8

712 32 43
                                    

Merhabalarrr. Aylar önce yazıp birkaç bölüm sonra bırakmıştım bu hikayeyi. O stokladığım bölümler de bitmiş. Önceki bölümün de yarısını silip tekrar yazdım. Aslında birkaç bölüm daha vardı ama onları yayımlamayacağım. Neyse hadi by.

İyi okumalar!

1 hafta sonra,

Kahvaltı masasına ilerleyip sandalyelerden birine otururken bir yandan da koltukta uyumaktan tutulan boynumu ovuşturuyordum.

"Günaydın." Lottie konuştuğunda gülümsedim.

"Günaydın." Tabağıma kahvaltılıklardan alıp yemeğe başlarken bir yandan da Liam ve Niall'ın konuşmalarına kulak misafiri oluyordum.

"Dünkü maçtan sonra takım değiştirmeyi düşünüyorum." Liam Niall'ın söylediğine gülerken söylediklerini saçma bulduğum için dalgayla güldüm. Masada bir sessizlik oluşurken içimden değil de dışımdan güldüğümü fark edip boğazımı temizledim.

"Pardon." Diğerleri yemeye devam ederken Harry kalktı. Ardından Louis de kalkmıştı.

"Nereye?" Liam sorduğunda Louis neredeyse hiç konuşmadığı için Harry cevapladı.

"Mitch'in yanına." Mutfaktan çıkarken konuştuğunda Liam arkasından seslendi.

"Bekle biz de gelelim." Cevap gelmediğinde Liam ağzına son bir lokma atıp apar topar masadan kalktı. Niall da peşinden ilerledi. Masada ben, Zayn ve Kendall kalmıştı. Doniya öğlene kadar uyuduğu için çoğu sabah bizle kahvaltı yapmıyordu.

"Sen neden gitmiyorsun?" Kendall konuştuğunda Zayn bakışlarını ona çevirdi.

"Sen neden susmuyorsun?" Kendall güldü.

"Ben söyleyeyim, hiçbir işe yaramıyorsun bu yüzden hala buradasın."

"Kes sesini. Bir sürtüğü dinleyecek değilim." Onların kavgasını daha fazla dinlemek istemediğim için yerimden kalkıp mutfağın çıkışına ilerledim.

"Nereye külkedisi? Sıranın sana gelmesinden mi korktun?" Ona cevap vermeden salona ilerledim ve koltuğa oturdum. Televizyonu açıp bir şeyler izlemeye başladım.

Birkaç saat sonra diğerleri gelmişti. Herkes salona doluşurken Harry önce yukarı çıkıp sonra aşağı indiği için tek kalan yere yani yanıma oturdu. Biraz daha kayıp ona daha çok yer açtım. Bu sırada kokusu burnuma dolmuştu. Diğerleri muhabbet ederken Harry elini dizime koydu. Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda gözleri telefonundaydı. Biraz sonra telefonunu kulağına koyduğunda bakışlarımı ondan çektim.

"Sarah'ya söyle, yarın geleceğim. Mitch'e de haber versin burada olduğunu." Bacağımdaki eliyle bacağımı okşamaya başladığında bakışlarımı tekrar ona çevirdim.

"---"

"O zaman sen söyle, onları da barıştır bir şekilde. Çocukluk yapmasınlar."

"---" Karşıdaki bir şeyler söylerken Harry aramayı bitirdi. Telefonunun ekranını kapatıp bakışlarını bana çevirdiğinde göz göze geldik. Kalp atışlarım hızlanırken seslice yutkundum. Koltuktan kalkıp bileğimden tutarak beni de kaldırdığı sırada Kendall'la göz göze gelmiştik. Öfkeli görünüyordu. Daha sonra bakışlarım Zayn'e kaydı. O da Kendall gibi öfkeyle bakıyordu gözlerime. Harry'nin elini bileğimden kurtarıp yanına yetiştim. O ikilinin bakışları korkutmuştu beni. Merdivenleri çıkıp odasına girdiğimizde kapıyı kapattı. Bana yaklaşık bir 10 gündür dokunmuyordu. Konuşmuyorduk bile. Şimdi neden Kendall oradayken beni buraya getirmişti anlamamıştım.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin