İnsanın en korktuğu şey tam rahatladığında gelir derler. Ben, şimdi yanımda bir sevdiğimle otururken diğer yanda da adı söylenip öne çıkan hayatım vardı. "Cory Reed." Adımını öne atarken kaslarının gevşediğini hissettim. Omzularımı düşürdü, fakat başı dik duruyordu büyük bir zorlukla. Dişlerimi sıkarak gözlerimin dolmasını engellemeye çalıştım. Titreyerek ayağa kalkarken Bellamy'nin bileğimi tutmasıyla durdum.
"Rakibinin söylenmesini bekle... Belki karşısına sıska birisi çıkar." diye kulağıma fısıldarken nefesimi düzgün tutmaya çalıştım fakat başaramadım. Ritimsiz şekilde boğazıma temiz hava almaya çalışıyordum. Sinirle ağzımdaki sakızı yere tükürdüm. Tasya'ya döndüğümde ellerini yüzüne koymuş ağlıyordu.
"Aaron Cook."
"Siktir." diye Bellamy konuştuğunda ona baktım korkarak. Sanki bir şey yapsa kurtarabilecekti onu. Kolumu gevşeyen elinden kurtardım. Hızla Cory'e koşarken Aaron'ın sinir bir şekilde sırıttığını gördüm. Görmezden gelmeye çalışarak hala yerinde duran Cory'nin karşısına geçtim ve beline sarıldım. Kendisini salarak beni sardı ve başını boynuma gömdü. "April çok korkuyorum." sesi titriyordu.
Gözlerim ağlamamak için acı çekerken derin bir nefes almaya çalıştım. "Aaron'ın yaptıkları cezasız kalmayacak, sen başaracaksın. Asla ama asla korkmamalısın tamam mı? En iyiyi düşün." dedim ayrılıp saçlarını düzeltirken. "Hani kötüler her türlü kazanırdı."
"Bu sefer değil." Diyerek yutkundum ciddi bir şekilde. "Ben özür dilerim..." Dedi üzgünce ve söze başladı. "Bellamy'le uyuduğun geceler... onları öğrenince verdiğim tepki için özür diledim. Seni koruyamadığımı düşündüm, kendimi dışlanmış hissettim. Keşke sana o güveni hep verseydim... Keşke son gecemizi güzel geçirseydik de unutmasaydık... ikimiz de çadırda değildik. Seni güvende hissettiremediğim için özür dilerim."
"Sakın böyle şeyler söyleme. Bellamy sadece beni yanında olursam aklının bende kalmayacağını düşündüğü için istedi bunu. Öbür türlü kapıda nöbet tutuyordu ve buna izin veremezdim. Ayrıca sakın sonlara önem verme. Seninle geçireceğim en önemli olan son an değil benim. Bunca yıldır harika zamanlar geçirdim seninle, onları kıytırık bir son an için unutacak değilim." Gözlerimden sessiz yaşlar akarken yutkundum.
"Sen benim her şeyimsin. Ve ölürsem eğer unutma seni çok seviyorum." dediğinde başımı göğsüne dayadım. "Ben de seni çok seviyorum." dediğimde hıçkırıklarım duyulmaya başladı. Öylece kaldığımızda yanımızda Tasya'nın varlığını hissettim ve başımı kaldırdım. Ona gülümsedikten sonra Cory'den ayrıldım ve titreyen adımlarımla bir adım yanımdaki Bellamy'nin yanında durdum.
Hıçkırıklarımı bir bir yutarken yukarı bakıyordum yaşlarımın akmaması için. Bellamy elimi tutunca sertçe sıktım tüm sinirimi atmak için. O sıra baş parmağıyla elimi okşuyordu sakinleştirmek için. Dik durmak zorundaydım. Güçlü olduğumu görürse belki morali yerine gelebilirdi.
Bellamy elimi bırakıp Cory'e sarılırken kimse görmesin diye başımı yere eğdim ve gözlerimi kapadım. Çenemi sıkarken beynimin ağrıdığını hissediyordum. Sanki artık dayanamayacakmışım gibi, beynim iflas ediyordu. Birbirlerine bir şeyler söylemişlerdi fakat duyamayacak kadar kötüydüm. Ayrıldıklarında da hemen koşup tekrar boynuna atladım. Kokusunu içime çektim.
İri vücuduyla beni sıkarken içinde kalmak istedim öyle. O benim hayatımdı, her şeyimdi. Başka kelimelerle anlatamazdım onu. "Ölürsem, benim için yaşamanı istiyorum tamam mı? Sözümüzü bozmanın zamanı geldi." dedi. Dudaklarım titredi ve bir şey söyleyemedim. O yaşamayı çok sevdiği için yaşayacaktım... hayatıma anlam katan bir şey olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayna
Science Fiction"Hepiniz burada nüfus azaltımı için bulunuyorsunuz." "Ne yani hepimizi öldürecek misiniz?" dedi sol taraftan bir çocuk. Adam güldü. "Hayır, size yaşamanız için son bir şans veriyoruz. Eğer karşınıza çıkan rakibinizi yenerseniz... yaşarsınız. Yenili...