Her zamankinden daha tuhaf bir yaz geçirmiştim. Halam bir ölüm yiyen olduğundan yaşanan herşeyin gerçek olduğunu biliyordum. Ama bilmemezlikten gelmem gerekecekti.
Yarın Hogwarts yılının ilk günüydü bunu düşünmek bana mutluluk veriyordu. Yanımda duran Draco'nun bana verdiği cekete baktım.
Bütün yaz boyunca onu yanımdan ayırmamıştım. Keşke şu an burada olsaydı diye düşündüm.
Halamın aşağıdan bana seslendiğini duyunca üzerime baktım. Beyaz renkli kısa askılı geceliğim vardı. Ve draconun hediyesi olan mükkemmel kolye.
Misafir beklemediğimiz için aşağı indim. Ve salonda hiç beklemediğim biri vardı. Draco Malfoy.
Draco:(Onu böyle görmeyi beklemiyordum. Belli ki geleceğimden haberi olmamıştı. Gerçi bende yeni öğrenmiş sayılırım. Çok güzel o beyaz geceliği vücudunu mükkemmel gösteriyordu. Ne diyorum ben.)
Daniela: Tatlım Draco bu akşam bizde kalıcak bizim ailesi ile çok önemli bir işimiz var.
Ben: T- tamam olur. Sorun değil.
Daniela: Syrenia sen Draco'yu odana çıkart ben çıkıyorum.
Ben: Beni takip et Draco.
Odama girdiğimde o an tek istediğim üzerimdeki beyaz askılı gecelikten kurtulmaktı. Tamam onun burda olmasını istemiştim ama bu kadar ani değil.
Ben: Arkanı döner misin üzerimi değiştirmem lazım.
Arkası dönük,
Draco: Ne o benden utanıyor musun?Ben:(tabiki utanıyorum mal) Bunun utanma ile ilgisi yok sadece bu kıyafet ile yanında rahat hissetmiyorum.
~Draco'nun zihni~
Arkam dönük bir şekilde odasını inceliyordum. Hoş bir odası vardı. Gözüm istemsizce aynaya takıldı.
Onun giynirken yansımasını gördüğümde hemen geri çevirdim. İçimdeki İsim veremediğim tuhaf ses bana bakmamı söylüyordu ama bunu yapmadım tabiki bir sapık değildim ya.
Ben: Tamam dönebilirsin.
Draco: Sonunda bu arada odan güzelmiş.
Ben: Teşekkürler geleceğini bilseydim hazırlık yapardım ama.
Draco: Bende gelmeden önce öğrendim önemli değil.
Ben: Bi şeyler içmek istermisin?
Draco: olur
Beraber mutfağa indik dolaptan ateş viskisi alıp bardaklara doldurdum.
Draco: Neden sen yapıyorsun eb cininiz yok mu?
Ben: Hayır yok ama ev işi yapmak sandığın kadar kötü değil.
Beraber balkona çıktık ona sormak istediğim çok soru vardı.
Ben: Geri gelmesi hakkında ne düşünüyorsun.
Şaşkın gözlerine baktım sanki bana inkar etmek ister bir tavrı vardı.
Ben: Hadi ama ailemin ölüm yiyen olduğunu biliyorsun. Hatta şu an lord ile bir toplantı yaptıklarına eminim. Bana güvenebilirsin.
Draco:(Gerçekten bu kız bunca şeyi kaldırabilirmiş ve bunları gülerek mi söylüyordu.)
Ben: Dans edelim mi?
Bu soruyu neden sordum bilmiyorum ama canım onunla dans etmeyi çok istiyordu.
Ben: Geçen sene beni çok kıskanmıştın haha.
Onu kaldırdım yüzünde o sırıtışı vardı. Sanki o yüze sonsuza kadar bakabilirdim. Ellerini belime sardı. Ve dans etmeye başladık bu his tarif edemeyeceğim bir mutluluktu.
Draco: Sarhoş mu oldun sen?
Ben: Bilmem belki biraz haha
(Cidden beynimi hissetmiyor ve kalbim ne derse onu yapmak için hazırlanıyordum.)İyice ona yaklaşıp.
Ben: Ben her zaman senin olduğun taraftayım.
Dansımız bittiğinde çok yorgundum. Ve zihnimi hissetmiyordum.
Draco Syrenia'yı odasına çıkarır ve yatağına yatırır. Draco'nun içindeki o anlamsız sesler ona onun yanında yatmasını söylüyor ama draco bunları dinlememek için elinden geleni yapıyor ama o da hafiften sarhoş hissediyordu.
Ben: İstediğini biliyorum burada yatabilirsin.
Draco:(Ne ciddi mi bu, ben bu hisleri kovmaya çalışıyorum o daha çok arttırıyor bu haksızlık.)
Draco daha fazla dayanamadı Syrenia'nın yanına yattı. İkiside bu durumdan mutluydu ama bunu dile getirmediler.
Bu bölümü biraz romantik yapmış olabilirim. Siz ne düşünüyorsunuz Draco'nun isimlendiremediği hisleri hakkında. Devamı yakında gelicek vote vermeyi unutmayın. Ve sayfamı takip ederseniz mutlu olurum. Sizi seviyorum.🐍💚🍏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Çocuk ( Draco ile Hayal Et Kitabı)
FanfictionBu hikayeyi sürekli Harry Potter izlerken orada olsam olaylar nasıl değişir die düşündüğüm için yazdım. Umarım seversiniz.💚🍏🐍 Not: Bu arada Draco'ya yeşil gözü yakıştırdığım için yeşil gözlü yaptım çok takılmayın lütfen.