Hi, mom

22 8 7
                                    

Sedyeden indirilen bedene gözyaşlarını silerek son kez daha baktı Mark. Soul ameliyata girecekti ve evet durumu gerçekten çok kötüydü. Kapanan ameliyathane kapısına bir kez daha bakıp olanları düşündü.

Lucia ayrıldıktan bir süre sonra Soul'un acı dolu haykırışları bitmişti. Ama cezası hâlâ devam ediyordu. Ceza bitmemesine rağmen büyükanne gelmişti sonra. Korku ile ceza salonunun kapısını açmıştı. Onun arkasından giden Mark gördükleri ile kaskatı kesilmişti. Soul kanlar içinde yerde yatıyordu ve hiç durmadan kan akan yaralarına yenileri eklenip duruyordu. Kan kaybından ölmüş bile olabilirdi.

Aklına gelen anılar ile gözleri tekrar doldu Mark'ın. Buraya gelmeden önce Lucia'ya haber vermişti. Büyük ihtimalle birazdan o da buraya gelirdi.

Öyle de olmuştu. Lucia dolu gözler ile Mark'ın yanına geldi. En azından iyi birşeyler söyler diye bekliyordu. Ama aldığı tek şey sessizlikti. Mark'a sarılınca oldukları yere çöktü ikisi de. Ne kadar öyle kaldıklarını bilmiyorlardı. İkisi ayıran ameliyathanenin açılan kapısı olmuştu.

"Hanımefendi iyi. Sadece derin kesikler almış ve kan kaybı var. 0 rh- kana ihtiyaç var. Ve siz bayım bizimle gelin lütfen." dedi doktor. Mark doktoru takip etti. Lucia ise kanı nereden bulacağını düşünüyordu. Kendisi ve Mark A rh+'di. Belki de diğerleri arasında aradıkları kan vardır diye düşünüp aşağıya gitti.

Lucia yanlarından ayrılmadan önce olayı onlara kısaca anlattığı için konuya biraz hakimlerdi. Lucia'nın dolu gözlerini görünce daha da endişelenmişlerdi. Lucia, Simon ile girdiği göz temasını kısa tutup gözlerini Audra'ya odaklayıp konuştu.

"Soul kan kaybı yaşıyormuş acaba 0 rh- kanı olan var mı? Verebilir mi?"

Lucia'nın mahcubiyetle söylediği cümlenin ardından Simon atıldı.

"Benim kanım uyuşuyor. Verebilirim."

Lucia her ne kadar Soul'un düşmanından kan aldığını öğrenince sinirden çatlayacağını bilse de onun ölmesine izin veremezdi. Başı ile Simon'u onaylayıp kan odasına doğru ilerlediler.

"Şey, Lucia. Acaba daha önce karşılaşmış mıydık? Yüzün çok tanıdık ve dürüst olmak gerekirse seni kendime yakın hissetim." dedi Simon.

Tabi tanıyorsun Simon. Koca geçmişimiz tarih kitaplarında bile yazıyor. dedi içinden Lucia.

Simon onun sessiz kalmasına biraz bozulsa da yine de konuşmaya devam etti.

"Kral Simon ve komutan Lucia'nın hikâyesini biliyor musunuz? İsimlerimizdeki benzerlik çok tuhaf değil mi?"

Tabi biliyorum Simon. Başrolde ikimiz vardık hatta. dedi Lucia. Ama yine içinden konuşmuştu.

Simon onun kuzeni için endişendiğini düşünerek sessizliğini anlayışla karşıladı. Ama Lucia'nın kafasını dağıtmasını istiyordu. Yine konuşmaya devam etti.

"Ben Kral Simon olsaydım, Komutan Lucia'ya hak verirdim. Bence o tamamıyla masum."

Vermemiştin dedi Lucia içinden.

"Ama şu da bir gerçek ki 'Bir asker asla kraliçe olamaz'." dedi Simon.

Olamadı da zaten. dedi Lucia.. yine içinden..

"Kan verdiğin için teşekkürler Simon." dedi Lucia. Onun adını yüzyıllar sonra tekrar sesli söylemek oldukça farklı hissettirmişti.

Simon onunla konuşmak. Sadece basit bir tanışmışlıktan ileri gitmek istiyordu. Lucia ise sadece hissediyordu. Anılarını...

SOULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin