GAZEL'İN ANLATIMINDAN;
Derince nefes çektim içime. Içimdeki sıkıntı her geçen saniye daha da büyüyor ve boğazımı düğümlüyordu. Sabahki kahvaltıda Barışla konuştuktan sonra masaya geri dönmüştük ama Giray bir şeyler olduğunu anlamış ve kahvaltı bitiminden sonra oyalanmadan beni eve getirmişti. Diğerleri akşam bize yani Giray'a geleceklerini söyleyip gitmişlerdi ben de eve gelir gelmez rahat bir şeyler giymiş, bir kupa kahve yapmış ve arka bahçeye çıkmıştım. Dışarısının soğuk olmasını umursamadan öylece dikilmeye devam ettim.
Giray ile konuşmaya henüz hazır değildim. Giray sağı solu belli olmayan biriydi hatta sağı solu bırak saniyesi saniyesini tutmayan biriydi. Üstelik Giray'ın sinir problemlerinin olduğunu birkaç yerde de duymuştum. Henüz görmüş değildim ama namı epey fazlaydı. Bana nasıl tepki verirdi bilmiyordum ama sanırım yanımda olmamasından korkuyordum. Giray ile aramız anca düzelmiş ve yeni yeni ilişkimizi yaşamaya başlamıştık aramıza herhangi bir şeyin girmesini istemiyordum.
Elimde varlığını unuttuğum kupayı dudaklarıma yaklaştırıp bir yudum aldım ama anında dışarı püskürtmüştüm. Kahve buz gibi olmuştu. Kupayı ters çevirip kahveyi boşaltım. Daha fazla dışarıda kalmamaya karar verip kararmış gökyüzü eşliğinde eve girdim. Kupayı makineye koyup salona geçtim. Giray ikili koltukta yaygınca oturmuş başını da sırt kısmına koymuştu. Gözleri kapalı öylece duruyordu. Hemen karşısında olan tekli koltuğa oturdum. Giray elektirikli şömineyi yakmıştı. Giray'ın salonu gerginliğimi en üst noktaya çıkarırken sıkıntıyla dışarıya üfledim.
"Bana söylemediğin ya da sakladığın bir şey var ve sen söylemediğin sürece ben bu duruma daha da sinirleniyorum."
Giray'ın sesini duymam ile yerimde sıçramıştım. Gözlerini açmamış hatta kafasını bile kaldırmamıştı. Yutkundum. Ilk defa bir sevgilim oluyordu ve sanırım bazı şeyleri herkesin içinde değil de önce onunla konuşmam gerektiğini anlamıştım.
"Giray?"
"Hı?"
Bir şey demeden yerimden kalkıp onun yanına gidip oturdum. Yanına oturmam ile kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Ona doğru dönerek bir ayağımın üzerine otururken diğerini koltuktan aşağı sarkıttım.
"Güzelim, sıkıntın neyse söyle bana. Yardım edeyim, alayım omuzlarındaki yükü."
Gözlerimi kaçırıp kucağımdaki ellerimle oynamaya başladım. Parmaklarıma işkence ederken Giray ellerimi tuttu.
"Sen benim ilk sevgilimsin Giray."
Giray göğsünü kabartıp piç gibi sırıtmaya başladı.
"Biliyorum güzelim."
Gözlerimi devirip konuşmama devam ettim.
"Ben sanırım bazı konuları herkesten önce sana söylemeliyim. Benim sana söylemem gereken önemli bir şey var."
Giray kaşlarını çatarken ellerimi daha sıkı tuttu.
"Nedir o?"
Tam ağzımı açmıştım ki kapı çalmıştı. Sinirle nefesimi dışarıya verip ayağa kalktım. Kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım. En önde Barış elindeki dosya yığını ile duruyordu. Kapının önünden çekilip, kapıyı biraz daha araladım. Barış nefes nefese içeriye girerken ardından Osman, Yağız ve Poyraz da girmişti. Kapıyı kapatıp gergince salona döndüm. Barış elindeki dosyaları büyük yemek masasına bırakıp bana döndü.
"Her şey hazır. Bir an önce başlasak iyi olur malûm liste baya kalabalık."
Giray yanımıza gelirken bakışlarımı ondan kaçırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK SEMT
Novela JuvenilSessizlik. Burda öyle bir sessizlik vardı ki; Rüzgâr olduğunda sallanıp, dalına tutunamayan yaprağın yere düşme sesini duyacak kadar. Kendi kalp atışınızı kulaklarınızda hissedecek kadar. Vücudunuzdaki kanın orda oraya taşındığını duyacak kadar ses...