⚜ TUTKULU ESİRLER - GİRİŞ ⚜

3.5K 298 128
                                    

Öncelikle kitabımı okumaya gelen sevgili okuyucum...

Kitabıma şans verdiğin için teşekkür ederim. Bu benim ilk kitap yazıyor oluşum. Hatalarım olabilir bunun için şimdiden özür diliyorum. Umarım okurkende keyif alırsın şuan bölümler düzenleme aşamasında olsada ilerleyen zamanda tam bölümleri ile bizimle beraber olacak. Bu kitabı ve kurguyu yazarken gerçekten çok heyecanlıydım ve üzerine belki bir çok kez düşünerek okuyucularıma yani sana ve (Size) en iyi şekilde sunmaya çalıştım. Lafı daha fazla uzatmayacağım  ve Tutkulu Esirler dünyasına hoş geldin.

-TUTKULU ESİRLER-

GİRİŞ 

''HERŞEYİN BAŞLANGICI''

Masallarda anlatılanlara inanarak,
Kana susamış bir ecelin pençesi altına sığınma.

Yürüdüğü bomboş ısssız sokakların uğultusuz sessizliği bile Genç adamın gecenin karanlığında çığ gibi düştü yüreğine. Sert ama kendinden emin şekilde attığı adımlarıyla mavi gözlerini omzunun üzerinden arkasına bakmak için sabitledi. Kendisinden başka kimsenin olmadığı tenha dar sokakta tekrar önüne dönerek ileride zayıfta olsa yanıp sönen ışık eşliğinde ilerlemeye devam etti.

Hafif rüzgarlı esen kasvetli havayla birlikte üzerindeki siyah ceketinin şapkasını örterek ellerini ceplerine soktu. Hızlıca dar sokağın köşesini döndüğünde ana caddeye çıktı. ileride görünen mezarlık girişine geldiğinde ise sağı solu gelen giden varmı diye yokladıktan sonra demir kapının kilidini yavaşca indirdi. Kapının gıcırdamasına bile aldırmadan mezarlıktan içeriye girdi.Serin esen rüzgar saçlarını dağıtırken, alnının önüne düşmesine izin verdi. Umursamayan tavırla aile mezarlığının başında durdu. Derince iç çekerek gözlerini hızla kapatıp açtığında sesinin pürüzlü yanı ortaya çıktı.

''Tekrar burdayım Baba'' dedi. ''Herşeyin başladığı yerdeyim.''

Boğazını temizleyerek ellerini ceplerinden çıkarıp mezar taşının üzerinde gezdirdi. ''Çok az kaldı bize bunu yapanların yanına bırakmamaya bir adım daha yaklaştım."

Dokunduğu mermerin soğukluğunu hissedemeyecek kadar öfkeyle kavrulan nefreti içindeki alevi körükledi. Dudaklarının kenarları muzipçe kıvrılırken ''Eminim şuan yanımda olsaydın bana bunun doğru olmadığını savunarak beni kararımdan vazgeçirmeye çalışırdın'' dedi.

Kaşları çatılırken yutkunarak devam etti. ''Ama atladığın tek bir şey var," diye iç çekti. "Bu öyle büyük bir kumar ki sana hiç beklemediğin büyük oyunları bile oynatabilecek kadar zalim.'' dediğnde yüz hatları gerilirken ellerini şakaklarına götürüp sakin kalmaya çalıştı. ''Büyükbabam her zaman intikam dediğin soğuk yenen yemektir evlat'' derdi. ''Katil olacak insan korkularıyla yüzleşmeden yola çıkmaz değil mi? Baba.'' hissizleşen duyguları çakmağın ucundaki alevi ateşledi. Hafızasından silmek istediği anıları gün yüzüne çıktı. O günü tekrar yaşıyormuş gibi hissetti.

15 ARALIK 2005

Kasvetli yağmur günün ilk saatlerinde kendini belli etsede küçük çocuk babasının elinden tutarak annesinin ölümünden sonra ilk ziyareti için babasıyla birlikte mezarlığın girişine geldi. Karamsar bakan gözleri kısıldı. Annesini 1 hafta önce kaybetmesinin acısı hala tazeydi. Elinde tuttuğu çiçeklerin üzerine yağmur damlaları düşerken parmakları daha sıkı kavradı. Beyaz zambak annesinin en sevdiği çiçekti. Kısa bir bakış atarken gözlerinin doluluğuyla babasına baktı.

TUTKULU ESİRLER / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin