History

19 7 19
                                    

"Kim Raina?" dedi Mark.
"Yaraların. Doktorun yayına git Raina!" dedi Soul.

Christopher ise sadece izliyordu. Daha beş dakika önce annesinin babasını aldattığını öğrenmişti. Şuan ise bilmediği bir şeyler dönüyordu.

"Yaralarım iyi. Acımıyorlar bile. Şuan tek önemli olan şey hayatlarınız." dedi Raina. Boğucu bir sessizlik etrafı kaplamıştı. Audra Mark'ın arkasına saklanmış, teyzesinin ihanetini ve hayatının tehlikede oluşunu sindirmeye çalışıyordu. Mark hiç olmadığı kadar ciddi bir şekilde Raina'ya bakıyordu. Soul, o anlamıştı. Kimin geldiğini, neden geldiğini ve neyi istediğini...

Uzaklaşan topuklu sesi ile Christopher'ın annesinin uzaklaştığını anlamışlardı.

"Ne oluyor?" dedi Christopher. Az önce ağladığı için yanakları ıslaktı ve sesi titriyordu. Soruyu Raina'ya sormuştu ama gözleri Soul'un gözlerine sabitlenmişti.

"Çıkın." dedi Soul. "Odadan çıkın, Christopher sen kal." Diye de devam etti. Raina onu dinleyip çıkmıştı. Audra ve Mark ise sadece bakıyordu.
"Çıkın!" diye bağırdı Soul. Odadaki ikili de çıktı odadan. Christopher sakince Soul'a yaklaştı. Soul'un oturduğu yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Bir anda bedenine sarılan kollar ile şok olmuştu.

Soul ona sarılıyordu. Ve, ve o ağlıyordu. Zaten bir sarılmaya ihtiyacı olan Christopher da sardı kollarını. Gözyaşlarını serbest bırakmadan önce Soul'un hıçkırarak söylediği cümleyi duymuştu.

"Ben yok olmak istemiyorum, ben insan olarak bir şeyler yaşamak istiyorum."

----------------------------------------------------------

Bir saat geçmiş ve Christopher odadan çıkmıştı. Odanın bulunduğu koridorda bekleyen 3lüyü görüp onlara doğru ilerledi.

"Soul'un yanına gidiyorum ben" diye öne atılmıştı Audra.
"Hayır, hayır o uyudu. Ve çok zor uyudu. Rahatsız etmesek daha iyi olur." dedi Christopher.
"Ne oldu?" diye Mark.
"Bir şey olmadı. Sadece uyudu. İyi şuan, gerçekten iyi. Asıl benim sormam gerek. Neler oluyor?" dedi Christopher.

Tam Mark ağzını açıp konuşacaktı ki Lucia'nın koridorun başından gelen sinir dolu sesi ile herkes oraya döndü.
"Simon sus artık! Bıktırdın ya."
"Ama bak Lucia, sana eminim diyorum. Bizim kesinlikle önceden tanışmış olmamız lazım. Bana bu kadar tanıdık gelmen normal değil." dedi Simon. İki gündür bunları söyleyip duruyordu zaten. Lucia ise onu öldürme planları yapıyordu içinden.

Diğer dörtlünün yanına gelince Lucia elini havaya kaldırıp Simon'u susturdu. Christopher onun bu haline sadece aptal der gibi bakıp tekrar Mark'a döndü.

"Şimdi söyle Mark."
"Neyi söyleyecekmiş Mark?" diye sordu Lucia.
"Raina onun geri geldiğini söyledi. Onu görmüş, hatta az kalsın yakalanıyormuş." dedi Mark. Lucia korkuyla etrafına bakındı.
"Tamam bunu burada konuşmayın! Bize kalacak bir yer lazım. Soul'un güçleri elinden alındı, büyükannenin yanına dönemeyiz. Ayrıca orası şuan en tehlikeli yer." dedi Lucia. Simon onun bu kadar hızlı çözüm bulup planlamasınına hayranca bakıp heyecanla konuştu.

"Bizim evde kalabilirsiniz."
"Hayır!" dedi Lucia.
"Neden?"
"Sana haz etmiyorum. Bu yeterli bir sebep."
"Ev benim değil ki." dedi ukala tavırlar ile Simon. "Ev Chris'in."

Lucia sinirle gözlerini kapadı. Şu çocuğu boğmamam için hiçbir bir sebep yok diye geçirdi içinden.

"Benim evim de olabilir aslında ama çok küçük olduğu için rahat edemeyebilirsiniz." dedi Audra. Mark aklına gelen sinsilik ile sırıtıp konuşmaya başladı. "Audra'nın evi küçük olduğu için ben onda kalırım, sizde Chris'in evinde kalırsınız. Böylelikle kalabalık olmayız."

SOULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin