OYUN MU ?

415 36 8
                                    

Gizem'den

Son beş aydır ne çok şey yaşadım.  Ne yani insanlar benim tüm bu yaşadıklarıma yalan  mı diyorlar şimdi ?  Ben onca acının altında ezilirken bu da mı yalandı? Düşünüyorum da biri de bana gelip bunları anlatsa belki ben de yalan olduğunu söylerdim ama değil vallahi değil bazen hayat bizi beklenmedik olayların içine atıp sırıtıyor işte .

Bazen Sherlock Holmes , bazen Aşk Tesadüfleri Sever ,bazen İncir Reçeli, bazen Bu İşte Bir Yalnızlık Var, bazen Not Defter  gibi filmlerden fırlayıp hayatımıza giren olaylar oluyor. Ya da biz gerçek hayatımızdan fırlayıp filmlerin içine giriyoruz.İnanamıyorum geriye dönüp baktığım zaman,"Bunları ben mi yaşadım gerçekten? " diyorum.

Çoğumuzun hayatında üstünü  kapattığı ve hatırlamak istemediği olaylar vardır.  Benim hayatımda da  var ama üzerini kapatıp saklayamıyorum.  Herkes benimle ilgili her şeyi biliyor.  Bütün hikayemi, oysa  eskiden bir kız vardı.  Kendine görünmez diyen, kendi küçük dünyasında yalnız yaşayan, kimsenin umrunda olmadığı, Kimseyi umursamayan, kitaplardaki karaktere aşık, aşk onun için yazmaktı,okumaktı, şarkı söylemekti.

Şimdi bir anda çok şey değişmişti.  Bu kız bu kadar şeyi kaldırmış güçlü bir kızdı.Bu değişim iyi miydi?  Yoksa kötü mü? Bilmiyorum ama bildiğim bir şey var.  O da beni seven insanlar var artık. Beni umursayan benim umursadığım. İyi kötü arkadaşlarım...

Sokakta Gizem olduğum zaman kimse dönüp bakmıyor bile bana ama  görünmez gibi giyinirsem   yani kısacası ben olmaktan çıkarsam.  İnsanların bakışı değişiyor .  Küfür edenler de var  .  Beni seven insanlar da.Bu aşka inananlar da var inanmayanlar da ama bunların hiç birinin benim için önemi yok.  Bunların hepsi kısa süre sonra unutulacak.  Dilerim bu kısa süre daha da kısalır.  Bir daha ''Görünmez '' kimliğiyle sahneye çıkmamaya karar verdim.Eminim Emre de bunu onaylayacaktı.

Kaldırım taşına oturmuş bunları düşünüyordum.  Hava kararmaya yüz tutmuşken  sokak da boş görünüyordu. 

Birazdan dershane  bitecek ve sokak kalabalıklaşacaktı. İnsanlar bu sokaktan çok fazla geçmezdi çünkü eski evlerden başka bir şey yoktu. 

Sokağın sessizliğini bozan bir motor sesi oldu.   Başımı yerdeki taşlardan kaldırıp baktığımda Batuhan 'ın geçtiğini gördüm.  Beni gördüğüne eminim ama dönüp bakmadı.   

  Emre bunun bir tür depresyon olduğunu söylüyordu. Bu öfke niyeydi ? Kimeydi ? 

  Sokak yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.  Dershaneden çıkanlardan  çoğu durağa doğru gidiyordu.  Etrafımı izlerken Emre geldiğini görmemişim bile...

"Naber güzelim? Nasılsın?" deyip yanıma oturdu ve elini omzuma attı. 

"... " Benden cevap alamayınca," Anladım yine bir şeyler olmuş. Anlat hadi! Yine kim sıktı canını? Batu mu yoksa? " dedi. Biraz önce Batuhan'ın gidişini o da görmüş olacaktı.

" Yok bu defa farklı ama bunları konuşmak istemiyorum şimdi, "diye yalan söyledim.

" Tamam sen nasıl istersen , " deyip elimi eline hapsetti ve saçlarımdan öptü.  Bu sahne gerçekten gerçekti.  Ayağa kalktık ve her zamanki gibi sarılarak yürüyorduk. 

Sokaktaki birkaç kişinin bize bakıp aralarında konuştuklarını görüyorduk ama o an yani sarıldığımız an dünyadaki her şey silinip gidiyordu ve bunları umusamıyorduk.  Belki ben hala Batuhan'ın bana böyle davranmasına üzülüyor olabilirdim ama o başka .

"O, canını sıktığın her neyse işte boş ver ben yanındayım biliyorsun , "dediğinde düşüncelerimi okuyabiliyor olmuş olabileceğini hesapladım. 

"Denerim yani boş vermeyi ," deyip gülümsedim. Ayrılıp evlerimize girerken son kez bakıştık.

Ev her zamanki gibi yine sessizdi.  Odama gidip  bir şeyler karaladım.  Böyle anlarda hep yapacak şey bulurdum. Hikaye koleksiyonum vardı.  Çocukken yazdığım hikayeleri bile hala saklıyordum.  Bazen açıp okurum ve çok gülerim. 

-En sevdiğim hikayem : Yaramaz Gezegen Satürn -
☺☺ 

Batuhan'dan

''İntikam soğuk yenen bir yemektir, " demiş biri. Bu sözü hemen hemen herkes duymuştur. Kendi kendime sessiz bir plan yaparken Semih'in gür sesini işittim. 

Semih ," Kavgaya geleceksin değil mi ? "  dedi.

  Başımı salladım. Tüm dikkatimi bu kavgaya vermeliydim. Çoğu kavganın nedenini bilmezdim. Sadece nefretimi ,sinirimi karşıma çıkan adamdan çıkarırdım.Bu işe yarardı. Rahatlatırdı. Kendime olan öfkemi başka bedenlere vurarak gideriyordum.

Bugünde karşıma geçen kişinin hiç şansı yoktu.  Gözlerimi kısıp kavga anında nasıl bir insana dönüştüğünü düşündüm.  Ben böyle bir insan değildim.  İçimde yaşayan canavarı uyandırdılar ama bu canavarı sevdim.  Daha güçlü hissettiriyor.

''Nereye daldın?  En son daldığında hatırlıyor musun fena bir yumruk yemiştin,''diye hatırlattı Semih.

''Tamam hatırlatma hadi gidelim de çocukları toplayalım. "

***

Bir saat  sonra her iki taraf da yerlerini almıştı.  Gözüme en güçlüsünü kestirdim.  Her zaman en güçlü olanı Semih alırdı.  Bu defa ben alacaktım.  Semih kulağıma "Sarı t-şhörtlü senin,"  diye fısıldadı.  "Hayır ben onu istemiyorum,"  dedim.  Semih bana şaşkın bakarken karşı taraftan bir çocuk "Hadi başlayalım,"  diye bağırdı.  Semih hangisine baktığımı görünce "Emin misin?"  dedi.  Evet anlamında başımı salladım.

Sonrası duman... Gözüme kestirdiğim çocuk yanımda bitti.  Önce omzumu sıktı.  Sol elimle burnuna yumruğumu geçirdim. Omzumu bıraktı.  Hamle yapmasını beklemeden sağ yumruğumu çenesine sonra tekme en son dev çocuk yerde üstüne çıktım.  O sırada pantolonumun cebinden bir şeyler döküldü.  Çocuğun fotoğrafı eline almasını engelleyemedim.  Dikkatim fena dağılmıştı.  Çocuk bu fırsatı kaçırmadı.  Afallamış olan beni yere çarptı.  Üstüme çıkıp yumruklarını konuşturdu. 

Kavganın bittiğini polis sirenlerinden anladık.  Çocuk kulağıma eğilip, "Bu bende kalsın," deyip sırıttı.  Kaçmam gerekiyordu.  Semih buradan diye işaret etti.  Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu.  Çocuk zayıf noktamı bulmuştu.  İşte hayatta bir kavgadır ve birileri gelir kavgada tam sen kazanırken zayıf noktanı yakalar ve o kazanır.  Buna izin vermeyin...  Ne kadar güçsüz olduğunuzu zaaflarınız belirler. 

______________________________

Bu hikayeyi ben değil,  onlar yazıyor... 

YORUMSUZ GEÇMEYİN!

GÖRÜNMEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin