GECEDEN

898 77 5
                                    

Multimedia :Emre Pars Gizem HAS

GECEDEN

"Çok daha büyük bir mekanda çok daha büyük işler başaracağız. " deyip iğrenç  kahkahasını serbest bıraktığında istemsizce yüzümü germiştim.
Ben nasıl çok daha büyük bir barda şarkı söyleyecektim. Daha kalabalık, yaş grubunun daha yüksek olduğu bir bar, bir nevi transfer olacaktı sanırım .

Emre' nin yüzündeki heyecanı görünce bunun iyi bir şey olduğunu düşündüm.

Korku ve heyecanla kıvranırken odadan çıktık. Barın kapısında Emre'nin gelmesi beklerken aklımdan yine birçok şey geçirdim.

Yanıma gelip elimi tutunca başım omzuna düştü.

"Hadi  seni eve bırakayım evdekiler seni merak ederler." deyince kendimi tutamadım ve kahkahalara boğuldum. Hayır mutluluktan neşeden falan  gülmüyorum. Aksine.

"Noldu neden güldün? "

Şaşkın bir balık gibi bakınca biraz daha güldüm ve "Emre aslında bırakamazsın. Hayır tabi ki bırakırsın da birkaç gün o eve gidemem. İlaçlama mı ne varmış işte o yüzden yani kelimenin tam anlamıyla evsizim."  durumumu anlatırken kendimden geçmiştim.

Emre hiçbir şey söylemeden başını iki yana salladı.  Başımı omzundan çekip ellerimizi ayırdım. Bir şey söylemesi gerekiyor değil mi?  Konuşmayınca, " Bu geceyi hangi parkta geçirsem?" diye düşünmeye başladım ama kalbime çöken ağırlık beni hareketsiz bırakıyordu.

Elimi tekrar tutup beni sokakta sürüklemeye başladı. Birkaç kez tökezleyince kucağına aldı. Gecenin bu saatinde sokağın boş olmasına minnet ettim.  Evine yaklaşırken beni kucağından indirdi. Cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı ve beni içeri hafifçe itti.
Salona doğru ilerlediğimde sırtımdaki bakışlardan rahatsız oluyordum.  Bir süre sonra o kadife sesiyle konuştu.

"Sen evsiz değilsin burası senin de evin her zaman gelebilirsin!  Çok kızgınım çok niye başta söylemedin? " deyince gözlerimi kapattım.

Büyük öfkeli ayak sesleri önüme kadar gelmişti.  Gözlerim aralanırken omuzlarım yorgunluktan çökmüştü.

Sıkıca sarılıp, "Git  odama ve uyu! " dedi. Her sarılması böyleydi işte. Sıkı, sahiplenici, 'kimse yoksa ben varım', dermiş gibi.

"İyi geceler " deyip odasına yürüdüm.

***

Emre' nin evi gerçekten çok rahattı. En çok da yatağını sevmiştim. Gömüldüğüm yataktan başımı kaldırıp etrafı gözlerimle inceledim.  Çok düzenli bir tasarımı vardı.  Yatağın yanındaki  masadan telefonumu alıp bir  saat önce gelen mesajı açtım.

Emre'den :

"Uyandın mı melek? "

Pacth de Nora ya 'melek 'diyordu.Oysa melek olan Pacth' ti. Melek olan Emre'ydi .

Sabah sabah bu mesaj bana öyle bir enerji yükledi ki...
“Pacth ve Nora
Gizem ve Emre ”

Ben :" Uyandım Pacth, " yazıp gönderdim.

Odadan ayağımı sürükleyerek çıktığımda mutfağa yöneldim.
Telefonuma gelen aramalar kısmında iki kere özel numaranın aradığını görünce içimi bir huzursuzluk kapladı. Telefon elimdeyken tekrar aradı. Artık alıştım. Özel numaralar, tehditler, karanlık belalı insanlar...

Öfkeli bir ses :"Tam on beş dakikaya okulda ol! " dedi .
Kim olduğunu tahmin etmek zor değil!

Hemen hazırlanıp çıktım . Bugün Pazartesi'ydi ve ben okulun anca çıkışına gidiyordum.  O kadar uyumuşum ki...

Okuldan girerken  sağ köşedeki kalabalığa doğru yürüdüm.

" Nerede kaldın sen gerizekalı? "deyip eliyle beni itti. Birkaç adım geriye doğru sendeleyip dengemi birkaç saniye içinde sağladım. 

" Ooo..."  ses efektini duymasam az daha İrem 'i birazcık hırpalayacaktım. 

Bunu yapmadım çünkü  benden bunu istiyordu. Herkesin içinde bir kötü vardır.  Benim kötümü İrem dışarı çıkaramayacak!

2 saat süren provanın ardından Pınar koluma girdi ve "  Bir şeyler içelim mi? "  diye sordu.

"Olur." dediğimde içten  gülümsemesini sergiledi.  Yaptığı her hareketle dikkat çeken İrem'in dikkatini üzerimde hissetmeye alışmıştım artık.

Pınar 'la birlikte okulun yakınlarındaki Güz Kafe ye gidip bir kahve sipariş ettik.  O sırada Emre aradı.

"Neredesin?  " diye sorduğunda bulunduğumuz kafenin adını söyleyip" Sen de gelsene " dedim. 

Yaklaşık on dakika içinde yanımızdaydı.  Masada konuşma konumuz tiyatroydu. Pınar benim taklidimi yaparak bizi güldürdü. Dışarıdan çok eğleniyormuş gibi görünen insanlara eskiden hep imrenerek bakarken şimdi ben de o insanlardan biriydim. 

Hava kararmaya yüz tutmuşken Pınar'ı evine bıraktık. 

Bugün içimden gelerek barda şarkı söylemek istediğimi Emre'ye söylediğimde barı arayıp programda değişiklik yapılmasını söylemişti.

Birlikte bara doğru sahilden yürürken  "Pacth : yama demekmiş sen bana yama mı dedin yani?"  diye sorunca   gülümsedim. 

"Hush Hush serisini okusan ne demek istediğimi anlardın "dedim.

" O seriyi duymuştum.  Okuyayım bakalım.  " dediğinde barın önüne gelmiştik.

Bu defa kendime daha güvenli bir giriş yapmıştım. Artık burası benim yuvam gibiydi. Burayı bırakıp yeni bir barda başlamak bana ihanet gibi gelirken saçmaladığımın farkındaydım.

Odadan bir maske alıp yüzüme yerleştirdim ve sahneye küçük merdivenlerden çıkıp alkışları selamladım.

Şarkı bittiğinde alkışları bir kez daha selamladım. Sahneden inerken de  alkışlar dinmemişti.

Gürültü daha başlamamış  alkış sesleri eşlik ederken  birinin "Görünmez artık seni tanımak istiyoruz. "  diye bağırdığını duydum.

"Yüzünü göster! "

" Hadi ama seni görmek istiyoruz ."

"Çıkar o maskeyi aptal gizemin batsın ."

"Başlatma görünmezmiş ha"

Bu sesler daha da artarken umursamaz tavırlarım dikkat çekiyordu. Emre de iyice gerilmişti .

Herkesin aynı şeyi söylediğini

"GÖRÜN,  GÖRÜN! " diye bağırdığını duyunca gülümseyip sahneden uzaklaştım.

_________________________

Görünmez Kız, tüm sevdiklerine yüzünü gösterecek midir? 

GÖRÜNMEZ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin