36

441 27 55
                                    

MERHABA BEBEKLERİMMMMMMM SİZİ ÇOK ÖPÜYORUM HADİ BY

Marketteki alışverişimi tamamlayıp marketten çıkarken aniden karşıma çıkan kişiyle duraksadım.

"Axel?"

"Konuşabilir miyiz?" Dediğinde derin bir nefes alıp cevapladım.

"Yine Harry'den bahsedeceksen yardımcı olamam. Biz boşandık." Yanından geçip yürümeye devam edecekken kolumu tutup durmamı sağladı.

"Sadece 5 dakika, lütfen." Birkaç saniye cevaplamadan durup düşündüm.

"Pekala."  Biraz yürüyüp bir banka oturduk.

"Seni dinliyorum." Ona dönüp konuştum.

"Malcolm'un başına ne geldiğini bilen kimse yok. Ancak dün akşam Malcolm'un eşi evimi ziyaret etti. Bana ağlayarak Harry'nin Malcolm'u kaçırdığını ve öldürdüğünü iddia etti."

"Axel, Malcolm hakkında hiçbir şey bilmiyorum, umrumda da değil." Sözünü kesip konuştum. Bu konuları sürekli kısır bir döngü içinde konuşmaktan sıkılmıştım.

"Lütfen dinle, seni de alakadar ediyor. Bana işin içinde senin de olduğunu söyledi." Demek karısı Harry'yle yaptığı anlaşmayı bu kadar kısa bir sürede bozmaktan çekinmemişti.

"Belki de onu bir psikoloğa görünme konusunda ikna etmelisin."

"Alice, seni az çok tanıyorum ve bir insana zarar veremeyecek kadar iyi niyetli, hassas biri olduğunun farkındayım."

"Hassas mı?" Alayla güldüm. "Beni yanlış tanımışsın."

"En azından Malcolm'a senin zarar vermediğinden adım gibi eminim." Aklıma Malcolm'un korku dolu bakışları geldiğinde zorla yutkundum.

"Ama Alice, bir şeyler biliyorsun ve söylemiyorsun bundan da eminim."

"Çok emin konuşuyorsun, ama söylediklerinin bir doğruluğu yok."

"Bak, tekrar söylüyorum; eğer tehdit ediliyorsan bunu söyle. Sana her şekilde yardım ederim. Ama yardım edebilmem için senin de bana bildiklerini anlatman gerekiyor."

"Yapamam."

"Neden?" Dedi hızla.

"Anlatırsam beni hapse atman gerekecek." Dediğimde duraksayıp büyükçe açılan gözleriyle gözlerime baktı.

"Ne?"

"Duydun işte. Malcolm'u ben öldürdüm."

"Alice, sen-"

"Yaptım. Ben bir katilim."

-

"Sen ne yaptın?!" Harry demir parmaklıklara vurduğunda düz bir suratla ona baktım.

"Olması gerekeni."

"Bu mu olması gereken? Beni delirtmeye mi çalışıyorsun?!"

"Sakinleş." Louis konuştuğunda Harry onu umursamamıştı bile.

"Sana ne benden? Burada olmak istedim ve buradayım." Ayağa kalkıp demir parmaklıklara ilerledim ve tam karşısında durdum.

"Hayatını düzene sokmaya çalışıyorum, senin yaptığına bak."

"Senin düzenin bana ancak zarar verir."

"Senin düzeninden iyidir! 2 saat boş bıraktım parmaklıklar ardındasın!" Tekrar sinirle bağırdı.

"Sana ne!"

"Ne demek sana ne?!"

"Bağırıp durmayın." Louis kollarını bağlamış sıkıntıyla konuştu.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin