Balodan sonraki günlerde Draco ile aram daha iyiydi sanırım bana yeterince ilgi göstermiyor gibi hissettiği için daha çok beraber takılır olmuştuk. Bu durumdan şikâyetçi değildim aksine hoşuma gidiyordu.
Yarışmanın ikinci görevi gelmişti. Bütün okul karagölde toplanmıştık. Draco'nun Krum'ı tuttuğunu biliyordum. O yüzden onun taraftarlarının olduğu bölümde Draco'yu aradım. Onu görünce yanına oturdum.
Ben: Bu kadar mutlu olmanın bir nedeni var mı?
Draco:Bugün yara kafanın kaybedeceğine dair bir his var içimde.
Ben: Zaten başka bişi düşünsen şaşarım.
Draco: Ne gibi ?
Ben: (siktir şimdi ne diyecektim) Bilmem ama biraz uğraşsan daha iyi şeyler bulursun.
Draconun sırıtması artmıştı. Off iyice rezil olmuştum. Neyseki yarışmanın başlaması ile Draco'nun dikkati başka yöne çevrildi. Bende onu rahatca izleyebilirdim.
Sudan ilk çıkan cedric olmuştu. Ardından da Krum Fleur başarılı olmamıştı. Geriye tek yara kafa kalmıştı.
Draco'nun yüzündeki o mutluluğu içimde hissettim. Kabul ediyorum potter'ın boğulması iyi değildi ama Draco'yu böyle mutlu görmek. Konu ona gelince içimdeki mantık yok oluyordu.
Potter'ın en sonunda sudan çıkması ile yarışma bitti fakat potter iki kişiyi kurtardığı için sonuncu olmamıştı. Draco'nun bu duruma morali bozulmuştu.
Ben: Draco abartma o kadar önemli değil değmez.
Draco: O yara kafayı hiç sevmiyorum ugh.
Ben: Draco hadi gel ortak salona gidelim.
Draco ile ortak salonda biraz takıldım. Sonra odama çıktım. Odamda halamdan bir mektup geldiğini gördüm. Okumaya başladığımda mektupta tuhaf bir şey vardı uyarı gibiydi.
Yazardan:
(Bu kısımları fazla uzatmadan final turuna gelmek istiyorum çünkü aralara ne koyacağımı bilemedim.)~Final Yarışması~
Draco ile final türünü izliyorduk herkes kendi tuttuğu finalist için tezarühatlar yapıyordu. Fazlaca zaman geçmesine rağmen cedric ve harry ortada yoktu krum ile fleur ise pes etmişti.
En sonunda potter labirentten çıkmıştı. Ama cedric'in ölü bedeni yanındaydı.
Kimse ne olduğunu anlamamıştı. Harry birden o geri döndü diye bağırdı.
Bir dakika halamın bana yazdığı mektuptaki herşey eskisi gibi olucak kelimesi geldi aklıma. Karanlık Lord geri mi gelmişti.
Draco'yu baktığımda tıpkı daha önce dünya kupasında baktığı gibi endişeli gözler ile bana bakıyordu. Dumbledore hemen öğrencileri okula geri döndürdü. Gerekli açıklamalar yapılmıştı.
Cedric'in cenaze töreni yapılmıştı. Gerçi birkaç kişi dışında harry'nin dediklerine tam olarak inanmamıştı.
Törenin ardından diğer okullardan gelen öğrenciler gitmek üzere herkes ile vedalaşmıştı. Bende odamdaki eşyaları toplamaya gitmiştim. İşim bittiğinde
Draco aşağıda beni bekliyordu. Yanına gidip sarıldım. Beraber dönüş trenine gidiyorduk.
Draco: Olaylı bir yıl daha bitti ha.
Ben: Sanırım asla normal bir yıl geçiremeyeceğiz.
Draco: Neyse benim normal olmaya niyetim yok haha.
Sadece gülümsemek ile yetindim. Onunda bildiğini farz ediyordum. Nede olsa ailesi ölüm yiyendi ama bunları konuşarak onun canını sıkamazdım. Ama bildiğim bir şey vardı, herşey değişecekti iyi yada kötü. Seçim zamanı geliyordu.
Ben: ( Nolursa olsun senin tarafındayım altın çocuk. Sonunda acı olsa bile onun yanında olduğum sürece koşarak ilerliyeceğim.)
Ben: Draco yazmayı sakın unutma.
Draco: Asla unutmam.
♡~Yazardan;)~♡
Sevgili okurlarım umarım sevmişsinizdir sayınızın arttığını görmek beni aşırı mutlu ediyor bunu nasıl tarif ederim bilemem. Sizi zorlamak istemiyorum zira hikayemi okumanız bile benim için harika bir his ama vote verirseniz çok mutlu olurum. Cidden bu hikaye için uğraşıyorum olabildiğince fazla aktifim lütfen vote verin sizi çok seviyorum.🐍💚🍏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Çocuk ( Draco ile Hayal Et Kitabı)
FanfictionBu hikayeyi sürekli Harry Potter izlerken orada olsam olaylar nasıl değişir die düşündüğüm için yazdım. Umarım seversiniz.💚🍏🐍 Not: Bu arada Draco'ya yeşil gözü yakıştırdığım için yeşil gözlü yaptım çok takılmayın lütfen.