Büyük Salonda yemek yiyorduk. Sonunda Draco'da gelebilmişti benimle göz teması kurmaktan kaçınıyordu. Dumbledore'un konuşmalarını normalde dinlemezdi bile sırf bana bakmamak için bu sefer dinlemişti. Veya onun açığını yakalamak için. Konuşma bittiğinde Draco endişeliydi
benimle buluşmak zorundaydı. Ondan daha erken salondan ayrıldım ve ihtiayc odasına gittim.
Arkamdan gelen bir ses duyduğumda Draco'yu gördüm. Korku ve şaşkınlıkla bana doğru ilerliyordu. Yanıma geldiğinde konuştum.
Ben: İşaretini göstersene.
Anlamamazlıktan gelmeye çalıştı ama çok geç neyi kastettiğimi anlamış şekilde kolunu açtı.
Ben: Yapılırken canın çok yandı mı ?
Draco: Katlanamayacağım bir acı değildi.
Tüm ciddiyetimi topladım ve o soruyu sordum.
Ben: Draco olmamı istemisin ölüm yiyen yani eğer evet dersen hiç düşünmeden olurum.
Draco:(Bu kız ciddi miydi benim için ölüm yiyen olmayı bile göze mi alıyordu? Hayır ona bunu yapamazdım onuda mahvedemezdim.) Hayır seninde mahvolmanı istemiyorum.
Draco'nun gözleri dolmuştu ağlamak ister ama kendini tutar bir hali vardı. Ona sarıldım ve konuşmaya devam ettim.
Ben: Merak etme yalnız değilsin bu görevde her zaman yanında olucam. Tamam mı beraber atlatıcaz asla yanlız olmayacaksın.
Draco: Teşekkür ederim Syrenia sen hayatımda beni bu kadar önemseyen tek insansın. (şu an seni o kadar öpmek istiyorum ki sana seni seviyorum demeyi çok istiyorum ama yapamam ben senin sevgini hak etmiyorum.)
Ben: Draco sende benim için herkesten daha önemlisin ve değerlisin bunu unutma.
Onun elini tuttum ve beraber ortak salona gittik. Salon boştu herkes odalara dağılmıştı. Draco'nun yorgun ve tedirgin gözlerine baktım zümrüt gibi parlak gözlerine ve dağılmış muhteşem saçlarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Çocuk ( Draco ile Hayal Et Kitabı)
FanfictionBu hikayeyi sürekli Harry Potter izlerken orada olsam olaylar nasıl değişir die düşündüğüm için yazdım. Umarım seversiniz.💚🍏🐍 Not: Bu arada Draco'ya yeşil gözü yakıştırdığım için yeşil gözlü yaptım çok takılmayın lütfen.