Camera

24 7 4
                                    

"Şimdi ben gerçekten o küçük çocuk muyum?" diye merakla sordu Christopher. Soul başı ile onaylayıp kendisini gösterdi.

"O da benim. Ben Prenses A- pardon Prenses Soul."
"Adının gerçekten Soul olduğunu düşünmüyorum. Bence gerçek adını benimle paylaşabilirsin." dedi Christopher.

"Hayır!" diye sertçe çıkıştı Soul. İkisi tekrar anıya odaklandı.

Soul yolu yarılamış saraya yaklaşmıştı ki küçük bir çocuk önünü kesti. Sarı kıvırcık saçları vardı ve bembeyaz bir tene sahipti. Sanki böyle porselen bir erkek biblosu gibiydi. Çocuk Soul'a yaklaşıp sakince konuştu. "Saraydan birkaç askeri majesteleri kral ve kraliçeyi kaçırdığınız yere doğru ilerlerken gördüm Prenses. Aileniz tehlikede olabilir." Soul endişe ile açılan gözlerini birkaç kez kırpıştırıp kendine gelmeye çalıştı. İçinden bir ses o çocuğa inanmasını söylüyordu. Hemen yönünü değiştirip hızla geldiğim yolu geri gitmeye başladı. Küçük çocuk arkasından bağırdı "Bana bir teşekkür borcunuz var. İleride ödeyin lütfen." Soul arkasını dönüp küçük çocuğa "Tamam" diye bağırdı. Yüzündeki minnettarlık her yerden belliydi.

Soul kendini ve Christopher'ı anıdan çıkardı ve kulaklarına dolan ses ile yere çöktü.

"Bir insana geçmişi izletmenin bedeli vücutta açılacak 40 bıçak izidir Soul. Cezanı almak için en kısa sürede gelmezsen bu ceza iki katına çıkarılacak."

"Büyükanne" dedi Soul sessizce ardından ayağa kalkıp Christopher'a hiçbir şey söylemeden tokasını takıp gitti.

Soul'un hızlı yok oluşunu şaşkınlıkla izleyen Christopher az önce Soul'un durduğu yere uzunca bakıp sağındaki komodine döndü. Kamera oradaydı ve kırmızı ışığı hâlâ yanıyordu.

--------------------------------------------

"Büyükanne lütfen bizi de al cezaya" dedi Lucia. Mark da onu onayladığını belirten bir şekilde başını salladı. Büyükanne Soul'un acı dolu çığlıklarını umursamadan ceza salonunun kapısından uzaklaşmaya başladı. İki kardeş de arkasından gidiyor, Soul'un yanına girmek için yalvarıyordu. Topuklu ayakkabısını yüksek bir ses çıkararak yere vurdu Büyükanne. Arkasındaki ikiliye döndü.

"O gerçekten bir ceza alıyor. Yıllardır onun insan formunun acı hissetmesine engel olduğunu biliyordum. Yine de sesimi çıkarmadım. Ama bu sefer gerçekten bir cezayı hak etti. Kapının önünde bekleyin. Cezadan sonra hastaneye götürün. Bir süre de tokasını alalım Soul hanımın. İnsan olarak yaşasın biraz." dedi ve elinde tuttuğu gümüş tokayı eteğinin cebine koydu.

Mark ve Lucia ise tekrar ceza salonunun kapısına gidip Soul'un cezasının bitmesine beklediler.

-------------------------------------------

Christopher elinde tuttuğu flash belleğe bakıp küçük bir sırıtış ile arabasına bindi. Arabasını çalıştırmadan önce çalan telefonuna döndü. Arayan Simon'du.

"Chris, elinde iyi bir kanıt ile gel lütfen."
"Sana da merhaba Simon."
"Şakanın sırası değil, çabuk gel adliyeye." dedi ve telefonu kapattı karşı taraf.

Christopher onun bu haline kafa sallayarak gülüp arabasını çalıştırdı.

---------------------------------------

"Beni anladığını düşünüyorum Raina. Bu işi başarabilirsin bence." dedi büyükanne.

"Güveniniz tam olsun büyükanne. Her ne kadar okul sürecim yüzünden uzakta olsam da Soul benim için hep bir ablaydı. Onun iyiliği için bunu yapmak benim için çok sevindirici olur. Şuan ceza da olmasa ona uzun uzun sarılırdım. Her neyse gidiyorum." dedi Raina. Mor uçları olan uzun saçlarını bileğindeki toka ile toplayıp dışarı çıktı.

"Christopher işleri bu düzeye sen getirdin özür dilerim" dedi ve Soul'un siyah mat spor arabasına bindi.

"Soul sana bindiğimi görseydi beni kıtır kıtır keserdi Elizabeth." diye içinden geçirdi ve arabayı çalıştırdı.

-----------------------------------------

"Ne!" diye bağırdı Lucia. Mark da onun sesi ile ayaklanmış endişe içinde ablasına bakıyordu. Lucia telefonunu kapatıp cebine koydu ve Mark'a döndü.

"Raina Christopher'a çarpmış, üstelik Elizabeth ile. Raina'nın hiçbir şeyi yokmuş ancak Christopher'ın ciddi kesikleri varmış. Benim Raina'yı almaya gitmem gerek." dedi ve son kez ceza salonunun kapısına baktı.

"Merak etme Soul'u ben getiririm. Ancak Lucia Raina bir katil ruh. Sence neden Christopher'a çarpmış olabilir?" dedi Mark. Lucia kollarını bilmiyorum der gibi açıp binadan çıktı.

"Biraz dayan Soul" dedi ve mavi saçlarını karıştırdı Mark.

--------------------------------------------

"Neden çarptın Raina?" dedi Lucia.
"Soul için"
"Ne! Nasıl?"
"Christopher Soul'un onu geçmişe götürdüğü anları kamera kaydına almıştı ve savcılığa gidiyordu. Benimde onu durdurmam. Merak etme sadece flash belleği aldım, canı hâlâ yerinde." diye pişkince konuştu Raina.

Christopher'ın yanından çıkan Simon iki genç kızı görünce oraya gitti. Gözlerine Raina'ya sabitleyip konuştu.

"Sadece birkaç  kesik ve kırığı var. Kazanın suçlu tarafı da Christopher. Hız yapmış. Özür dileriz. Zararı ne ise karşılamaya hazırız, lüften bu olay mahkemeye taşınmasın" dedi.

Raina alayla gülümseyip " Elizabeth'in zararını karşılayabileceğinizi düşünüyorsanız buyrun ödeyin. Ama her ne kadar kazayı ben yaşasam da araba başka birine ait bu konuyu onunla konuşun" dedi.

Simon Raina ile olan konuşmasını bitirip Raina'nın yanındaki kişiye döndü... Lucia'ya.

Göz göze geldikleri an ikisi de kilitlenmiş gibi birbirine bakıyordu. Simon onu nereden tanıdığını düşünürken bir yandan kulakları çınlıyor, Lucia hafızasına dolan anılar ile içten içe titriyordu. Bir anı canlanıyordu gözünün önünde

"Sarayım senindir Majesteleri..."
"Majesteleri mi? Kral olan sensin Simon."
"Bir kral kraliçesi olmadan bir hiçtir ve Lucia benim kraliçem kesinlikle sen olacaksın."

Bu anı kapanıp yeni bir anı açılmıştı.

Simon'un elini tutup atlara doğru koştururken ikisinin yüzündeki mutluluk...

O anı kapanıp başka bir anı açılıyordu.

Simon'un ona gülümseyip gözyaşlarını sildiği...

O anı da kapanıyor ve başka bir anı açılıyordu.

"İnsan da olsan başka birşey de olsan Lucia, ben sonsuza kadar seni seveceğim"

Ve başka bir anı daha.

"Kraliçem, Lucia lütfen ölme, lütfen. Neden bunu yaptın, beni kurtarmak zorunda mıydın?" Ve Simon'un acı çığlıkları arasında Lucia'nın bedenine değen son şey, Simon'un gözyaşı...

Son olarak büyükannenin söylediği sözler.. "Geçmişini kaybetmiş bir ruhsun Lucia. Ve hatırlamak canını yakabilir. Lütfen Lucia, o gözlerde bir kez daha kaybolma."

---------------------------------------------------

Elizabeth:

Elizabeth:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SOULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin