Mavi gözlerinin içine baktım. Karamsar şekilde başımı eğerken, çenemden tutarak kendisine bakmamı sağladı. ''Bir gün,'' diye fısıldadı ''Bütün taşlar yerine oturacak, ve durmak istediğin yer için seçim yapman gerekecek.'' Yakınlığı tenimi yakacak de...
Yine heyecan ve gerilim dolu bölümle karşınızdayım. Umarım keyifle okuyabileceğinizvaktinize değecek bölüm yazmışımdır iyi okumalar dilerim.
Bölüm şarkımız - Hymnforthemissing Şarkıyı açarak dinlemeyi unutmayalım :)
Bölüm sonunda tekrar buluşalım <3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
8. BÖLÜM.
''AV İLE AVCI''
Tanrı benim için bir meleğin gözyaşlarını kalbimde sakladı. Sarpla aramızdaki tek ilişki ben avken, o ise avcıydı. Hataların bedelleri çok büyük yükümlülük, ve sorumluluk getirdi. Bu sadece çevreme değil, banada tehtit unsuru oluşturdu. Hiç birşeyin böyle olmasını dilemedim, yada bu şekilde hayal etmemiştim. Mazide kalanların hesabını masumlarmıödemeliydi.
Sahi günahımız neydi?
Bunları hak edecek ne yaptım. Klüpten çıktıktan sonra yediğim damgayı söylemek bile istemiyorum. Sarp sadece dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanıyor. Aramızda bir anlaşma olsada bana bu muameleyi yapma hakkını ona kim veriyor. Öylece söylediklerini sindiremem. Kendimce yediremediğim lafların altında kalmak gibi huyum bu zamana kadar asla olmadı.
Aramızdaki gerginlik devam ediyordu. Sarp'ın direksiyonu sıkan parmak buğumları beyaza çalmıştı. Kendisi neden öfkeleniyorduki, burda kızması gereken kişi varsa oda bendim. Resmen bütün suçu benim üzerime yıkar gibi konuşmuştu, hala daha üste çıkmak ister gibi tehtitlerinin altında kalmamı istiyordu. Araba farları alacakaranlığın köründe önümüzde tek bir iz olarak ışık yansıttı.
