-SUDE İÇİN-

306 18 21
                                    

Öfkeyle şahlanan yumruklarım,
İntikam ateşiyle yanan bir yüreğim var.
(DEDE-KZOF)

Hey canlar nabersiniz? Bir bölüm daha... istekler artmaya başlayınca dayanamadım. Ben unuttunuz sanıyordum çok teşekkür ederim. Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor lütfen bir yığın yorum bırakın...

Gizem'den

Elim sinirden zangır zangır titrerken bağırdım.

"Bu kadarı da olamaz değil mi? Batuhan... "

Batuhan merdivenlerden sakince inerken bana alaylı bir gülümseme atıp :" ne oldu güzelim sorun ne? " diye sordu.

Biraz önce hırsla yere attığım dergiyi aynı hırsla eğilip aldım ve Batuhan'ın göğsüne çarpıp mutfağa geçtim.

Üç... iki... bir...

" Ya gene mi bu manyak? " diye bağırdı. Biraz önceki sakinliğinden eser yoktu. Olmasın bir zahmet şimdi siz olayı merak ettiniz. Merakınız da haksız sayılmazsınız bir saattir okuyorsunuz aman neyse...

Şimdi bu İrem, İrem'i hatırladınız değil mi? Hani okulun ilk günü beni rezil eden , hani barda parti düzenleyip Görünmez'i ezen , hani şiirimle alay eden...

Şimdi mi ne yapmış?

Biz geçen gün hani bir dergi için fotoğraf çektirmiştik ve kapakta Batuhan ile biz olacaktık. Size kapağı anlatayım.

Kapak : yarım karış bir etek giymiş bir adet İrem.... Arka fonda bizim Batuhan ile denizdeki fotoğrafımız silik....

Pınar elindeki elmayı kütürdete kütürdete yerken öfkeyle bağırdım.

"Kes şu gürültüyü... " sesimin nasıl bu kadar keskin çıktığına hayret ederken Pınar Batuhan'a eğilip,

" dergiyi mi gördünüz? " dedi.

Batuhan soruyu ciddi cevapladı.

" evet ama sorun yok İrem işte.... "

Kan beynime mi sıçradı?
Öfke tüm damarlarımı mı açığa çıkardı?

Melis de gelip yangıma körük atınca kendimi söndürmek için hışımla çıkışa yürüdüm.

Melis" Valla Gizem ben sen yerinde olsam... "

Ben:hırsla soluyup " ne yapacağımı biliyorum.... Lan tutma beni gidip yolayım rahatlayacağım. " dedim.

Batuhan belimden sıkıca tutarken bir taraftan da bana cevap yetiştiriyordu.

" Tamam ama buna hiç gerek yok. "

- var ya var ben ne çektim bu İrem 'den...

Semih sert ifadesiyle salona girip konuştu.

:" yine ne oluyor burada? " bir öğretmen edasıyla kaşlarını çatan Semih etkisiyle Batuhan' ın elleri biraz gevşemişti. Ben fırsattan istifade hemen kollardan kurtulup uçarak kapıya koştum. Tam iki adım koşmuştum ki... Başımı demir kadar sert bir gövdeye çarptım. Çağatay bay sert gövde....

Geriye düşerken yıldızları sayıyordum. Bir ara uğultu şeklinde Batuhan 'ın öfkeli sesini duydum.

"dikkat etsene lan kıza " diye Çağatay'ı azarlıyordu. Onun ne suçu var ki....

Yerden havalandığımı hissettiğimde tam 17. Yıldız saymıştım .

İki kişilik büyük koltuğa sırtım değdiğinde yıldızlar silikleşti. Kayboldu. Güle güle yıldızlar yine bekleriz.

GÖRÜNMEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin