AYNI EVDE

947 89 13
                                    

AYNI EVDE
***

"Nasılsın güzelim, " deyip beni kollarının arasına çekmesiyle önce afalladım. Sonra toparladım.

" İyiyim, " dedim. Gülümsemeye çalışarak karşılık verdim.

Masalardan birine çekti beni, geçip oturduk.  Ben elimi nereye koyacağımı şaşırmış heyecanla gözlerine bakamazken ellerimi tuttu.

Biraz  rahatlamak için konuşmaya başladım. "Sanırım bu tiyatro işinde ben de olacağım kuzeninin ısrarlarına kimse hayır diyemiyor. " deyip dudaklarımı büzdüm.

"Rolün ne? " dedi .

Gülerek başımı iki yana  salladım. Tam o sırada Emre'nin telefonu çaldı. O telefonla konuşurken ben de etraftakileri izledim. Sol tarafımızdaki masalardan birinde oturan iki kız sürekli bize bakıp gözleriyle bana işkence ediyorlardı.
Ayrıca çok korkutucu göründükleri de belirtmek isterim. Simsiyah geceyi andıran bir tarzları vardı. Ürperdim. "Bir şey mi oldu ? " Emre'nin sesiyle biraz rahatladım. "Yok bir şey, "deyip zorla da olsa gülümsedim.

Kafeden çıkarken yine o kızlarla göz göze gelmiştik. Hala bize bakıyorlardı. Hani şu bela diye tanımladığımız kızlardandı. Kollarımı kendime sarıp Emre'nin elimi tutmasını engelledim.

***

Akşam yemeğinde herkes çok sessizdi. Annem babam bana gözleri buğulu bakıyorlardı. "Hey biraz susun ." diye düşüncemin tam tersini söyledim. Genelde bu gibi durumlarda susup bana ne?  Derdim ama şu an bu buğulu gözler sessizliğin arkasında hüzün saklıyor.

Anneme dönüp "Bana söylemek istediğin bir şey mi var? " diye sorduğumda bile annemden çıt çıkmamıştı. Bu sinir bozucu sessizlik beni korkutmaya başladı . Hışımla masadan kalkmıştım ki babam "otur" dedi.

Korkuyla yerime sinerken babam konuşmaya başladı.

"Gizem bu şehri sevdin. Hatta artık daha sosyal bir hayatın oldu.  Eskisi gibi değilsin. Sadece üç aylık bir ayrılık kızım tatillerde yine görüşürüz."

Babamın duygusuz sesi ne saçmalıyordu? Annem  de  sessizliğini bozdu.

"Gizem Ankara 'ya gidiyoruz iş için, "

"Baban ve ben ama sen burada kalacaksın."

"Hayır"

İçime büyük bir acı yerleşti. Annem bana bakmıyordu.

"Gizem barla olan sözleşmemiz var biliyorsun ayrıca burası seni değiştirdi. Artık daha mutlu biri oldun. Şimdi sen burada kalıyorsun belki işimiz daha kısa sürede biter." Annem  anlatıyordu da ben tek başına mı kalacaktım koca şehirde?

"Gizem sen Batularda kalacaksın   ve bizde Ankara'daki işleri belki sandığımızdan daha çabuk bitiririz. Burada çok daha uzun süre kalmak için bu ayrılığa ihtiyacımız var. " dediğinde  boğazımda acı dolu bir yumru oluştu. Ailemden çok çok  uzakta yaşayacaktım. Kimsesizliği tadacak, yalnızlığın dibini sıyıracaktım. Kaç  dakikadır gözlerim yanıyordu. Gözlerimden düşen yaşlara engel olamadım .  

***

Hafta sonu bir taşınma telaşı aldı hepimizi. Sadece giysi dolapları boşaltıldı. Tekrar gelecekleri için evin eşyalarına dokunmadık. Akşam yemeğini Batuların evinde yiyeecektik.

"Son akşam yemeği"

Emre'nin daha hiçbir şeyden haberi yoktu. Bir de durumu ona açıklamak vardı vardı şimdi. Batu'nun annesi çok üzgün görünüyordu. En yakın arkadaşına yeni kavuşmuş ve şimdi de ondan yeniden ayrılmak zorunda kalıyordu.

Bana sarılıp gülümserken"Evine hoş geldin  kızım" dedi.

Evim !!!

Yemekte herkes sessizdi Batu' bun telefonu hariç ,o arsız bildirim sesleri tüm geceye acı bir şarkı daha oldu.  Gitme vakti geldiğinde gözümden düşen büyük ağır damlaları engelleyemedim.  Onları bir sulu göz olarak uğurladım.

***

Kapının tıklamasıyla gözlerimi araladım oda aydınlanmıştı. Güneş ışınlarını perdenin arkasında gizliyordu.

"Hazır mısın? "

Evet bugün okul vardı. Hemen hazırlanmazsam geç kalacaktım.
"Hazırlanıp hemen iniyorum."
Dedim uykulu bir sesle.

"Tamam canım "dedi ve gitti. Bu aileyi seviyordum.

Özensizce formamı üstüme geçirip saçlarımı tarayıp serbest bıraktım.Kahvaltı edecek vakit yoktu ve Batu' yla bizi bekleyen servise bindik. Tabi ki yan yana oturmadık hatta bir günaydın bile demedi.
Aynı evde yaşıyorduk yahu!

Okul çıkışında Emre' yi aradım. Konuşmamızın zamanı gelmişti. Geç bile kalmıştım. Tepkisini düşündüm.  Kesin parlayacaktı. Ben bunları düşünürken zile uzandım ve tedirgin parmaklarımı düğmeye dokundurdum.

Emre kapıyı ilk çalışında açtı. Geleceğimi zaten  biliyordu.
Kapıdan korkak adımlarla girdim. Salondaki büyük koltuğa kendimi bırakırken derin bir nefes aldım. Söze nasıl başlayacağımı bilmeden gözlerimi halıda sabitledim.

"Bu halin ne? "diye sakince sorunca dudaklarımı dişledim.

Olayları başından sonuna kadar detaysız anlatırken Emre'nin damarlarının belirginleştiğini fark ettim. Çok kızmıştı.

" Bana nasıl daha önceden söylemezsin? "  diye bağırınca boğazının acıdığına eminim. Gözlerime yaşlar birikirken konuşamacağımı biliyordum.

" O eve gitmeni istemiyorum. Burada benimle kal!" diye bağırınca ayağa kalktım . Ben kapıdan çıkarken hala bağırıyordu.

___________________________

YORUMSUZ GEÇMEYİN!

GÖRÜNMEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin