Tetiğin çekildiği an irkilerek sersemlemiştim. Önüme baktığımda yığılan bedenin nasıl da yavaşça yere düştüğünü gördüm. Gözlerindeki pişmanlığı, korkuyu... Hayatı bu kadar iyi yaşamasına rağmen hayat ona kötü bir son vermişti. Tasya...
Kazanmıştı. Yaşıyordu. Büyük bir rahatlamayla nefes verdim ve gülümsedim. Cory'nin koluna dokunduğumda bana döndü sevinçle. Gözündeki mutluluğu bir kitap gibi okuyabilirdiniz. Korkudan döktüğü yaşlar artık mutluluğa dönüşmüştü. Hızla Tasya'nın yanına koşmaya başladı. Tasya ise hala şok içinde elindeki tuttuğu silaha bakıyordu. Buz gibi bakışlarla... Az önce bir katil olmuştu. Ama önemi yoktu, olmamalıydı... yaşıyordu.
Hemen Bellamy'e sarıldım. Bunu beklemediğini belli edercesine afalladı bir an. Ama sonra kollarını belime doladı. "Yaşıyor." dedim kendime inandırmak istercesine. Gözlerimi kapatarak dinlendim onun omzunda. Cory bu moralle kesin kazanacaktı, kazanmalıydı. Bugün hiçbir sevdiğimi kaybetmeden geçecekti. En azından öyle umuyordum.
"Stres olmana gerek yok, bak her şeyin en kötüsü beklerken iyileri oluyor." dedi. Gözlerimi kapattım ve daha da sıktım boynundaki ellerimi. "Doğru... Kötü bir şey olmayacak." Demek ki kötü düşünürsem iyi şeyler olacaktı... Bulunduğumuz dünya hep böyle ters işlemişti şu ana kadar. Şu an fark edebiliyordum.
"Olmayacak. Güven bana." Derin bir nefes alıp verdim. Ardından ellerimi omuzlarına koyarak ayrıldım. Fakat kendimi çekmedim. Gözlerinin tam içine baktığımda göz bebeklerinin ne kadar büyük olduğunu fark ettim. Gözünün o güzel kızıl toprak rengini kapatıyor gibiydi. Siyahlarını da yansıyan gri gökyüzü kaplamıştı ince bir örtü gibi. Tıpkı bir sanat eseri gibi duruyordu.
Kendime gelip başımı salladım. "Güveniyorum." dedim mutlu bir sesle. Kendimi tutamayıp gülümserken o da gülümsedi. Önüme gelen saçımı tekrar baş parmağıyla düzeltti ve yanağıma koydu. "Sanırım saçını tekrar toplasan iyi olacak." Dedi aynı şekilde gülümserken. Başımı dikleştirdim ve kaşlarımı kaldırdım.
"Pek sanmıyorum." Dedim ve onu baştan aşağı hızla süzdüm gözlerimi kısarak. Bana çapkınca gülümsedikten sonra utandı ve gülümsemesini dudaklarını birbirine bastırarak yok etmeye çalıştı. Keyifle ona bakarken sanki başka bir yerdeymişiz gibi hissettim. Ölümümüzü belirleyen bir uçurumun dibinde değilmişiz gibi...
Bize yaklaşan adım seslerini duyunca hemen kafamı çevirdim ve bizim yanımıza gelen Cory'le Tasya'ya baktım. Cory, onu omuzlarından tutmuş ve arka yanından ilerliyordu. Tasya ise kötü durumdaydı. Gözleri yere dalmıştı ve ellerini indirmeden avuç içlerini yukarıya doğru çevirmişti. Yüzü bembeyazdı. "Tasya." diyerek Bellamy'den ayrıldım ve ona ilerledim. Berbat görünüyordu.
Buz gibi olmuş ellerinden tutarken o bana bakmıyordu bile. "Tasya, hepsi geçti." dedim güven verircesine eğilerek. Benden biraz da olsa kısaydı. Cory'e bakmak için gözlerimi kaldırdığımda kaşlarını çatmış ve düşünür haldeydi elleri hala Tasya'nın omuzlarını tutarken. "Geçmedi." dedi soğuk bir sesle. Sesi bile zorla çıkmıştı. Korku içinde boğuluyor gibiydi.
"Ben bir katil oldum." dedi ve o büyük, yeşil gözlerini bana çevirdi. Böyle kapalı bir havada bile parlayan gözleri korku saçıyordu. Sanki boğulduğu korkuyu dışarı atmaya çalışıyordu ama bedeni buna engel oluyordu. "Sen katil olmadın Tasya. Yaşamak ve ölmek arasında kaldın, zorunda bırakıldın. Sen, hayat mücadelesi verdin ve bunu kazandın. Sen Tasya... bir katil değilsin."
"Nasıl unuturum?" dedi gözleri dolarken. "Unutmayacaksın... Bununla yaşamaya alışman gerek. Hepimiz gibi... Bu günden sonra bizi nelerin beklediğini bilmiyoruz. Belki artık her gün birilerini öldürmeye başlayacağız. Bilemeyiz. Ama sen doğru olanı yaptın. Eğer Parker'a dolu silah çıksaydı, sen ölecektin ve o buna üzülmeyecekti bile..." bir süre yüzüne baktım ve sakinleşmesi için bekledim. Gözlerinde herhangi bir duygu değişimi olmayınca tekrar nefes aldım. "Ya da şöyle, ben Troy'la yarıştım ve kazandım. O, ben kazandım diye öldü. Bu beni bir katil yapar mı?" dediğimde hızla başını sağa sola salladı. "Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayna
Science Fiction"Hepiniz burada nüfus azaltımı için bulunuyorsunuz." "Ne yani hepimizi öldürecek misiniz?" dedi sol taraftan bir çocuk. Adam güldü. "Hayır, size yaşamanız için son bir şans veriyoruz. Eğer karşınıza çıkan rakibinizi yenerseniz... yaşarsınız. Yenili...