❌ Kalbimin kırıklığını gülerek anlattım diye, kimse bana inanmadı.
GAZEL'İN ANLATIMINDAN;
Bir çiçeği seviyorsan koparma, bırak vâr olmaya devam etsin. Sevmek, sahip olmak ile ilgili değildir. Sevmek, değer vermekle ilgilidir.
Yattığım yerde hızla doğrulup etrafa bakınmaya başladım. Bu aralar uyuyamıyordum, uyusam bile uykumdan doyum alamıyordum bir türlü. Etrafa bakmaya devam ederken Giray'ın odasında olduğumu anlamam zor olmamıştı. Odada tek başımaydım. Bu durumu biraz garipsesem de umursamadan ayağa kalktım. Dün epey uyumuştum ve düne göre de vücudum bugün daha iyiydi. Ağrılarım az da olsa azalmıştı. Odadaki banyoya doğru gidip hızla işlerimi halledip çıktım. Giray'ın giyinme odasına girip ne giyebileceğime bakarken, kendi pantolonumu görmem ile ona uzandım. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp pantolonumu giydim. Üzerime Giray'ın askıda duran asker yeşili tişörtünü giyip uçlarını pantolonumun içine sıkışırdım. Pantolonumu aldığım yerden ceketimi ve postallarımı da alıp tekrar odaya girdim. Postalları ayağıma geçirip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı parmaklarımla öylesine düzeltip ceketimi de üzerime geçirdim. Komedinin üzerinde varlığını unuttuğum telefonumu alıp cebime koyarken odadan çıktım. Uzun koridorda seri adımlar ile yürürken aşağıdan gelen sesleri dinledim. Dün geceki kadının sesi halâ geliyordu. Bu kadının burda halâ daha ne bok işi vardı Allah aşkına?! Kaşlarım çoktan çatılırken ellerim yumruk olmuştu. Kadından hiç mi hiç haz etmiyordum ve bunu Giray'ın bildiğine de adım gibi emindim ama neden halâ bu evde olduğunu anlayamıyordum. Aşağıya uzanan merdivenleri hızla inip salona geçtim. Barış beni gördüğü gibi kalkarken ona baş selamı verip Giray'a baktım.
"Arabalarından birini alsam sorun olur mu?"
Giray'ın ilkten kaşları çatılsa da sonradan düzelmişti.
"Tabii ki sorun olmaz. Nereye gidiyorsun?"
Poyraz'ın hemen dibinde oturan kadına kaydı gözlerim. Kollarını göğüsünde bağlamış öylece bana bakıyordu. Gözlerimi tekrar Giray'a çevirdim.
"Amcamlara gidiyorum. Birkaç gün orda olucam."
Bu sefer ayağa kalkan Osman olmuştu.
"Gazel, bir sorun mu var?"
"Yok Osman, sadece abilerimle vakit geçirmek istiyorum. Bir şey olursa bana haber verirsin."
Osman, başını sallayıp tekrar kalktığı yere oturdu. Giray ayağa kalkınca ona baktım. Elimden tutup beni dışarıya çıkardı ve kapıyı arkamızdan kapattı. Tam karşıma geçip ellerini belime yerleştirdi ve beni kendine çekti. Ellerim seri bir şekilde omuzlarını bulurken bende onu kendime çektim.
"Bir şey olursa hemen beni arıyorsun tamam mı?"
"Tamam, ararım."
Burnunu yanağıma sürtünce daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım.
"Saat kaç olursa olsun beni arayabilirsin ya da aramayı siktir et bana gelebilirsin, anladın mı güzelim?"
"Anladım."
Dudakları dudaklarımı bulurken, beni kısaca öpüp geri çekildi. Ondan uzaklaşıp biraz geri çekildim. Böyle giderse, gidemeyecektim. Arkamı dönüp Giray'ın garajına girdim. En önde duran siyah spor arabaya binip ceketimi çıkardım ve yan koltuğa bıraktım. Arabayı çalıştırdığım gibi garajdan çıkıp beni bekleyen Giray'ın yanında durdum. Kollarını açık olan cama yaslayıp bana yaklaştı.
"Sancar piçine dikkat et ve seni üzmesene izin verme. Eğer öyle bir şey olursa da hemen bana haber ver bende onu güzelce üzeyim."
Yanağımdan makas alıp burnumun ucuna hafifçe vurduktan sonra geri çekildi. Kornayı kısaca çalıp bahçeden çıkıp Arslanoğlu malikanesine doğru sürmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK SEMT
Teen FictionSessizlik. Burda öyle bir sessizlik vardı ki; Rüzgâr olduğunda sallanıp, dalına tutunamayan yaprağın yere düşme sesini duyacak kadar. Kendi kalp atışınızı kulaklarınızda hissedecek kadar. Vücudunuzdaki kanın orda oraya taşındığını duyacak kadar ses...