ÖLÜYORSUN!

1.3K 126 20
                                    


ÖLÜYORSUN!

"Peki ."deyip çıkışa doğru yürüdüm.

Emre'nin iptal edememediği ve bu günü benimle geçirmesini engelleyen şeyi çok merak etsem de sormadım. İçimi kemiren merakı yine umursamaz tarafım firenledi.

Emre'yle çok değişik bir ilişkimiz vardı. Buna bir ilişki denir mi ? Bilemiyorum. Bildiğim iki şey var: bazen çok yakın davranışlarının olması ve bunun benim hoşuma gitmesi...

Belki ben her şeyi gözümde çok büyütüyorum. Takılıyoruz işte...

Her ne kadar zamanımın çoğunu Emre'yle geçiriyor olsam da ona tam olarak güvendiğimi söyleyemem. Batu'dan sonra kimseye güvenemeyeceğimi biliyordum.

Bu sabah olanlar bir yandan aklımın köşesinden hortlarken kendimi hırçın rüzgarın kollarına bıraktım. Anca bir iki adım atabilmiştim ki onun kadife sesini işittim. Emre 'nin evinin yirmi metre ilerisindeydim. Omzumun üstünden baktığımda sesin sahibini gördüm.

"Sen tanımadığın bir adamın evinde ne arıyordun ?" sesi öyle soğuktu ki içime buz kütleleri sapladı.

"Onu tanıyorum. " ifadesiz suratım ona karşı zırhımdı .

"Sakın değişme " dedi.
Kelimeleri sakin ve yavaştı.

Demek değiştiğimin farkındaydı .

"Neden başka biri oluyorsun ?"

"Boşversene " diye homurdandım. Sanki eski benden çok memnundu da şimdi değişiyor olmama takılmıştı.

" Bu sabah Elif kezbanı sana bir şeyler yumurtlamaya kalkmış. "

" Merak etme hiçbir şey söylemedi. " deyip gözlerimi devirdim.

"Gizem kusura bakma ama açık konuşacağım bilirsin ne kadar açık sözlü olduğumu ..."diye başladı konuşma.

"... İrem çok güzel bir kız" (senden güzel) demek istiyor. Bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti .

"Aynı zamanda eğlenceli iyi anlaşıyoruz. Bak ortada olağan üstü bir şey durum yok.İrem'le aramızda bir şey var bir ilişki demek daha doğru olur sanırım. Yani prens benim Gizem. Herkesin gözü üzerimde herkes bana imrenerek bakıyor. " gözleri bulutlarda aklı başından gitmiş bir ün meraklısı Batuhan SÜRAT.

Batu'yla eskiden yabancı filmler izlerdik. Filmde okulun popüler çocuğu ve popüler kızı sevgili olur. Onların lakabı kral ve kraliçe olurdu. Batu filmin tam bu sahnesinde hayranlıkla gözünü ekranda sabitlerdi.

"Umarım hayalindeki üne kavuşmuşsundur. "diyebildim.

"Evet sayılır." dedi.

Anlamıyorum bir insan neden popüler olmaya çalışır ki? Neden bu onun için bu kadar önemli?

Gülümsedi. Gülümsemesi her ne kadar muhteşem olsa da sinirimi bozmuştu.

Gözlerim buğulanırken gülümsemek o kadar acı vermişti ki ama ne olursa olsun güçlü olmalıydım.

Batu'ya hiçbir zaman aşık olduğumu hissetmedim. Ama bu hissettiğim saf kıskançlıktı .

Batu telefonuna sırıtıp hızlı hızlı mesaj yazarken beni görmüyordu. Ben yoktum sanki. Büyülenmiş gibiydi.

Sessizce uzaklaştım. Ağlamak için sebep arıyordum ya işte buldum.

Sahilde bisiklet yolunda omuzlarım yerlerde yürürken bir bisiklet kolumu sıyırıp geçti. Kanayan çıplak kolum hiç umrumda değildi. Kanayan kalbim kadar çok acıtmıyordu.

Telefonumdan gelen bildirim sesine gözümden düşen bir damla yaş eşlik etti.

Bilinmeyen numara :
"Görünmez nasılsın?"

Ben :
"Kimsin "

Bilinmeyen numara :
" Suzan kuzum ben hadi bara gel bekliyorum. " cevap yazmadan adımlarımı barlar sokağına yönlendirdim.

Suzan kapıda sigara içiyordu. Üzerinde salaş bir bluz tüm dumanı emiyordu. Sigaradan nefret etmemin başlıca nedeni de kokusu...

" Sanırım bugün sahneye tek başına çıkacaksın Emre çok hastaymış. Aradı gelemeyecek. "

" Sabah çok iyiydi. " diye söylediğim anda gerçek bir şimşek gibi beynimde çaktı.

"Hayır hayır haa..."

"Evet güzelim." diye beni ikna çabalarına girişti.

"Lütfen " ağlamaklı bir sesle miyavladım. Sanırım ağlamak için sebebime sebep eklenmişti.

"hadi görünmez bu kadar korkak olamazsın. " diye itiraz etti.
Korkağım.

...

Tüm itirazlarıma rağmen sahneye çıktığımda kapalı tavandan yıldızlar üstüme yağdı. Her birinden güç, cesaret, umut aktı.

Harika bir şeydi ve kısa sürdü. Üç buçuk dakika kadar kısa.

Şarkı bittiğinde koşar adımlarla sahneden uzaklaştım. Alkışları bile selamlamadım. Homurtuların arasından geçerken biri omuz attı ve kolumdaki yarayı sızladı. Aldırmadan yoluma devam ettim.

***

Emre'yi merak etmiştim. Evinin önünde zile kaçıncı kez basıyorum saymadım. Endişe bedenimi sararken sokaktaki köpek sesleri de yardımcı olmuyordu. Zaten buraya kadar koşmuştum. Nefes nefese iki büklüm olurken Emre'nin baygın gözlerle sorarcasına baktığını gördüm . Onu itip içeri girerken homurdandım. "Bir asırdır bekliyorum."

"Hey Allah'ım ya " dedi ve kapı kapatıp yanıma geldi.

Ben Emre'nin salondaki büyük koltuğuna oturmuştum . Hatta gömüldüm. Emre de yanıma geldi ve başını bacağıma koyup uzandı.

"Gizem sanırım ölüyorum. " buğulu sesinden hastalık akıyordu. Hasta ve mağmur bir ses...

-"tabiki ölmüyorsun abartma " onu azarladım.

Dudaklarını büküp :
"Ölüyorum ya hatta vasiyetimi bile yazdım. " diye saçmalayınca onu dinlemeyi kestim.

Kendimden beklenmeyecek bir hareketle dudaklarımı alnına bastırdım. Yanıyordu. Yarı kapanık gözleri açılırken "Sen ölüyorsun" diye cırladım.

***
Birkaç gün okul çıkışları hep Emre' nin yanındaydım. Annem de onun için her gün ayrı bir çorba yapmıştı. Okulda Batu ve İrem'i yan yana görmek zamanla hislerimi siliyordu.
Emir ve Elif ise birbirlerine düşman gibi bakıyorlardı. Onların aşkı nefret aşkıydı.

Bir de okulda birkaç kişinin konuşmalarını duydum. Kantin sırasında beklerken kıvırcık Enes:

"Görünmez kız mı? O ne saçma isim, "
Sensin saçma isim ...

Uzun Mert :
" öyle deme lan kızı bir görsen . Imhh bir içim su bu hafta sonu sen de gel benle şu şeydeki bar sahildeki ."diye heyecanla anlatıyordu.

Bu konuşmaları daha fazla dinlemeden oradan ayrıldım. Okuldan birileri barda beni dinlemişti. Ya ben olduğumu anlarlarsa işte bu benim sonum olur. Ortalıklarda görünmemek en iyisiydi.

___________________________
Selam :)
Okuyan ve mesaj atanlar iyiki varsınız . Bu arada kapak konusunda yardım eden Simay' a çok teşekkür ediyorum. Hikaye için vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Varlığınızı hissettirin. Size ihtiyacım var

GÖRÜNMEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin