0.9

830 71 164
                                    

Belçika ve Hollanda'nın da teslim olmalarından sonra Nazi ordusu kısa süreliğine ilerleyişini durdurdu. Almanya, Fransa için hazırlanıyordu. Uçakları tamir ediliyor, yaralılar tedavi ediliyordu. Harry de bu süre içerisinde Mervin'le çok fazla vakit geçirmeye başlamıştı.

"Bazen asker olmaktan çok sıkılıyorum Harry biliyor musun"

Harry genç adamı başıyla onayladı.

"Ben her zaman böyle hissediyorum"

"Norveç'teki birliğe katılacaklar arasında bizde varız. Herhalde 2 güne bütün askerlere duyurulur ve yola çıkarız. Keşke gelmiyoruz diyebilsek"

Harry oflayarak başını geriye attı. Almanya'da oldukları günden beri Mervin' le çimlik alanda oturup boş boş vakit öldürüyorlardı. Savaşa girmelerinin üzerinden 1 yıl geçmişti ve böyle vakit geçirebildikleri her an askerlere cennet gibi geliyordu.

"Churchill devlet başkanı olmuş duydun mu?"

Konu İngiltere'ye gelince Harry'nin midesine ağrı girdi.

"Ya...duymamıştım"

"H-hmm...Churchill biraz dişli bir herif bizim için pek iyi olmadı"

Mervin uzanıp gözlerini yumduğunda Harry'de kendi düşünceleriyle baş başa kalmıştı. Zaten yanında kafasını dağıtmak için birileri olmadığında sürekli Louis'nin onun öptüğü günü düşünüyordu. Harry'nin o anda kalbi deli gibi atarken beyni sürekli acaba iyi karşılık verebiliyor muyum diye düşünüyordu. Louis gayet sakin bir şekilde dudaklarını ayırdığında Harry'nin vücudu heyecandan resmen titriyordu.

"Bir Naziyi öpmek İngiliz Albayı'na pek yakışmadı değil mi?"

"Bu Nazi dudaklarınız için Hitler'i '48' farklı biçimde öldürmeye hazırdır efendim"

Louis güldüğünde hayranlıkla karşısındaki adamı izledi.

"Komik bir çocuksun Harry"

Ve son. Louis kendisiyle beraber Harry'i kaldırıp bir süre beraber yürüdükten sonra kendi yoluna gitti. Harry defalarca mektup yazmış ama hiçbirini gönderememişti ve maalesef ancak karşılıklı cephelerde yer aldıkları zaman birbirlerini görebiliyorlardı.

"...bir kere gittim aslında Harry. Güzel yer. Kesinlikle bir insan ölmeden önce gezmeli orayı"

Harry başını yerde yatan arkadaşına çevirdi.

"Ne? Neresi?"

"İngiltere"

"Ben hiç gitmedim İngiltere'ye"

Mervin yerinde doğrulup elini arkadaşının omzuna attı.

"Merak etme Hazza! Yakında gideceğiz ama top tüfekle"

"Mervin..."

Derin bir nefes aldı.

"Ya savaşın bittiğini göremeden ölürsem. Dünyayı göremeden özellikle de İngiltere'yi"

"Harry, baban seni diriltmenin bir yolunu bulur"

Harry gözlerini devirip arkadaşının ellerini tuttu. Yüzü heyecanla parlıyordu.

"Hadi gidelim"

Yüzbaşı şaşkınlıkla kaşlarını çattı.

"İngiltere'ye?"

"İngiltere'ye"

"Saçmalama! Nasıl gireceğiz?"

"Bundan önce işgal ettiğimiz yerlere nasıl girdiysek öyle"

SOLDATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin