Meredith

23 2 0
                                    

"Hayır." dedim ve korkuyla bulunduğum yerden aşağıya baktım. Olmasına imkan yoktu. Tek korktuğum şey buydu, en korktuğum şey... ve şimdi istemeye istemeye başıma geliyordu. Öncesinde bütün cesaretle dediğim özgüvenli sözler, pişmanlığıma yerini bırakıyordu. Nefesimi tutup ölmek istedim fakat kulaklarımın uğultusuyla dikkatim dağılıyordu. Herkes çığlık çığlığaydı, fakat elimden gelen bir şey yoktu.

"Hadi April. Atlayabilirsin bu kadar korkak olma." dedi Cory koluma neşeyle vururken. Zorla gülümseyerek derin bir nefes aldım ve bulunduğum yerden aşağıya baktım.

Tam şelalenin üzerinde, taşlarla dolu kayalığa basıyordu ayaklarım. Şelalenin sesli ve korkunç akışı yükseklik korkumu ikiye katlıyordu. Derin bir nefes aldım ve bana aşağıdan atlamamı söyleyen grubu gördüm. Attığım adımı geri çekerken Cory'e döndüm. "Ben ineceğim, ama sen atla." Oflayarak elini beline koydu.

"Hadi ama, buraya beraber atlayacağız diye çıktık. Sen atlamadan atlamıyorum." Dediğinde göz devirdim. Ne kadar inat olduğunu biliyordum, atlamazdı. Umursamadan aşağı inmek isterdim ama hem onu kırmak, hem de yukarı çıkana kadarki zorlu yolu geri yürümek istemiyordum tekrardan.

Ellerimi yumruk yapıp sıktım ve bir adım attım tekrar aşağı bakmak için. Vücudum sanki kayıp gidecekken hastaymış gibi hissettim. Tüm vücudum akıp gidiyordu korkudan. Hemen vazgeçip arkama büyük birkaç adım attığımda birisine çarptığımı fark edince ona döndüm. "Pardon." dediğinde kaşlarımı çattım.

Her gün akşam ateşinin yanında gördüğüm, uzun boylu olan çocuktu bu. Nöbet tutan... Kıvırcık siyah saçları vardı, fakat hep dikkatimi çeken o kıvrık, gür kirpikleri olmuştu. Saçları hafifçe ıslaktı ki bu önceden suya girdiğini gösteriyordu. Bana gözleri kısık ve keyifli bir şekilde bakarken ne zaman tuttuğunu bilmediğim kolunu bıraktım.

Cory yanıma gelip çocukla selamlaşırken kaşlarımı kaldırdım. Daha önceden tanışmışlardı da benim mi haberim olmamıştı? "April, bu Bellamy. Sen geçen uyurken tanıştık." dediğinde kaşlarımı indirdim ve anlayarak başımı salladım. "Merhaba!" dedim gülümserken.

"Merhaba... sanırım birileri atlamaya korkuyor." dediğinde dişlerimi sıktım ve gülümsedim dişlerimi göstererek. "Yükseklikle aramın iyi olduğu söylenmez."

"Kaç dakikadır atlaması için uğraşıyoruz. Ama inat etti, atlamıyor." dedi Cory beni şikayet edercesine. Bellamy saçlarını düzeltti ve güldü yere bakarak. "Burasıyla ilgili bilmediğin bir şey var April, eğer buraya çıkıp atlamazsan... zorla atlamanı sağlarız." Şaka sanarak güldüğümde o ciddi yüzünü korudu.

"Korkulacak bir şeyi yok. Biz çoğu zaman buraya geldiğimizde aynısını yapıyoruz. Sadece on metre, hem bu kadar yolu çıktın. İnişin o hızlı tadına bakmalısın." dediğinde korkuyla arkamı dönüp tekrar baktım. Oradan atlamama imkan yoktu. Kimin gazına gelip çıkmıştım ki buraya?

"Kendini daha rahat hissedeceksen ben aşağı atlayıp, atlamanı bekleyebilirim. Herhangi bir boğulma olayından korkuyorsan, ki olacağını sanmıyorum." dediğinde içim biraz da olsa rahatlamıştı. Cory'e dönüp baktığımda yalvarır gözlerle baktığını görünce gülümsedim. "Pekala." dedim. Cory sevinerek bağırırken Bellamy gülümsüyordu.

"Tamam, o zaman şunu unutma. Aşağı atlarken bacaklarını düz tutmaya çalış, suya girişin acılı olmasın." dedi ve atlayacağı yere yürümeye başladı. Ben de yanında ilerledim. "Bir şey daha..." Dedi ve elini bana doğru uzattı. Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm. Cory'nin duymayacağı bir şekilde konuşmaya başladı; "Sana dokunmama izin veriyor musun?" Hızla ona hayran bir şekilde bakarken başımı salladım. O da gülümsedikten sonra hızla atladı ve birkaç saniye sonra suyu buldu.

AynaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin