Bir kaç hafta içinde Potter ve tayfasının Hogwarts'a geleceği dedikoduları heryerde dolanmaya başlamıştı. Bazıları ise onun kalede olduğunu bile söylüyordu. Ölüm yiyenler Hogsmade'e onu arıyordu. Eğer potter kaledeyse Lord en yakın zamanda buraya gelirdi bu adeta savaş çağrısıydı.
Snape ve diğer ölüm yiyenler tüm bina sınıfların büyük salona toplamıştı.
Snape: Çoğunuz sizi bu saatte neden buraya topladığımı merak ediyordur. Bugün öğleden sonra Potter'ın Hogsmade'e görüldüğüne dair bağzı bilgiler aldık.
Salondan fısıldaşmalar bir anda artmıştı. Çoğu öğrencinin gözü Gry'lara kaydı.
Snape: Herhangi biri Potter'a yardım ederse cezalandırılacağını bilmeli. Şimdi Potter'la ilgisi bilgisi olan var mı?
Kimse konuşmamıştı ve büyük ihtimalle zor kullanmadan da konuşmayacaklardı. Bu yöntem gerçekten barbarlıktı biz daha öğrenciydik. Potter bir anda ortaya çıktı ve Snape'le konuştu.
Harry: Onun yerinde ne cüretle durursun.
Potter ve Yoldaşlık beraber kaleye girdi ve Snape hemen cisimlendi. Pansy bana bakıyordu sanki savaş bu gece olacağını anlamıştı. Pans'in yanındaki Blaise'te aynı şekilde tedirgindi. Snape'in lorda gittiğinden emindim ve eğer savaş olacaksa Draco'yu güvende tutmalıydım. Salonda bir anda lordun sesi duyuldu.
Pansy: Ne duruyorsunuz biri onu yakalasın işte.
Pansy'nin sözleri tabiki işe yaramadı kimse Potter'ı vermeyecekti. Bu gece bu kalede savaş olacaktı.
Mcgonnagal: Bay Filch sizden isteğim slytherin evinin salondan uzaklaştırılması. Lütfen onları zindanlara götürün.
Ne zindan mı tüm binaya ölüm yiyen muamelesi mi yapılacaktı yani birde bize ayrımcı diyorlar. Zindanlara gidemezdim bu aptallıktı.
Gruptan ayrıldım ve ihtiyaç odasının koridoruna koştum. Mantıklı düşün Syrenia bir savaşta Draco'yu bulmam lazımdı ama nasıl. Koridorda saklanmıştım eninde sonunda ölüm yiyenler gelicekti. Potter'ın sesini duydum ihtiyaç odasında girmişti.
Çok geçmeden birilerinin sesi daha geldi ve onu gördüm platin saçları ile önümdeydi beni fark etmedi bile ve ihtiyaç odasına girdi. Aptal kendini öldürtecek. Onun peşinden gizlice bende girdim.
Potter ve arkadaşları ile düelloya girmişlerdi. Yangın başlamıştı ve Weasley Draco'ya sersemlet atmıştı.
Ben: Protego Maxima.
Alevler gelmeye başladığında
Draco,Blaise ve Crabbe'i tutup dışarı çektim. Odadan çıktığımızda nefes nefeseydik.Draco: Syre-
Sözünü bitirmesine fırsat vermeden dudaklarına yapıştım. Nefes alamadığmda geri çekildim.
Ben: Yanmadan yetiştim. Blaise,Crabbe Sly'lerin yanına gidin ve onları zindandan çıkarın.
Draco ile yalnız kaldığımda koridordan ayrıldık boş bir sınıfa girdik. Ksks sınıfı olmalıydı.
Ben: Şu an dışarısı çok tehlikeli çıkarsak ölürüz.
Draco: Haklısın napıcaz peki.
Ben: Biraz yatışmasını bekleyelim ve çıkıp aileni bulalım tamam mı.
Draco: Tamam. Benim orada olduğumu nasıl öğrendin.
Ben: İçgüdülerimi dinledim.
Birden lordun sesi tekrar duyuldu. Harry'i tek başına yasak ormana çağırıyordu. Ve güçlerini Hogwarts'tan çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Çocuk ( Draco ile Hayal Et Kitabı)
FanfictionBu hikayeyi sürekli Harry Potter izlerken orada olsam olaylar nasıl değişir die düşündüğüm için yazdım. Umarım seversiniz.💚🍏🐍 Not: Bu arada Draco'ya yeşil gözü yakıştırdığım için yeşil gözlü yaptım çok takılmayın lütfen.