TEHDİT UNSURU

385 34 13
                                    

Gizem'den

Sözler resmen bizi anlatıyordu her kelimesinden sevgi ve aşkın en masumluğu sızıyordu kalplerimize.

Emre başından beri bana içten  davranmıştı. Doğaldı. Tanışalı daha bir yıl bile olmamıştı ;ama biz çok büyük kararlar bile almıştık : evlilik gibi.  Bu karar  beni  hem korkutuyor hem de sevilmenin büyüsüyle mutlu ediyordu. Emre düşünceli halime gülümsedi .

''Yoksa beğenmedin mi?''

 Dudaklarımı büzüp mest olmuş bir ses tonuyla ,''Eh işte ! '' dedim.

Biraz yarışma hakkında konuştuk . Yarışma için bu kadar hevesli olduğumu görünce şaşırdı . Aslında ben hep gözler uzak olmak istemiştim ama şimdi birilerinin ağzının payını vermek için ya da gücümü onlara kanıtlamak için bu yarışmaya katılmak istiyordum.

Geç bir saate kadar Emre'yle Yeşil Tepe'de şarkı söyledik. Bir arkadaşı aradığında beni bir taksiye bindirip eve yolladı.

Emre'yle güzel vakit geçiriyordum fakat ruhum onunla tamamlanmıyordu. Kalbim onu seviyor ,boşluğunu onunla doldurmuyordu.Telefonumun titreme sesiyle sarsılarak düşüncelerimden sıyrıldım.

Pınar telaşlı sesle, "Gizem ne yapıyorsun? " diye sorduğunda kilidi anahtarımla çevirdim.

" Eve şimdi girdim . Ne oldu? " Sesim heyecandan titremişti .

"Ahh neler olmadı ki... Yani olacak ve seninle gizli bir görevimizin olduğunu düşünüyorum. "dedikten sonra soluklandı . Hızlı hızlı konuşmasına rağmen ne söylediğini anlayabilmiştim. 

" Şimdi ben biraz önce terasa çıkmıştım. Bir grup sigara dumanını bizim balkona üfleyip konuşuyorlardı . Tam çemkirip onları koyacaktım ki bil bakalım kimin adı geçti. Batuhan! Neyse bu akşam Semih' in evinden çıkar çıkmaz ona saldıracaklar b-... "  hışımla ve acı dolu bir çığlıkla sözünü kestim.

" Hayır! öyle bir şeye izin vermeyeceğiz. " sesim kendimden emin biraz da telaşlı çıkmıştı.

" Elbette izin vermeyeceğiz. Hadi sokağın başında seni bekliyorum. Çabuk ol! "

Telefonu kapatır kapatmaz. Hemen çıkardığım yağmurluğumu giyip evden tekrar çıktım. Evden çıkar çıkmaz Emre'nin evine baktım ışıkları  kapaydı. Hala gelmemişti . 

Pınar söylediği gibi sokağın başında beni bekliyordu. Üzerinde sadece ince siyah bir kazağı vardı ve kollarını parmak uçlarına kadar çekmişti.

Hava çok soğuk sayılmazdı ama o heyecandan ve hafif esen serin rüzgardan titriyordu. Bunu pek önemsemediğini gördüm. Onun aklında daha değişik şeyler vardı. Bunu gözlerinden okudum. Ona karşı attığım her adımda ayrı bir heyecanlı Pınar 'la karşılaştım.

Aramızdaki mesafe kısalırken heyecanı daha da kamçılandı ve,"Koş hadi koş! " diye bağırdı.

Bilinçsizce adımlarımı hızlandırdım. Beni takip et işareti yaptı. Pesi sıra koştum o da önümden  koşuyordu.  Her adımı dikkatliydi.

"Ne yapıyoruz ? Planın ne ?" diye sorduğumda beni duymadı. Bu tuhaf yürüyüşümüz ya da koşumuz fazla uzun sürmedi.  Ya da heyecan ve meraktan ne kadar yürüdüğümüzün farkına varamadım.İki katlı krem  bir evin önünde durduk.

Pınar evin etrafına şüpheyle baktı. Etraf boştu. O, zile basarken kazağının altındaki parmaklarının titrediğini görebiliyordum. Kapı açılınca Pınar kapıdaki çocuğun üstüne atladı. Ya da ezdi geçti. Hangisi daha doğru olur bilemiyorum.

GÖRÜNMEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin