bu işi halledemeyeceğini anlayıp akşam Harry'yi takip etme kararı aldığında Eleanor tabağına, yemek dolduruyordu. Harry'nin kaldığı yeri öğrenecek ve kapısına dayanacaktı. Altıncı günün akşamı Harry'yi takip edip nerede kaldığını öğrenmişti. Dört katlı bir binanın en üst katında yaşıyordu. Louis bir süre bekleyip diğer katların da ışığı yanacak mı diye bekledi ama hiçbiri yanmadı. Anlaşılan çete tarafından kurtarıldığı zaman diğer katlarda yaşayan askerler orada ölenlerdi. Şimdi Louis aynadaki görüntüsüne bakıp memnunca gülümsedi. Bugün kapısına dayanıp her şeyi konuşacaktı. Önce teşekkür edecek sonra olanlardan dolayı özür dileyecek ve kelimelerin izin verdiği kadar aşkını ilan edecekti. Üstüne üniformasının ceketini geçirip dikkat çekmeye çalışmadan askeriyeden ayrıldı. Bir asker bile takım elbise giydiğini fark etse başına büyük bela alır, dedikoduların hakkından gelemezdi. Louis önceki gece dış kapının ucuna yerleştirdiği küçük taşı Harry fark etmediği için çok şanslıydı. Hafif aralık kapı Louis'nin Harry'ye ulaşma hedefini oldukça kolay hale getirmişti. Binaya girerken taşı alıp kapının iyice kapanmasını sağladı. Merdivenleri hızla tırmanıp dairesine ulaştı. Üstündeki ceketi çıkartıp alt kata bırakmıştı. Louis resmen damat gibi görünüyordu. Eleanor'la evlenirken bile altında havacı pantolonu vardı. Kalbi deli gibi atarken derin bir nefes aldı. Resmen kulakları uğulduyordu. Kapıya hafifçe vurup geri çekildi. Harry saçları dağılmış yarı çıplak bir şekilde kapıyı açtığında Louis takımın A bölgesinin bu kadar dar olmasına küfür etti. Hafif aralık dudaklarıyla Harry'nin güzel vücudunun baştan aşağı süzdü.

"Louis?"

"Tanrım?"

Bakışlarını merakla bakan gözlere çıkarıp aralık dudaklarını istekle birbirine bastırdı.

"Yani şey Harry. Harry demek istedim"

"Ne işin var bu saatte bura-sen nereden biliyorsun benim burada yaşadığımı?"

"Kuşlar söyledi"

Louis gözleriyle Harry'yi yemeye devam ediyordu. Yapacak yüzü olsa çoktan şu kapıya dayayıp 'bam' yapmışlardı.

"Kuşlar mı söyledi?"

"Hmm-hoppala! Bu da ne? "

Tek elini açıp Harry'nin arkasındaki onun gibi yarı çıplak kadını gösterdi. Sesi istemsizce çok sert çıkmıştı.
Harry arkasına dönüp kendilerine merakla bakan kadına gülümsedi.

"Valeria. Rus olur kendisi"

Kadının dudaklarını hafifçe öpüp eliyle yatak odasını işaret etti. Louis kalbi altı yüz parçaya ayrılırken Harry'nin tekrar ona bakmasını bekledi. Yeşil gözler ona döndüğünde aşağı doğru sarkıttığı dudağını hafifçe ısırdı.

"Ciddi olamazsın"

"Neden?"

"Fahişe mi tuttun?"

"Ne?"

Harry yüzünü buruşturup başını olumsuz anlamda salladı.

"Karşı binada oturuyor. Tanışıyoruz"

SOLDATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin