❌Ağlamak zor değil.
Kimse duymasın diye elini ağzına bastırıp nefesini tutarsın ya, işte o çok zor.GAZEL'İN ANLATIMINDAN;
Birçok insan bilmez istenilmemenin acısını.
Bu öyle bir acıdır ki; ne yalnızlığın koyar sana ne de kimsesizliğin. Çünkü bu olduğunda yok saydığın tüm duygularını yeniden tadarsın, tüm yaşadıklarını ve yaşadıklarınızı tekrar tekrar izlersin film gibi. Sonu gelmeyen, bittiğinde bile aynısının yeniden başladığı bir film.
Sadece tek bir söz ile özenle, emekle yaptığın her şey lego gibi başına yıkılır. Artık ortada bir duvar kalmaz fakat kocaman bir uçurum oluşur. Her şeyinle veya hiçbir şeyinle ortada kalırsın öylece. Ne derdini anlatıp sığınabileceğin biri ne de kafanı omzuna koyup ağlayıp da sarılabileceğin biri olmaz. O güne kadar kaçtığın tüm duyguların yalnızlığın, kimsesizliğin, acıların, mutsuzlukların hepsi gelir ve tokat gibi yüzüne çarpar. Ne o tokattan kaçabilirsin ne de ona engel olabilirsin. Sadece durup gelecek olan darbeyi beklersin. İşte istenilmemek böyledir. Karşı tarafın ağzından bir anlık sinirle çıkan ya da öylesine çıkan tek bir söz, size tüm bu dediklerimi saniyeler içerisinde hissettirir. Hele ki bunu sevdiğiniz biri söylediyse, bilmem kaç milyon insanın arasındaki acizliğini hissedersin.
Küçük yaşta evimden zorla alınıp gönderildiğimde tüm bunları hissetmiştim. Henüz anne ve babamın ölümünü atlatamamışken bir de beni sevdiklerini sandığım abilerim ve kuzenimden ayrı bırakılmıştım. O zaman anlamıştım ne kadar yalnız ve kimsesiz olduğumu. Çaresiz ve acizdim. Günler, haftalar, aylar hatta yıllarca bedenime uyku uğramaz olmuştu.
Peki ya şimdi, neydi bu hissettiğim şey?
O kadar zaman sonra tattığım bu uyku, belki de hayatımdaki en rahat ve huzurlu uyku olmuştu.
Neden peki?
Vanilya kokusu yüzünden mi yoksa Giray yüzünden miydi tüm bu olanlar?
Duyduğum sesler ile bilincim açılırken gözlerimi açamamıştım.
"Lan Yağız koş lan koş!"
Poyraz heyecanla Yağız'ı çağırırken, kaşlarım çatılmıştı. Ne olmuştu da bu kadar heyecan yapmıştı bu piç?
"Oha anasın nikâhı! Ne olmuş lan bunlara böyle?"
Yağız'ın yüksek sesi ile gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. Iki salak da ayakta durmuş bir bok varmış gibi bana bakıyorlardı.
"Ne bakıyorsunuz lan?"
Yağız'ın gözleri ile işaret ettiği yere bakınca, hemen yanımda yeni uyanan Giray'ı gördüm. Gözlerini açıp etrafa baktıktan sonra ona baktığımızı gördüğü gibi hızla ayağa kalktı. Ben yerde oturmuş ona bakarken o, şaşkınca etrafına bakıyordu.
"Abi, rahatsız ettik galiba? Biz gidelim siz devam edin."
Poyraz'ın dediklerine cevap vermek için tam ağzımı açmıştım ki Giray'ın dedikleri ile sustum.
"Kes lan! Yok öyle bir şey, kıçından uydurma. Yanımda benim için çalışan biriyle birlikte olacak biri değilim ben!"
Dedikleri ile öfkelenirken, hızla ayağa kalkıp karşısına dikildim. Tam gözlerinin içine bakarken Yağız'a ithafen konuştum.
"Yağız benim için yaptığın anlaşmanın fesh işlemleri için bir dosya hazırlar mısın? Benim bir anı diğer anını tutmayan biri ile işim olmaz. Senden haber bekleyeceğim bitince haber ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK SEMT
Novela JuvenilSessizlik. Burda öyle bir sessizlik vardı ki; Rüzgâr olduğunda sallanıp, dalına tutunamayan yaprağın yere düşme sesini duyacak kadar. Kendi kalp atışınızı kulaklarınızda hissedecek kadar. Vücudunuzdaki kanın orda oraya taşındığını duyacak kadar ses...