Stealer

25 11 12
                                    

    Yaşam veya ölüm
    "Demek ki yaşayan bir ölü." diye yüksek sesle düşündü Christopher.

   Dünden beri odasından çıkmamıştı. Eve gitmesi, duş alması, kıyafetlerini değiştirmesi gerekti. Dahası onu evde bekleyen bir annesi vardı. Dolu kafasından sıyrılıp eşyalarını toparladı.

    Tüm eşyalarını toparladıktan sonra masanın üstüne açık duran sohbet ekranına baktı.

   Bilinmeyen numara yazısı hoşuna gitmemişti. Ve daha o kişiye soracak çok sorusu vardı.

   Ama ne diye kaydedebilirdi ki? Kesinlikle gerçek adı Soul olamazdı. Onun hakkında bildiği şeyleri aklından geçirdi.

   Soul
   Yaşam veya ölüm

   Telefonu eline aldı. Nasıl kaydedeceğini biliyordu. Ekrana düşen bildirim ile gülümsedi.

   Bilinmeyen numara "Av" olarak kaydedildi.

   *****
   "Ne yapıyorsun?"
   "Ne yapıyormuşum?"

   Karşısındakinin ukala tavırlarına alışık olan Mark başını iki yana sallayıp gözlerini karşısındaki kişiye dikti.

   "Ortamı dalgaya vurma Soul, ne yapmaya çalışıyorsun?"

   Karşısındakinin ciddiyeti ile yüzündeki alayı silen genç kız önündeki içecekten bir yudum aldı.

   "Neden içmiyorsun? Tadı çok güzel."

Karşısındakinin hâlâ sorusuna cevap vermemesi ile sinirlenen Mark, elini masaya vurup yüksek sesle konuştu.

   "Soul bana cevap ver! Onun en yakın arkadaşım olduğunu biliyorsun. Ona zarar vermene izin vermem."
  
    Ona zarar vermek, diye içinden geçirdi Soul. Ardından elindeki bardağı masaya bıraktı.

   "Neden ona zarar vermek istediğimi düşünüyorsun! Ben senin yıllarca tek arkadaşındım. Her zaman arkanı ben topladım. Dahası şuan bir arkadaşa sahip olmanı da ben sağladım. Ama sen gelmiş bana benim birine dahası senin çok sevdiğin birine zarar vereceğimi söylüyorsun. Yüzyıllar önce bana kahramanmışım gibi bakardın. Şimdi neden katilmişim gibi bakıyorsun!"

   Karşısındakinin ani çıkışı ile gerginliği artan Mark, en yakın arkadaşını koruma içgüdüsü ile sesini daha da yükselterek konuştu.

   "Bir katilsin çünkü!"
 
   Soul başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. Katilsin. Bunu ona senin için herşeyi yaparım diyen kişi mi söylüyordu? Bunu ona senin her zaman arkandayım diyen kişi mi söylüyordu? Bunu ona senin için katil bile olurum diyen kişi mi söylüyordu? Boğazında bir yumru oluşmuştu. Ne diyeceğini, ne yapacağını bilmiyordu.

   Mark, yaptığı yanlış çıkışı fark etmiş. Gözlerindeki öfkenin yerini pişmanlık almıştı. Karşısındaki kızın neredeyse hiç düşmeyen başının yere  düştüğünü görünce kendisinden nefret etti. Ona doğru bir adım attı.

   "Öyle demek istememişt-"
   "Öyle demek istedin. Ve dedin. Söylediklerin içinde tek yanlış olan şey benim ona zarar vermek istediğimdi. Ona zarar vermek istemedim. Şuanki mutlu yaşamını bana borçlu, 12 yıl önce yaptıklarım olmasaydı, ailesi dağılmış olurdu. Hatta siz hiç tanışmamış olurdunuz."
 
   Başını yerden kaldıran genç kız gözlerini karşısında ona pişmanlık ile bakan gözleri dikti ve kısık sesle konuştu.

   "Ben sadece birinin bana teşekkür ettiğini duymak istedim."

   Mark konuşacak gibi olmuştu ama ne diyeceğini bile bilmiyordu. Başını yere eğmek ile yetindi.

SOULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin